senle babalar gününü kutlayacak kadar bile ömür geçiremeden aramızdan ayrıldın. küçüktüm küçücük... neden bıraktın gittin baba neden? neden ölüme direnmedin? neden ölüme "dur daha evlatlarımla yaşayacak güzel günlerim var demedin? neden beni 2 yaşımda yetim bıraktın? nedne ha neden? sesini bile hatırlamıyorum bilmiyorum baba... 20 sene oldu ama hala bir konuşmada "baba" sözcüğünün telaffuzu bile içimi sızlatmaya yetiyor gözlerimi dolduruyor.
senden sonra çok çileler çektik çok cefalara katlandık. fakirlik değil ama yetimlik hep boynumu büktü. seni çok özlüyorum daha doğrusu baba nasıl olur onu merak ediyorum.
canım babacığım; ben evlenmeyeceğim. o b.ku bir kez yedim bir daha yemeyeceğim. allah rızası için alttan alttan yoklama yapma. ellerinden öpüyorum. not: bu ay biraz sıkışığım az bi para yollarsan çok makbule geçer.
Bugün arkadaşın babasını kaybettiğini duyunca kendi babammışçasına ağladım, çocuğunu okutmak için 62 yaşında işçi olarak çalışmak fedakarlıkta sınır tanımamayı gösterir. Sakın benden önce ölme canım babam.
kafanı bedeninden ayırıp yere koyduktan sonra, başsız bedenini vücudundaki tüm kanın boşalması için ayaklarından tavana asmak; en nihayetinde kanınla dolmuş odada çıplak ayakla tepine tepine dans etmek istiyorum.
sonra da eğilip kulağına şunları fısıldamak istiyorum: hadi bağır bana, adımı söyle, adımı söyle adımı söyle. adımı söylerek bağır, vur bana hadi.
--spoiler--
bugün seni öldürsem mi, cesedine tükürsem mi, kargaları gözlerinle beslesem mi, ya da vazgeçip yalnız üzülsem mi?
--spoiler--
babamm, sevgilim, beni karşılıksız seven tek erkek....
sen neler atlatmadın be ey koca adam!! bir gözüm yoksa diğeri var, bir ayağım yoksa diğer ayağım var dedin yaşama bağlandın... bu dünyada hep kendinden birşeyler bıraktın. bu acıları da atlatırsın babam... bunlarda biter... neler bitmedi ki!!!
bizin sana destek olacağımıza sen bize destek oldun, senin canın yandığında biz ağladığımızda sen sanki başkasının canı yanıyormuş gibi teselli ettin. acını göstermedin, hep üzülmeyelim diye mutlu olmaya ve güçlü durmaya çalıştın...
sen nasıl bir insansın anlamadım ki! hiç mi canın yanmaz? hiç mi üzülmezsin be adam! allah sana verdiği sabrın 3 te 1 ini bize verseymiş keşke... yaşanmadan bilmez demiştin evet yaşamadan bilemeyiz ki ne cektiğini...
her zaman böyle ol, güçlü ol, dirayetli ol... bizi bırakma sakın!
her ne kadar bazı hareketlerine ifrit olsam da seviyorum la seni.
ama asıl olay şu ki senin sevmediğim hareketlerinin hepsini ben başkalarına yapıyorum.
Bu işte genlerin parmağı yoksa ben de bir şey bilmiyorum.
öptüm *
Baba tassaklarini yiyim senin be , sen calismasan abim de ben de nah okurduk sen de kahrindan olurdun. Bir de azalt sigarayi haci daha ihtiyac var sana .
babam küçükken ben den su isterdi hep eve geldiğin de yemek yediğin de tv izlediğinde, henüz okula başlamadığım yıllar o su bardağı kocaman gelirdi bana babam bu kadar suyu nasıl içiyor derdim içimden ama dışımdan da hep isyan ederdim benden neden istiyorsun niye hep benden istiyorsun derdim... babam da senin suyunda kuş var oğlum derdi gülerek senin getirdiğin su daha lezzetli derdi.. yalan söyleme beni kandırma ne kuşu hani kuş yok bardakta kuş derdim.. çocuksu kandırılmaya sitem ederek.
yıllar geçti büyük koca adam oldum ama yıllar babamla aramıza mesafe koydu anlaşamıyorduk, sürekli tartışıyorduk, bu gece babamın sesi ile uyandım.. sabaha kadar uyumadım bekledim..
biraz önce odasına gittim su istedi benden.. 191 oyunda 100 kiloda bıyıklı adam yani ben çocuk gibi panikledim sürahiye koştum boştu panikle aceleyle su doldurdum, dolapta deli gibi bardak arıyorum babam için uygun bardak seçiyordum ama hepsi bardaktı hangi bardak babam uygun olabilirdi ki.. bir tane bardak seçtim sürahiden suyu doldurdum tam babama verecektim ki... bu su soğuk babam hasta ılık su vermeliyim dedim.. sıcak su ile soğuk suyu karıştırıp ılık bir bardak su yaptım ama geçen her salise geç kalma duygusunu yaşıyordu bana.
baba kalk suyunu iç dedim, elini uzattı kaldır beni dedi elini tuttum.. sıkıca bir an dona kaldım sadece elini tutuyordum kaldır beni dedi kendime geldim kaldırdım suyundan bir yudum aldı...
şimdi yatağında uzanıyor, bense odam da ne düşündüğümü bilmeden oturuyorum.
senden adam olmaz, hangi baba çocuğunu 3 yaşında bırakıp gider hangi baba, elbet bir gün bir yerde karşılaşacağız senin suratına tüküreceğim, iki elim yakanda, öldüğünde mezarına toprak dahi atmayacağım bunu bil.
"başka bir baba tahayyülümüz asla olmadığı için ikimiz de sana teşekkür ve minnet borçluyuz
bize tam da bir babanın olması gerektiği gibi bir baba olduğun için..
özgür ve hür yaradılışımız için.
hiçbir zaman kafamıza vurmadığın, sesimizi kesmediğin, canımıza okumadığın için,
gölgenle üzerimizde karanlık etmediğin için". *
iletişim kurmada sorun yaşıyorsun biliyorum ama sadece çakır keyif olduğun zamanlar '' seni seviyorum kızım'' dediğinin farkında mısın ? hadi gel şu cümleyi her güne çıkaralım.
her gece uyumadan önce "oğlum biz yatıyoruz sen de fazla oturma, yat" deme babacığım. hayır sen de çok iyi biliyorsun ki ben bugün de sabahlayacağım. nasıl bir umuttur sendeki, her gece her gece...*
