üstünde durulması gereken sorunsaldır. okuduğum bir haberde şöyle geçiyordu;
Atatürk Cumhuriyetinin zenginliklerini sata sata bitiremeyenler, şimdi de halkın en değerli varlıklarından olan bor, uranyum ve toryum madenlerini özelleştirmeye yönelmekte, ülkenin tamamen tasfiyesini amaçlamaktadırlar. Son günlerin çok yoğun gündemi nedeniyle halkımız, üzerinde yaşadığı zenginliklerin birer birer elinden alınarak önce yerli işbirlikçi yandaş taşeronlara daha sonra yabancı şirketlere devri haberlerinden uzak düşmektedir. Artık birkaç tane kalmış olan ulusalcı haber kaynağı da olmasa bunları öğrenme olanağı da bulunmayacak; tam bir karartma uygulanmakta Daha önce sürekli olarak Bor madenleri özelleştirme dışında kalacak diyen yetkililer şimdi, Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin işletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının iadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun taslağını, daha önce 5 Mart 2012 tarihinde Bakanlar Kuruluna sunarak, Bor madeninin de özelleştirilmesinin önündeki engelleri kaldırmaya çalışmışlar, ancak koşullar buna izin vermemiş, ötelemişti.
Anayasa ve 2840 sayılı Yasa engeli var.
10.06.1983 tarih ve 2840 sayılı , Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin işletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının iadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesiyle, Bor Tuzları, uran yum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden kanunu hükümleri çerçevesinde verilmiş olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir denilerek, durum açıkça belirlenmiş ve bor ve türevleri kamu malı olarak devletin mülkiyetine, hüküm ve tasarrufuna bırakılmıştır.
Ancak bütün bunlara karşın bugüne kadar konu sürekli saptırılmış; Hizmet Alımlarıyla; kurumda bu işleri yapacak yeterli elemana rağmen ve bu güne kadar Eti Maden işletmesinin çalışmaları görmezden gelinerek, işler ihaleler yoluyla yapılmış; kurum ve kamu zarara uğratılmıştır. 1982 Anayasasının 168. maddesindeki hükümler, Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletilmesinin Devletin gerçek ve tüzel kişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzel kişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar ve devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir. Burada Anayasa hükmü son derece net ifadelerle doğal servetlerin ve kaynakların satılmasının, iyeliğinin devredilmesi söz konusu olmadığını belirtiyor. Bu durumu aşabilmek için iktidar, şimdiye kadar kiralama yoluna başvurmaktaydı. 49 ya da 99 yıllığına kiralayarak özelleştirmeyi sağlayarak, hem Anayasanın 168. maddesindeki işletme hakkının devrini ve hem de 3996 sayılı Yap-işlet-Devret Yasası hükümlerinden yararlanıyordu. Ancak bundan böyle Anayasanın 168. maddesi ve 2840 sayılı Bor Tuzları ve Türevleriyle ilgili Yasa kaldırılmadan bu engel aşılamaz. 3123 sayılı yeni Maden Yasasının 49. maddesi hükümlerine dayanarak yürütülen bu süreç, zorlamalarla götürülmeye çalışılmakta, Anayasa ve 2840 sayılı Yasa halkın elindeki en büyük direnç silahı olarak durduğu sürece, bor ma denleri üzerinde oynanacak oyunlar bozulmaya mahkûmdur.
Rio Tinto ve BHP Billitonun marifetleri: Bor, borax, trona
Dünya bor rezervlerinin %72ine sahip ülkemiz, bu madenlerini 1889 yılından bu yana sömüren Rio Tinto şirketine yeni imtiyazlar vererek yine devretmektedir. Bor üretiminden %7 oranında ve sadece ham maddesinden yararlanmaktayız. Ancak verilen imtiyazlarla bu olanak da elden gitmiş oluyor. Bu şirketin ruhsatlarını yalnızca Atatürk iptal etmiştir. Erdoğanın, 2005 yılı Avustralya gezisi sırasında BHP-Billitonla Türkiye borlarını işletme ve pazarlama konusunda görüşmeler yaptığı iddiaları kamuoyunda yer aldı. 90 milyar dolar mal varlığı, petrol ve enerji alanlarında dünya devlerinden olan BHP-Billiton firması, ABD sermayeli Rothschild ailesine ait Anglo-Amerikan kökenli Rio Tinto Şirketinin Avustralyadaki uzantısı durumundadır. Türkiye-Avustralya Yatırımlarının Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının 10ncu maddesi: BHP-Billitonun, Türkiye de potansiyel bir yatırımcı olup, dünya rezervlerinin 2/3 sini elin de bulunduran Türkiyenin bor madenlerinin işletilmesi ve pazarlanması konusunda uzun dönemli planları bulunmaktadır. White Mining Şirketi de Türkiyedeki kömür madenciliği projesi ile ilgilenmektedir. Türkiye deki yeni Maden Kanunu ve Yabancı Yatırım Kanunu Türkiyeyi Avustralyalı yatırımcılar için daha çekici bir hale getirmiştir. Rio Tintonun işlettiği bor, borax ve bor tuz yatakları, Balıkesir, Susurluk, Bandırma, Balya, Sultançayırı civarındadır. Ankara Eryaman, Sincan, Güdül, Kazan, Beypazarı ve Eskişehir Sivrihisar yöresinde trona (doğal soda) ve bor maden sahalarına sahiptir. Bu alan yaklaşık 450-500 km2 olup, yaklaşık 1.5 Malta Adası büyüklüğünde. ABD, 130 yıldır işlettiği kendi bor rezervleri bitmekte olduğu için Türkiyedeki bor yataklarını istemektedir. Çünkü bor tıp tan uzay teknolojisine kadar her alanda kullanılmak tadır. Geleceğin petrolü olacaktır. Bunun için Türkiye yi Irak gibi işgal etmeye bile değer, diye politikalar, ülkemiz üzerinde kışkırtma uygulamak, artık gayet doğal sayılıyor. Türkiyenin stratejik konumu, Dicle ve Fırat içinde hesaplar yapması söz konusu olması, onun amaçlarını hızlandırmasının önem kazandığının belirtisidir; ancak halkımız gelinen bu noktada, böyle keyfi dayatmalara geçit vermeyeceğini HES lerdeki, BMC, TEKEL, Yatağan, Zonguldak eylemlerinde ve bölücü, gerici kalkışmalara karşı verdiği çelikleşmiş dirençle izin vermeyeceğini göstermiştir. Onun kalbindeki Gezi Ruhu ayakta ve tetikte beklemektedir. Bu ruh Atatürkten aldığı Tam Bağımsızlık ruhudur. iktidar Gemisi her yandan su sızdırıyor
ilgili haber Bor madenlerine Avustralyalı talip
HÜRRiYET - Canberra- 16.06.2005
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 90 milyar dolarlık Avustralyalı madencilik şirketinin, Türkiye'nin bor madeninin zenginleştirilmesine talip olduğunu vurgularken, "dev Avustralyalı firma, Türkiye'de yatırım yapmak istiyor" dedi. Bakan Tüzmen, BHP Billiton Grubu yöneticileri ile yaptığı görüşmeden sonra açıklamalarda bulundu. Tüzmen, BHP Billiton Grubu'nun Avustralya'nın en büyük şirketlerin den biri olduğunu vurgularken, firmanın madencilik, inşaat ve petrol gibi enerji alanlarında dev bir firma olduğunu söyledi. Firmanın 90 milyar dolarlık mal varlığı olduğuna dikkati çeken Tüzmen, firmanın yıllık 25 milyar dolar cirosu ve 5 milyar dolar kârı olduğunu da ifade etti. Bakan Tüzmen, görüşmenin ana konusunun, Türkiye'deki madencilik sektörüne yapmak istedikleri yatırım olduğunu belirterek, şöyle devam etti: Firma, Türkiye'deki bütün yeraltı kaynaklarıyla ilgileniyor. Özellikle kendi lerinin ilgilendiği, bor madeninin zenginleştirilmesi. Tespitlerine göre, Türkiye'nin boru işlemeden satmasının, katma değer etmeden satmasının, ülke ekonomisi açısından çok fazla bir katkısı olmadığı. Kendileri, borun işlenmesi ve diğer ürünlere ayrıştırılması alanında sahip oldukları teknolojik birikimi Türkiye' ye vermek istediklerini, açık bir dille ifade ettiler. Bu konuda girişimler yaptıklarını, özelleştirmeleri takip ettiklerini ve Eti Bor ile bu konuda çalışmalar yapmak istediklerini söylediler
diye, açıklamalarını tamamladı.