klasik müzik dinleyerek saatlerce yabancı dillerde kitaplar okudum. ardından nişantaşında bir jazzbar a girdim orda 1-2 saat boyunca müzik dinledim. eve döndüm. evde acıktığımda nutella yedim.
not: evet hepsini bu saate kadar yaptım.
lucky strike'ımı ve iphone'umu nişantaşı kırıntı'da masanın üstüne koyup cafe latte'mi yudumlarken farid farjad'ı ne kadar sevdiğimden bahsettim elit mi elit arkadaşlarıma.
gün boyunca cümle içinde 3 defa istinaden ; 5 defa olabilite dedim.
van gogh un hayat hikayesini okudum.
salvador dali nin leda atomica tablosunu pc de masaüstü yaptım.
an itibariyle bilgisayara pc dedim.
hata yapmadan düşüncelerimi hızlıca yazmaya çalıştım ama olmadı. illa ki bir harf hatası yapıyor insan.
ayrıca yürürken böyle birm havalı, bir edalı yürümeye çalıştım. çünkü üstümde ki paltonun siyah üstelik karizmamı etkilediğini düşünmekteyim.
yine bilgisayar başında vaktimi öldürdüm.
ve de need for speed undercoverı bilgsayarıma yükleyerek yarış tutkumu bastırmaya çalıştım.
pencerinin önünde ki koltuğuma oturup, kahvemi içip sıgaramı yaktım. elime aldığım kitabı, yağmura karşı okudum. tek eksiğim bir kedi. onunda buldum mu entel olmuş olacağım.