aslında bazen çok fazla sinirlensem de sinirlerimi kontrol altında tutmayı öğrendim.
haksızlığa karşı sesimi çıkartıyorum elbette. ama yine de bazen haksızlığı gerçekleştiren tarafın henüz ergen bünyesinde yenemediği hırslar/anamoliler/hezeyenlar falan olduğunu düşünüp aman kardeşim genç işte bulmuş takacak bir yer kafasına göre çaylak ediyor onu bunu deyip geçiyorum.
bu tür durumlar için taa rahmetli dedemden sıkça duyduğum ve babamın sık tekrarladığı ve benim de yeri geldiğinde söylemekten gocunmadığım bir söz gelir aklıma hadi paylaşayım;
çaylaklık döneminde en az 20 entry girmek sınırdır fakat siz bir an önce çaylaklığı atlatmak için kendinizi tutamaz ve bu sayının üstüne çıkarak diğer çaylaklardan daha hızlı yazar olabileceğinizi sanarsınız.
fakat ardından 1 gün geçer, 2 gün geçer, olmadı 3 gün geçer.
ümitleriniz tükenir.
sadece moderatörler tarafından görülen ve incelenen entrylerinizin "hangisinde yanlış yaptım acaba" diye bir merak korkusu sarar beyninizi.
ve bir göz atarsınız yazdıklarınıza...
sandığınız gibi tuhaf gelen ya da sözlük formatına aykırı entry girmediğinizi düşünürsünüz.
kimi zaman da binlerce çaylağın arasında sizinle ilgilenemeyen moderatörlerin varlığından şüphelenirsiniz.
sonuç olarak, üzülür ve çelişkiye düşersiniz.
süreç bittiğinde ise yazmanıza engel olabilecek hiçbir onay şartı yoktur artık.