dünayada en tiksinç şeyler arasında yer almasına rağmen, dışarı atıldığı zaman dünyada çok az bulunan keyiflerden birinin yaşanmasına neden olan dışkı.
neden kahverengi ve tonları çıktığı anlaşılamayan hede.
niye sarı değil, mavi değil, yeşil değil de kahverengi. mesela lila rengi olsa ne güzel olur. ya da kızların ki pembe, erkeklerin ki mavi olsa. ve bi de neden öyle kokmak zorunda. bizim içimiz öylemi kokuyo yani şimdi. ıçimiz öyle kokuyosa neden elimizi kestiğimizde de aynı koku gelmiyoo. ya da mis kokulu bi kuru fasulye yiyince neden yine aynı kokuyla atamıyoruz onu dışarıya. böyle açıklanamayan sorularla dolu bi konudur bok işte.
(bkz: entry nin boka sarması)
herkesin götünden çıkabilecek,hafif sıvımsı nesne.genellikle kahverengidir,herkesin bok kokusu,başkalarına kötü,kendine güzel gelir nedense.
ayrıca ilginç bir atasözü vardır:
(bkz: ne şehit oldu ne gazi bok yoluna gitti niyazi)
kutsal olduğunu düşündüğüm organik atıktır. neden böyle düşünüyorum? çünkü o bok olmadan önce enfesle ve iştahla arzuladığımız bir pizza, iskender ya da sevdiğiniz bir yemekti. onu deli gibi istiyordunuz. sonra ona ulaşık deli gibi zevk aldınız. sonra işiniz bitti onunla ve o ıyyyyyyyyy bok oldu. bu ne yazık ki insanların en doğal görünen tutumu. açılamadığımız kızı deliler gibi isterken ve daha sonra ulaşıp, sevişip işimiz bitince senden sıkıldık diye biliyoruz biz insanlar. bu yüzden boklar bu tutumumuzun her gün somut örneği olduğu için onları kutsal kıldım.