Şimdi anladım neden bu kadar kızdığını, sen gidince omuzlarımda yük olmasın diye kızmışsın babam. Beni uyandırmalarını, sarılmalarını, öpmelerini özledim. Bana hayatı öğretmeni özledim. Geceleri seninle kahve içmeyi , sabahları kahvaltı edip gülüşmelerimizi özledim. Ben seni özledim babam. Affet beni yaptığım hataları, beni affet babam. Gözlerim senin gibidir hala merak etme. Kızarım bazen sana bırakıp gittin tek sevdiğim, tek güvendiğim, tek dostum bırakıp gittin diye kızarım. Ağlama demiştin ağlamıyorum baba ağlamaya yüzüm yok. Bazen vicdan azabımı alıp geliyorum mezarına, resimlerine bakıyorum özlüyorum ama ağlamıyorum. Unutmuyorum baba unutmayacağımda. Affet.
baba dünyadayken sesimizi duymadın ama umarım şimdi malum oluyordur bu yazdıklarım sana. derdin neydi baba bizimle neydi suçumuz sana gurur ve övünç den başka ne getirmiştik. sen bize hayatı zehir ettin ama insanlar bize hep imrenerek baktılar çocuklarının her hatasında örnek olarak bizi gösterdiler. ama bir tek sana yetmedi başarılarımız terbiyemiz. aradan yıllar geçti anne oldum evlatlarımla gurur duyuyorum mükemmel oldukları için değil benim oldukları için. ve baba o otoriter tavrın karşısında o kadar savunmasız büyüdük ki yüzde bin haklı olduğum durumlarda bile sustum hep çünkü bizim kendimizi savunma hakkımız olmadı hiç. hiç öğrenmedik kendimizi savunmayı. ama şükürler olsun çocukluğumun en büyük duası kabul oldu ve sen annemden önce gittin diğer tarafa. ve canım annem senin ve gözyaşının olmadığı bir dünyada yaşıyor on üç yıldan beri. üzgünüm baba on üç yıl oldu ve ben seni hiç özlemiyorum. sadece sözlükte babasına olan sevgisini anlatanları kıskanıyorum hepsi bu.
soğuk bir şubat genüydü..25 şubat 2011. bu tarihin aklıma böyle geçeceğini hayal edemezdim. biliyorum, diyaliz cihazından çok korkuyordun. daha önce bir kaç kez girmene rağmen yine de alışamamıştın. yarım saat kalmıştı maknadan çıkmana,başucundaydım hatırladın mı babacığım. elini kaldırmayasın diye elini tutuyordum. sıcacıktı ellerin. bir anda buz tutmuşum gibi oldu. soğumaya başladı ellerin. elimi ayaklarına koydum orasıda buz gibiydi. ne oldu dedim hemşirelere ses etmediler. meğer can yavaş yavaş bedenden çekilirmiş o zamanlarda. kurtar beni oğlum derken anlayamadım babam,affet beni. 13 saat seni bekledim yoğun bakımın önünde.13 yüzyıl geçti aradan sanki. baban için artık yapacak bir şey yok diyenlere bağırdım, olmaz dedim, benim babam direnecek,o savaşı kaybetmeyecek dedim. neden babam, neden? neden kaybettik biz bu savaşı. beraberce yayalaya çıkacak, kekik kokuları içinde dolaşacaktık. sen bana kızacaktın bir hata yaptığımda. gece saat birdi, son nefesinmiş meğer aldığın. çok sıcak burası diye elbiselerini çıkarırken şimdi neden buz gibi morglardasın baba. neden ben senin cesedini teşhis etmek zorunda kaldım babam. onca kardeşime,eşime dostuma ne derim ben şimdi? seni seviyorum babacım,seni çok seviyorum. mekanın cennet kabrin nur olsun.
insan babanın değerini baba olunca anlarmış, anladım. daha anlamlı bir gelecek için düştük yola, ama seni son kez göremeyeceğimi hiç hesaba katmadım, aramızda hep bir mesafe vardı; hayat, zorunluluklar. baba, yüreğim kadar uzaksın, seni çok seviyorum, çok özlüyorum. nur içinde yat.
Ne cabuk gecti yillar daha dun gibi aklimda beraber oynadigimiz oyunlar. Beni sevisin... Simdi bi cok derdinin ustune bi de ben buyudum sorunlarimla birlikte. Elinden ne geldide yapmadin benim icin sanki? Peki ben neden bilemedim bana verdiklerinin degerini?
Eskisi kadar kolay olmuyo kavgalarimiz biliyorum. Eskisi gibi kolayda gecmiyo kirginligimiz. Belki daha cok yoruyo hayat seni eskisinden belkide baska acilarda cikartiyosun benden ama ne farkederki bagirsanda cagirsanda biliyorum iste sende cok seviyosun beni.
Hic soyleyemedim yuzune karsi seni ne cok sevdigimi, ne degerli oldugunu ama biliyosun eminimki. Sen benim buyuyup benzemek istedigim tek adamsin. Bana kattiklarin ogrettiklerin hayatim boyunca hep aklimda olucak. Bi gun baba oldugumda beni sevdigin gibi sevicem cocugumu bana gosterdigin gibi gostericem ona yolunu.
Yasadigindan daha mutlu ve ailemizle simsiki bi omur gecirmen dilegiyle. Hep yanimizda ol.
affet baba, okuldan atılarak hayatının ortasına filan sıçmış olabilirim. ama toparladım gibi. yani yeniden kabul edildim. iyi ki o çevirileri yapmışım...
bir de para bitiyor be baba...
"dady looking at me, will i ever be free? have i crossed the line?" ben yazmadım ama tatu yazmış. e tabii zamanında biz de az söylememiştik babasına yazdığı bu kısmı.*
baba seni sevmekle sevmemek arasında gidip geliyorum sürekli.ne çok seviyorum diyebiliyorum nede sevmiyorum...şimdi iyisin fark ediyorum bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorsun ama geç değil mi artık sence de? bundan önce geçen o yirmi sene aramızdaki soğukluk, mesafe nasıl telafi edilir bilmiyorum.keşke sevebilsem seni.kazık kadar oldum hala parkta çocuğuyla ilgilenen bir baba görsem gözlerim yaşarır,ağlarım.senle hiç baba-kız olamadık biz.bana sarıldığını bile hatırlamıyorum.ne kadar büyük bir eksiklik benim için bilsen keşke,anlasan..
herkesi kolayca affedebiliyorum ama seni affedemiyorum uğraşsam da olmuyor. her yüzüne baktığımda çığlıklarla söylemek istiyorum içimdekileri çoğu zaman yüzüne de bakamıyorum zaten gene de sen bilmesen de seni seviyorum.
bir kez olsun dinle beni. karşı çıkma. annem büyüttü beni, sen değil. çocukluktan çıkmıştım beni tanımaya çalıştığında, 'vakit geç değil'lerle tatmin olacak yaşta değilim. ne olursa olsun, ne yaparsan yap değişmeyecek. annem ve ailesi oldu ebeveynlerim, onlar kadar olamazsın. aklını kullan, lütfen.
yüklenen onca dertler deryasında babacığım diye giriş yaptığım cümleleri hem dilini hem yüzünü ekşitse de tatlıya bağlayan adam. bu adam benim babam. severiz birbirimizi çaktırmadan.
bazen çok ayıp ediyosun. şu içkiyide artık bıraksan diyorum 56 yaşına geldin 20'lik delikanlı gibi götürüyosun malı. ben 24 yaşımda içkiyi 25 yaşımda sigarayı bıraktım sen ne zaman anlayacaksın bunlardan bi bok olmadığını.
baba lütfen sende her normal türk babası gibi tsm thm dinle lütfen. lady gaga ya da inna dinleme. şarkıyı indireceğin zaman şarkıcıyı leydi gaga diye aratma reca ediyorum.
aslında biliyorum... bu yazıyı hiçbir zaman okumayacaksın ve sana buradan senin benim için ne ifade ettiğini ve ne anlama geldiğini belirtmek istedim.
etrafımızdaki herkes, tüm ailem ve hatta annem bile en çok seni sevdiğimi düşünüyor bu hayatta. dudaklarımdan 'baba' kelimesi çıktığında yüreğim titriyor benim.
sen benim herşeyden ve herkesten gözümden bile sakındığım, canıma can katan hayatımın anlamı, dostum, arkadaşım, sırdaşım, herşeyim...
seninle bu yaşıma kadar o kadar çok şey paylaştık ki...kimi zaman neşenin doruklarına çıktık seninle, kimi zaman hüznün acının en dibini yaşadık. ama tek birşey vardı ki her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın ellerimiz yüreğimiz birbirine kenetliydi. uzakta olduğum zamanlarda bile aslında çok yakındım sana.
hep dersin ya bana baba ;' abinle asla seninle yaşadığım şeyleri yaşamadım'. haklısın baba, biz herşeyi dolu dolu yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. ameliyattan çıktığımda narkozun etkisi yavaş yavaş üzerimden silinmeye başladıkça dudaklarımdan tek bir kelime döküldü 'babamı istiyorum'.
bugün senin doğumgünün...nice mutlu, sağlıklı yıllara babacığım. seninle gurur duyuyorum. iyi ki babamsın, iyi başımızdasın ve allah seni başımızdan eksik etmesin. seni çok ama çok seviyorum baba kartal...
ne güzel sana baba demek.. baba diyebilmek ne güzel. sana benzemek ne güzel. asıl güzeli hala baba diyebiliyo olmam. bırakmadın kendini, yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgiye tutundun sım sıkı. yılmadın babam bize o tesellisiz duyguyu yaşatmamak için yılmadan tutundun.babasızlığı biliyorsun çünkü. benimle hiç paylaşmadın ama hala babana ihtiyacın olduğunu biliyorum. her şey anlamsız olur eksikken. beni sensizliğin eksikliğiyle bırakma baba..
geçen gün ki telefon görüşmemizi unutamıyorum baba. gözlerim dolu dolu oldu. ağlayacaktım ama yine üzülürsün gece uyuyamazsın diye gözyaşlarımı tuttum işte. ne zaman ki birbirimizden uzak kaldık işte o zaman sen benim bende senin değerini anlayabildim baba.
annem de hiç böyle olmamıştı değil mi? annemi hep sevmiştim, anneme hiç kızmamıştım, anneme hiç küsmemiş idim. ama senle nedense hep bir tartışma içerisinde olurduk. sana en çokta zor zoruna mecburen* istanbul'dan alıp mersin'e götürdüğün de o köprüden geçerken beni hüngür hüngür ağlattığın için kızdım baba. şimdi de kızıyorum, niye mi? bu sefer bana bunları yazdırdığın için kızıyorum baba.
seninle bir tane fotoğrafımız var biliyorsun, fotoğraf çektirmeyi sevmiyorsun ama bak şimdi uzağım senden. beni bir zamanlar zorla götürdüğün yere yine geri döndüm. ne yapayım, sana çekmişim baba. o bir tane fotoğrafımız odam da masamın üzerin de duvara yapıştırdım. ev sahibimiz kızacak biliyorum, ama umurumda değil.
benim bir tanecik babam var, o beni korur değil mi babacığım? o akşam beni hüngür hüngür ağlattıktan sonra benim sinir krizi geçirdiğimi gördüğün de kucaklayıp artık bilmem kaç km. giderek beni hastaneye yetiştirdiğini annem anlatıyor. ben bilmiyorum babacım. çünkü kendimde değilmişim. bunu da annem söylüyor. biz eskiden neydik be babacım. ameliyat olduğun gün yanına geldiğimde sana sarılmak istediğim de kafanı çevirdiğini hatırlıyorum. senin haberin yok ama ben tuvalete gidip hüngür hüngür ağlamıştım baba. sen beni hep ağlattın yahu be adam. o yüzden gözlerim renklidir belki ha? ne dersin?
sonra senin kızın büyüdü. senden uzakta, sizden uzakta kendi ayakları üzerin de durmaya başladı. "senden bir bok olmaz" lafını kızı babasına yutturdu. değil mi babacım? "yeter kızım seni çok özledim, seni çok seviyorum" sözlerini duymaya başladı artık kızın babasından.
ne kadar çok mutlu ediyorsun artık beni, farkında mısın babacım? her gün annemden çok senle konuşmaya başladık. annem kıskanmaya başladı baba bizi. seni çok özledim babacım, artık gitmem lazım. ilk uçakla yanına geleceğim. seni çok seviyorum. hem de çok. bana güvendiğin, beni sevdiğin ve beni mükemmel yetiştirdiğiniz için anneme de sana da teşekkürler babacığım. öpüyorum ellerinden.