baba sen de bu internete girme azmi varken buraya da yazar olursun sen.
sabah akşam face'desin. asker arkadaşlarını falan hep buldun.
ne diyeyim bunu da okursan şuku'mu ver. ok ?
hadi öptüm ellerinden.
bana, senin gözünde mastürbasyon yöntemiyle dışarı akıttığın yumurtaya ulaşamayan spermlerden hiçbir farkım olmadığını hissettirdiğin, kızına sarkıntılık edecek düzeydeki adi bir adama baba dedirttiğin için sağol baba. bu gece içiyorum baba dünya umrumda değil hele sen hiç değilsin.
hiç hissetmemiştim aslında eksikliğini,
mutluydum,annem vardı yanımda beni koruyan,ihtiyacım oldugunda hep yanımda olan.
belki de hiç rastlamamıştım normal bir baba-evlat ilişkisine o ana kadar,bilemiyorum
sonra gördüm,anladım,kıskandım.
yıllardır kıskanclık duygusunu yaşamamış olan ben deli gibi bir kıskandım arkadaşımı,babasını, sevgilerini.
yaş 25 olmus ne fark eder ki
bir kez bile sevgi sözcüğü duymadıgımı,hiçbir iyi diyalogumun olmadıgını hatırladım işte.
inan çok isterdim,istedigim birçok şeyi başardıgımda sevincimi seninle paylaşmayı,
diplomayı elime aldıgımda sana koşmayı.
olmadı olmayacak,biliyorum.zaten artık istemiyorum.
güzel anılar biriktirmedim seninle ilgili,
bu nedenle özlemedim seni,özlemiyorum.
ama büyüdüm,kocaman bir yüreğim var benim. iyi ki varım.
keşke baba olabildiğin kadar adam olsaydın da, eşşek kadar oğlunu ağlatmasaydın. bir dolap kapağı için attığın o tokat, ettiğin onlarca küfürü hayatım boyunca unutmayacağım. gün gelecek elbet elden ayaktan düşeceksin. tek çocuğunum ve sana bakarsam namerdim. hadi bunu sineye çektim diyelim, peki ya annemin gözünün içine baka baka onu aldatman? ve benim de annemin tekrar felç geçirmemesi için bunu söylemiyor olmam?
küçükken içip içip attığın dayaklar peki? beni ve annemi dövmen?
seni asla affetmeyeceğim baba. gün gelecek, bana muhtaç olacaksın. işte o zaman geçmişte yaptıklarının cezasını bir bir ödeyeceksin.
ses tonunu unuttum. beraberken çektiğimiz videoları izleyemiyorum. korkuyorum evet. kokun burnumdan gitti. annem arada gömleklerini kokluyor, gülümsüyor. ben de koklasam gülümseyebilir miyim? bilmiyorum. fotoğraflarına bile bakamıyorum ki. her baktığımda yerlebir ediyorlar beni. hala kabullenemediğim bir acı, burnumun direğini sızlatan. seni özlemek tarifsiz..haykırış.
bazen seni çok özlüyorum. babalar gününde filan değil, hayır... bazen başkaları bana babalık yapmaya çalıştıklarında. yapamadıklarında. yapamazlar, onlar beni senin gibi hissedemezler. onlar bana senin gibi kızamazlar ve senin gibi bir büyük bir küçük antep fıstığı poşetiyle gelemezler eve. bana istediğim herşeyi alabilirler ama bunu akıl edemezler.
sonra yanlışlar yaptığımda, insanlar ''iyiki baban yok, olsaydı görürdün'' dediklerinde... ''olsaydı siz görürdünüz. bütün dünya görürdü.'' diyemediğimde. ne cezadır ki birbirimize benzemişiz. ne sen bana anlatabildin beni sevdiğini ne ben sana belli edebildim. ama aradan geçen onca zamandan sonra, insan bunca yalnızlıkla yoğrulunca... düşünüyor. boşuna herşey. hayatındaki en önemli şey içindeki bir hiçlik oluverince, ne önemi var? yakın, yıkın gemileri! umrumda değil bu gün. ben bu gün sadece babamı düşüneceğim.
bugün günümü babamı özlemekle geçireceğim...
muhterem pek kıymetli babacığım;
her ne kadar arabayı çarptıktan sonra sana babalar günü adına dikiz aynası ve bir adet boya hediye etmek istesem de param o kadar yetmedi ve ben de 10 liralık gaz attım. iyi ki varsın be. babalar günün kutlu olsun, harika bi insansın.
okumayacağını bildiğimden biraz tuhaf buradan seslenmek sana.
biliyorum, sözlükte yazdığımı duysan 10 dakikada bir entrylerimi kontrol eder, hepsine artı verir, ama akşam eve gelince de "niye şöyle dedin burda?" "kıza küfürlü şeyler yazmak yakışıyor mu" deyip deli edersin beni.
baba, o kadar aynıyız ki biz seninle. bu yüzden hep tartışmalarımız. aynı kutuplar itiyor ya hani birbirini. akşam annem dedi ki "maç izlerken yaptığınız mimikleriniz bile aynı". biraz korkutucu değil mi sence de?
çok benziyoruz baba. ve bu seninle aynı evde daha uzun yıllar yaşamayı istememem için gayet geçerli bir sebep. kendimle bile yaşamak öyle zor ki baba. iki tane ben, nasıl zorluyor bilemezsin.
okuduğum bölümden, her sabah o okula gitmek için uyanmaktan böylesine nefret ettiğim halde mezun olma noktasına geldiysem, sırf senin için. insanlara bahsederken yüzünün aldığı hal, bozulmasın diye. zaten annem istemiyordu bu bölümü. bundan sonra bir de onu gururlandırma derdine düşeceğim ya neyse.
seni çok seviyorum baba. hiç gitme, her allah'ın günü maç kritiği yapalım seninle.
sana ihtiyaç duyduğum en önemli zamanlarda gitsen de bir yerlerden beni izlediğini, nefesini duyamasamda saçlarıma okşasığını biliyorum. varlığın sürecinde sana bir kere olsun sımsıkı sarılıp sevgimi düşünmeden gösteremesem de seni çok seviyorum. bugün her baba kelimesin de içimde yaşanmamışların burukluğu var olsa da kahramanım olmanı yaşıyorum yine de bugün. günün kutlu olsun. senin gibi bir babam olduğu için herzaman ki gibi yine gururluyum. verdiğin umutlarla yaşıyorum. seni çok özledim ve yine seni çok seviyorum. rahat uyu.
seni hiç ama hiç sevmiyorum. sana saygı duymuyorum. seni baba değil sıradan birisi gibi görüyorum. en son olarakta beni yalnız bıraktığın için teşekkür ediyorum. *
dünyaya geldiğim ilk senelerde ellerimden tutan insan, kardeş doğana kadar kızının birtanesi. sonra aramız bozulmaya başladı baba değil mi, kıskandım seni çok kıskandım. sonra lise yıllarına kadar idare eder bir ilişkimiz oldu. liseye geçtim, değiştim, aramız iyice bozuldu baba. sana yabancı oldum. şimdi kazık kadar oldum üniversite kazandım dizlerinin dibinde, uzun yol yorar diye yine uçtum yuvadan. hiç istemedim baba burda olmayı, ağladım zırladım hepsini çektin. şimdi lisede keşke daha az yabancı olsaydım sana diyorum, orta okuldaki kızına azcık daha benzeyebilseydim... iki sene oldu baba lise biteli, ben biteli. sırf sevmiyorum diye bırak dedin o okulu. her türlü maddi manevi destek verdin bana.
en önemlisi sen bana güvendin, yanımda oldun. o çok değer verdiklerim bir bir savrulurken bir kez daha haklı çıktın. dünyaya ilk geldiğim senelerdeki gibi tuttun ellerimden. babalar günün kutlu olsun, iyi ki varsın.
baba,ben büyüdüm artık.düşüncelerimin senin düşüncelerinden farklı olmasını bu kadar anormal karşılama lütfen.ve lütfen benimle ilgili olan mevzularda bu kadar büyük konusma ne dersen de ben yapmak istediğimi yapıcam çünkü..ama yinede seni seviyorum..
cok mesafelisin ya. mıllet ne güzel babasıyla vakit geçiriyor, öpüyor, sarılıyor, muhabbet ediyor, gülüyorlar... biz seninle aynı evde yan yana bile gelemiyoruz, onu geçtim babalar gününü dahi kutlayamıyorum sayende. var mısın, yok musun belli değil ama allah başımızdan eksik etmesin yinede. baba yoklugunu da allah kımseye yasatmasın, yasayanlarada sabır versin. babalar günün kutlu olsun sert, tepkisiz, sevgisini göstermeyen babam..
aslında bu metnin cümleleri, bir kaç gündür aklımın bir köşesindeydi. bugün babalar günü ve senin hakkındaki duygu yoğunluğumun en fazla olduğu, yılın üç gününden bir gün... diğerleri doğum günün ve bu dünyadan göçüş günün...
geçen gün bir cenaze törenine katıldım. birilerinin babası ölmüştü yine ve yine bir çok umut, bir çok duygu, bir çok anı gölümülecekti toprağın altına...
çocuklardan biri, babasının toprak altına gömüldüğünü izliyor ve onunla birlikte duygularını gömüyordu. gözyaşlarını, acıma hissini, merhametini... artık sadece, birilerinin babası öldüğünde üzülecekti, o insan... çünkü her ölen baba, ona kendi babasının ölümünü hatırlatacaktı...
sonra ikinci çocuğu izledim biraz. babasıyla birlikte anılarını gömüyordu. artık babasının kendisine, ilk aldığı hediyeyi anımsamayacaktı. çocukken, babasının her akşam eve elinde çikolatayla gelmesi, çok istediği ve onun satın alınması için ağladığı oyuncağı, hepsini gömmüştü babasıyla birlikte. her hatırladığı anı, kendisine çok daha büyük acılar verecekti.
üçüncü çocuk, hayallerini gömüyordu babasıyla birlikte. hep kendi babası örnek almıştı. o dünyada ki en ideal babaydı, o çocuk için. kendi çocuklarına, hep kendi babasını örnek gösterecekti. ama nerden bilebilirdi ki babasının kendisini yarı yolda bırakacağını. nerden bilebilirdi ki torunlarıyla birlikte vakit geçiremeden, bu muhteşem babanın, dünyadan göçeceğini...
sonra kendimi düşündüm... senin cenaze törenini düşündüm. ben ne gömmüştüm, ben seni benden alıp götüren toprağa, neyimi vermiştim... seninle birlikte ben ne kaybetmiştim...
sorduğum soruyu, kendim cevapladım. ''hayatımı'' dedim. evet ben, seninle birlikte hayatımı gömmüştüm o toprağa...
artık ben hayatta değilim, boşluktayım...
teşekkürler yanımda olduğun için, teşekkürler her an aklında olduğum ve aklımda olduğun için. belki de hiç bir kızın babasını sevemediği kadar belki de hiç bir insanın seni sevemeyeceği kadar çok seviyorum seni..abarttığımı düşünmezsin biliorum, çünkü herkes gibi sen de biliyorsun seni herkesten, herşeyden çok sevdiğimi.. anneme bile söledim bunu kırılacağını bile bile.. herkese, herşeye haykırsam da sanki susuyormuşum gibi geliyor.. o kadar büyük bir sevgi ki tarif edemiyorum.. her an yanyanaydık. beraber hasta olduk, beraber ağladık, beraber içtik..sen nasıl ki benim bir göz yaşım uğruna dünyayı yakarsan ben de her şeyi yapmaya hazırım.. sen nasıl ki benim bir sözümle sigarayı bıraktıysan, söz veriyorum ben de bir an önce üniversiteyi bitirip yanına geliceğim babacığım.. seni kendimden bile çok seviyorum