5. sezon itibariyle walt iyice sevilmez, çekilmez adamın teki oldu, skyler'a bile hak vermeye başladım artık.
her şey ailem için ayağına yatıp egonu tatmin etmeye çalışıyorsun. oğlun gibi sevdiğin jesse'nin sevdiklerinin bir bir ortadan kaldırıyorsun.
dalaverelerle patronlarının ayağını kaydıryorsun.
bunlara eyvallah dedik ama: mike reyizi öldürmeyecektin be w.w.
neyse hank'ten çok şey bekliyorum ettiğini bulursun umarım.
en başından itibaren dikkatle seyredip ince örülmüş senaryoda hiç bir gedik olmamasına hayran kalmışken aklımda soru işareti yaratan bir mantık hatasına sonlara doğru rastladığımı düşündüren harika yapımdır.
yalnız şu konuda biri beni aydınlatırsa sevinirim.
--spoiler--
Malum tren soygunu sahnesinde kahramanlarımız metilaminin hangi vagonda olduğunu soygundan saatler önce lydia'nın telefouyla öğreneceklerdi. ancak saygundan bir gün önce köprünün altına düzeneği yerleştirdiler. e peki Nasıl olduda metilaminin olduğu vagon tam da köprünün olduğu yere denk heldi?
ikinci sezonu ile üçüncü sezondaki büyük değişiklikleri muştular. aynı zamanda vince'in kamera teknikleri ve hikayedeki dönüşler açısından yenilikler denemeye başladığı sezondur.
AMC'nin, Walking Dead çıkmadan önce ki en yüksek reytingi alan dizisi. Lisede kimya öğretmenliği yapan -daha doğrusu başka bir seçeneği olmayan-, ancak gençlik yıllarında arkadaş yamuğuna kurban gidip trilyon dolarlık projesini başkalarına kaptırmış bilim adamı Walter White'ın akciğer kanseri olduğunu öğrenmesiyle başlıyor dizi. Ardından, "öldüğümde sakat oğlum ve çirkef hamile karım ipotekli evde nasıl geçinecekler?" düşüncesi alıp gidiyor adamımızı, çareyi de öleceği güne kadar meth üretip satmakta buluyor. Lisede ki öğrencisi Pinkman'ı yanına ortak alıp başlıyorlar maceraya ve olaylar gelişiyor...
Breaking Bad'i muhtemelen diğer popüler dizilerden ayıran en elle tutulur yanı, kendinizi karakterlerin yerine koymaya zorlamasıdır. Dizi dramatik görünse de aslında daha çok psikolojiktir. Tüm karakterlerin her geçen bölümde nasıl değiştiğini ağır ağır gösterir izleyiciye. irdelediğiniz zaman, tüm karakterlerin kendi iradesiyle kötü olana yöneldiğini görebilirsiniz. Zira, inanılmaz akıl oyunlarının döndüğü bir dizidir breaking bad.
senaryosuyla kendine hayran bırakan dizidir. bazen birkaç bölüm durgun gittiğinde en fazla bu kadar güzel olabilirdi dedirtir. dizi bittiğinde bile hala kimden yana olacağıma karar verememişimdir. bir zamanlar itilip kakılan kimya öğretmeninin nasıl bir uyuşturucu imparatoruna döndüğünü anlatır.
gustavo fring'siz olmuyo sanki ama yine de seyrediyorum. ne güzel olur ya fring şöyle tek gözle korsan gibi falan geri dönse de walt'ın o suratını görebilsem.
Tekrar soyluyorum the wire ve oz adli dizileri izlemeden gelmis gecmis en kelimesini kullanmayin. Bu arada gelecek sezona kadar bunlarla idare etcez artik.
havuza atladığı sahnede skylar karısını ıslak odunla evire çevire dövmek gerekiyordu. lori' den kurtulduk ama şu kahpeden bir türlü kurtulamadık. ayrıca skylar bu sezon seksapalitesini kaybetmiş, erkek gibi suratı çıkmış. kalbi yüzüne yansımış.
4. sezon diğer sezonlardan geride bir performans sergiledi diyecekken son 2 bölümde yıktı geçti. walter' ın kevaşe karısı skyler bile oyunculuk dersi verdi. üzücü olan tek nokta gus fring' in aramızdan ayrılmış olması.