Boyle cogunlukla istemiyorum ama yan cebime koycular gibi, bir tutam atin olumu arpadan olsuncular gibi, azicik da azimli sican duvari delerciler gibi.
Ben de cok vakif degilim yani. Degisiyor. Tutamiyoruz.
lanet bir havacilik sekteronde ucak teknisyeniyim ve allahin cezasi basteknisyen yuzunden her gecen gun daha beter olmak.
uzere ve malesefki oluyorda yeter artik yeterrrrrr
allah'ım ne olur kesilmesin, devam etsin. açıklama yapayım yanlış anlaşılmasın. 2000 yılında uefa finalinde arsenal'i yendiğimizde davor suker'in penaltı kaçırınca levent özçelik'in mutluluktan sarf ettiği cümle. benim mutluluğum futbol ile ilgili değil şu an. kendi hayatımla ilgili. bu söz aklıma geldi ve söylemek istedim.
Özgüvenim tavan, her şeye Şükran duyuyorum ve de içimde tatlı olgun bir neşe var. En çok da karşılaştığım insanlar için şükrediyorum sanırım. Öyle insanlarla yollarimiz birleşiyor ki bir insan bu kadar mi naif olur diyorum,kalbim titriyor. Demek ki aynı frekanstayiz ki çekmişiz birbirimizi. Bu müthiş bir şey.
2 gün önceki cumartesi günü zor geçti. Evet, çok zor değildi ama zordu. Sevdiğim biri nasıl ellerimden kaydı gitti bunu gördük. Evet,gitti.
Bu ilk miydi? Hayır.
Herkes gibi miydi? Belki.
Herkes herkesten farklıdır esasında hatta bazen geçmişte huyunu sonradan sevmediğimiz birinin, başka biri üzerinde gördüğümüz davranışı bile bizi mutlu edebilir. işte bu özlem.
Her hücrem sokakta kırgın yürüyor, görmezden gelmeye yorulmuş.
Peki şimdi ben nasıl hiçbir şey olmamış gibi devam edeyim? Kırgınlıklarımı gizliyim?
Ben insan değil miyim, hayır ya ben kulun değil miyim ey allahım?
Naptım tuvalete ekmek kırıntısı döktüm de acısı şimdi mi çıkıyor?
Sanki yakın zamanda ölecekmişim de herkes bana iyi davranıyor gibi,bende sanki ölecekmişim de o yüzden ailemin yanından ayrılamıyor vicdan yapıyor gibiyim.
Gribal enfeksiyon geçmek bilmiyor, yapayalnız, bir başıma kaldım yine...herkes yalnızlık çok güzel dese de ben çok sıkıldım bu durumdan...ruhum kalmadı ki hali olsun...
Bir çadırın içinde hayalimde, hayallerimle başbaşa doymak bilmeyen nefsimin dizginlerini gevşetmiş, pişmanlık cirit atarken etrafımda; yüzümde bir tebessümle, acı çeken tüm hücrelerim bir çare bekleyen vicdanımın önünde eğilirken ve bitmek bilmeyen bir şarkının sonunda yeniden doğmuş umutlarımla uykuya dalmaya çalışıyorum.