Yahyâ Kemâl"e sormuşlar:
Türkler Viyana kapılarına nasıl gitti?diye O da:
Türkler Viyana kapılarına kılıçla mı gitti zannediyorsunuz? Hayır Osmanlı, Viyana kapılarına bulgur pilâvı yiyerek ve Mesnevî okuyarak gitmiştir. cevabını vermiş.
Pirinç, Osmanlı devrinde yaşayanlar için zenginlik alameti olmuştur. Halkın çoğunluğu bulgur ile doyarak sade bir hayat sürmüştür.Karınlar, bulgur ruhlar da mesnevi ile doymuştur. Dünya pazarında söz sahibi olmak için yerel özellikleri korumak ve iyi pazarlayabilmek gerekir.ÜLkemiz hamburger ve Cola ile dünya markası olamaz. Bu ikisi zaten ithal. Çiğköfte, mantı, şalgam ve limonata ile "ben burdayım ve özgünüm" diyebilir. BUlgur ve pirinç te bu örnekteki gibidir.
mesela daha 10 dakika önce yedim*. biraz sonra da kumaş pantolonlarımızı, beyaz çoraplarımızı ve elde örülmüş yeleklerimizi giyerek gece sohbetine başlayacağız arkadaşlarla. bu keyfi herkes yaşayamaz bence.
paşam sanane adamın ne yediğinden..bulgur pilavını şöyle siniye yufkayı döşeyip üstüne dökersin..yanında da buz gibi bir yayık ayranı içersin..hele birde açsan..yobazlığı görürsün o zaman sen..vatandaş gel yobazlık böyle tespit edilmez..yobazlık insanın insana olan tavır ve hareketleri ile belli olur..hadi bakalım sağlıcakla.
bulgur pilavı yemeyen insanın, tarhana, ezogelin, yayla çorbalarını, ayran, şalgam suyu da içmemesi, adana, urfa, döner vs. kebapları da yememesi, , yani bunlar ve bunlar gibi sayısız öz be öz yerli zevklerden de vazgeçmesi gerekir ki, böyle bir aptal insan ülkemizde yoktur.
amına koyim anlayamıyorum bulgur pilavını yemeyen insanlar ne kadar genişler acaba?
ne bilim göte buzlu badem filan da sokuyorlar mı bu kadar large olduklarına göre yapıyolardır heralde.
höde hede höde
yanına soğuk ayran ve soğan koyarak risottocu piçlere karşı gösterdiği dik duruşla takdirimizi kazanan insandır. içimizden biri, kimimizin anası babası kardeşi kimimizin ta kendisidir. yaşasın bulgur pilavı. bir de alpha rice diye bişey var a.q. bak ona hiç girmiyorum.