tuna kiremitçi' nin içinde derin anlamlar barındıran eseri. çevresi insanlarla sarılmış bir müzisyenin içinde gittikçe büyüyen yalnızlığı anlatandır. yalnızlığın, aşkı ve hayalleri nasıl uçurduğuna parmak basandır.
Tuna Kiremitçi'önin kitabından uyarlanmış Vodafone reklamlarından gına getirmiş film, iyi güzel, fena değil, ehh işte filmi. En beğendiğim yanı istanbul ve izmir manzaraları olmuştur.
bu olaylar hangi ülkede geçiyor, bu modern (!) insanlar kaçıncı yüzyıldan geri vitese takıp gelmiş diye düşünmeme neden olan film. tuna kiremitçi kitabı uyarlaması olduğunu bilseydim seyretmeye bile niyetlenmezdim. ne yazık ki filmin sonunda yazılar akarken gözüme ilişti bu bilgi. nasıl güldüm anlatamam. tam bir "geçti borun pazarı sür eşşeği Niğde'ye." durumu söz konusu oldu anlayacağınız. şöyle yüzümde şaşkın, hoş, biraz acı biraz da memnun bir tebessüm bıraktıracak yeni model bir film istiyorum Allah'ım çok mu şey istiyorum?
yatmadan once talking tom programini acip "iyi geceler sevgilim, seni seviyorum" diyorum. o da soyluyor aynisini. "iyi geceler sevgilim, seni seviyorum"
Tamamen klişe bir kitap ve film. Ama şarkıyı çok beğendim, yalan yok. Neticede Harun Tekin. Söz ve müzikte Harun Tekin imzası görüyoruz. Bu adam bu işi biliyor. Çok güzel söylemiş, dinlenesi bir parça olmuş.
işte sözleri;
Bir zamanlar, tüm zamanlar
Aynı yüzler
Senin yüzlerin
Hayat vardı akılsızken
Seni buldum sandım kaybederken
Bu işte, hep bu işte
Hissettiğim
Yandığım
Bu işte hep bu işte
Gördüğüm
inandığım
Bu işte bir yalnızlık var
Bir zamansızlık, bi yersizlik var
Bu işte benim sevdiğim
Kocaman bir çaresizlik var.