Doğrudur.
Doga kendini yeniler ancak talancı ak parti buna müsaade etmeden herseyi yok etmeye kararlı.
Şimdi de nesli tükenmekte olan endemik erkence zeytinleri sökülüp taş ocağı madeni kuruluyormuş.
Yerli tohum üretmenin yasak oldugunu da tekrar hatırlatalım.
sistemli bir şekilde tarım yok edildi.
çiftçi borçlandırıldı.
malı, tarlası haczedildi.
bu ülke 70'lerde, 80'lerde, 90'larda "kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi" iken, şimdi tam 126 ülkeden tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline geldi.
(bkz: 126 ülkeden tarım ürünleri ithal eden ülke/#35749397)
senelik 15 milyar dolarlık tarım ürünleri ithalatı yapan bir ülke olduk.
tarım ürünlerinde ithalatımız, ihracatımızdan tam 4 milyar dolar fazla.
yani sattığımızın üzerine senede 4 milyar dolar daha fark verip beslenebiliyoruz artık.
bu ülkede şeker fabrikaları vardı, çiftçimiz şeker pancarı yetiştiriyor, şeker fabrikalarına satarak geçimini sağlıyordu.
ülkemize amerikan cargill'i getirdik.
ona fabrikalar kurdurduk.
mısır şurubundan glikozlu şeker ürettirdik.
günde 10 bardak çay içen milletimize çayı karıştırması için gdo'lu şeker verdik.
türk tütünü dünyaca ünlüydü.
tütün ekimini kısıtladık, daralttık, yok ettik.
çiftçinin malı para etmesin diye, hal yasası çıkardık.
çiftçi değil, halde yazıhanesi olan kürtler kazandı, çiftçi bitti. çiftçi ürününü satamasın, alıcının verdiği fiyata satmak zorunda kalsın diye çıkardık hal yasasını.
(bkz: hal kanunu domates sebze ve meyve fiyatları/#36523574)
bu ülkede çiftçiyi desteklemesi gereken ziraat bankası, çiftçiyi değil, "bu ülkenin orasına koyacağız" diyen müteahhitleri destekledi.
çiftçiye kredi vermek yerine, yandaş müteahhide kredi verdi.
çiftçiye, ziraate, tohuma, hayvancılığa verdiği destekle değil, otoyol, köprü, tünel yapımlarına verdiği destek ile övündü.
ve şimdi biz "domates neden 7 lira yahu, yuh..." diye feveran ediyoruz.
konya kadar yüzölçümü olan hollanda'nın, dünyanın en büyük sebze ihracatçısı olması ve tarım ve hayvancılık ürünleri ihracatından yılda 100 milyar dolardan fazla gelir elde etmesi de hiç koymuyor bize...
artvinlıyım.dedemden bilirim her bahar mısır,patates gibi temel gıdaları eker kışa hazırlık yapardı.ahırda bir çift inek ve öküz vardı.peynir vs.yapmak için.meyvelerden fazla olanları başka şehirlere götürüp satardı yada buğday unu ile takas ederdi.diğerlerinide kimini kurutarak kiminide pekmez yaparak değerlendirir stok yapardı.sadece kendileri için değil ahırda olan hayvanlar içinde kışın aç kalmasın diye çayır biçer ot yığardı.ot fazla lüks olduğu için meşe ağaçlarını budar dal ve yapraklarınıda kuruturdu ki hayvanlara ek yem olsun.yaz böyle uğraşlarla geçerdi.kışın ise tam bi çile oraya hiç girmeyeyim. şimdilerde ise köyümüzde tarlaların çoğu boş,kimse uğraşmak istemiyor.herşeyı hazır almaya başlamışlar.yanı tüketıcı konumuna geçmışler onlarda.bız şehırdekıler gıbı.buna hangı ülkenın tarımı dayanır.üretme tüket.sonumuz pek hayır değıl vesselam.tabı suçlu kım onu çözemedım daha.
Tarım biteli çok oldu. Sorun bugünün sorunu değil. Tarımsal ürünlerin büyük bi kısmını dışardan alıyoruz. Bi tek domates ve hıyarda kendine yeter ülke durumundayız ve kendimizle ne kadar gurur duysak azdır. Bu iki ürünün fiyatı da zaten ingiliz sterlini ile yarışıyor. Ben domates tüketmeye uzun zaman oldu. Rusya'nın bunca yakınlaşmaya rağmen sürekli reddettiği ürünlerin başında domates. Neden çünkü yüksek düzeyde ilaç kalıntısı ve hastalık tespit ediyor adamlar. Bu geri gelen domatesleri de biz kilosu 10 tl den afiyetle tüketiyoruz.
Rusya krizinde komisyoncular 10 kuruştan salatalık aldı çiftçiden. 1 kilo salatalık ile bir adet sakız aynı şey mi lan ? Biterse diye bir şey yok tarım bitti turizm bitti başka da bi bok kalmadı.