sözlüğe yakışanı, 12 yaşındaki kankam alicanı ve 11 yaşındaki arkadaşım komşu kızı sudeyi sözlüğe üye yaptım. üçüncü sınıfa giden tüm sınıf arkadaşlarımı da katacağım sözlüğe. ayrıca hugonunda tolga abininde, yaş seyivesini bu kadar düşüren yöneticinin sorumlunun taaa...
bugün sözlük için yirmi kişiye reklam ve daha iki entry girdim başarılı oldum iki yedinci nesil daha kazandırdım.
astım duvarıma bu mukaddes cümleyi.
(bkz: öl de ölelim reis)
(bkz: döner bıçaklarıyla dalalım abi)
uldağ sözlük şöyle uludağ sözlük böyle şeklinde beyanat veren yazarların önce kendilerine sorması gereken soru.
önce itiraf.com da sonra da burda açıklamak istiyorum. çok spesifik cümleler kurmadan anlatmak istiyorum ki anlasın herkes diye yoksa edebiyatım birinci sınıfta pekiyi idi süper düz çizgi çekerdim o kadar yani.
evet sözlük benim yüzümden bu hale gelmiştir. afedersiniz ama tam taşak ortam diye 3 yıldır kullanıyorum resmen ebesiylen kanka olmuş durumdayım. atıldıkça mitoz bölünme geçirerek geri geldim durdum evet. kimi zaman zall a sövdük kimi zaman moderasyon senin ben şeklinde başlayan cümleler kurduk. bi işe yaramadı herkes kendi derdinde kimi popüler olma kimi neşesini bulma kimi kız kaldırma amacında. mal gibi kalan hep ben oldum nedense.
zamanında çok da reklamını yaptım "olum çok taşak lan, eksiyi okumak uludağ da yazmak lazım itü yü sittiret zati" diye.. bu kadar olacağını bilse idim vallahi çağırmazdım kimseyi. bilgi içermekten çok kendinden geçmeye başladı entryler yazar egolarını yansıttı bir zaman. tamam ben de seviyorum dalgasına entry girmeyi futbol sataşmalarını veya ne bileyim saçma espriler yapmayı karılı kızlı başlıklara abanmayı felan. fakat dediğim gibi sözlüğün ebesi bundan çok rahatsız. fazla üstüne gidilmemesi gerekli. tadında bırakmalı ya bazı şeyleri öyle olmalı burda da.
afedersiniz hala daha taşak geçiyorum alışkanlık olmuş işte. son sözüm belli seviyelere gelmek istiyorsak eğer büyük bir sözlük ailesi olarak, arada bir de olsa bu başlığı hatırlamalıyız
sabahtan açıp direk 'ben' tuşuna bastım ne durumdayım diye. sonra entry'ler girdim bir süre. daha sonra arkadaşlara forward'ladım entry'leri. öle işte.
ayar verme ayar verdikçe sıra sana gelir mantığından hareketle bugünden itibaren
"kim olursan ol yine de gel..!!" diyen, dün 800. doğum gününü kutladığımız mevlana'nın öğüdüne uyarak sözlükteki herkese saygılı olmaya ve ayar vermemeye çalıştım.*
bindiğim dolmuşun en arkasına oturdum keçeli kalemle uludağ sözlük yazdım, sticker bastırarak geçen tramvay'ın vagonlarına yapıştırdım ve arkadaşlarımı arıyarak tramvaya dikkat etmelerini istedim. gece gittiğim canlı müzikli yerde istek olarak uludağ sözlük marşı nı istedim gibi...
bu gün sözlük için n'yaptın?
aslında güzel bir soru. bu sorunun kaynağını, "sen bu sözlüğe neden üye oldun.?" sorusuna kadar indirebiliriz. "sözlüğün amacı nedir?" sorusunuda atlamamak lazım tabikide. sözlük deyince insanların aklına, aradığı kelimenin ne anlama geldigini, yan anlamlarının ne oldugunu bulmak, araştırmak gelir. yada daha da yüzeysel olursak, aradığı şey hakkında tüm bilgileri görmek ister.kişi sözlüğe girer ve başlıklara bakarak girilmiş entryleri okumaya başlar. kaliteli bir sözlükte aradağı şeyi kolaylıkla bulmakta, yalnız bulmakla kalmamakta eglenceli taraflarınıda görmektedir. haliyle sözlük prim kazanır ve bu sürkülasyon aynı şekilde devam eder. ben henüz 4. nesil bir çaylağım ve ben bugün sözlük için, içimden gelen bu entrymi girdim, bütün girdiğim entrylerimi gözden geçirdim, bir de çok önceden yazdığım küfür içerikli entry mi kendi ellerimle sildim. iyi geceler sözlük.