Belki de dedikleri gibi "kaçık" tım biraz. Ama içimde gerçek bir şeyler olduğuna dair bir duygu besliyordum. Sertleşmiş boktu içimdeki belki, ama onlarda o da yoktu.
bok. her zaman dışlanan zavallı bok. o bok ki yediğimiz türlü yiyeceklerin arta kalanı, işe yaramayanı, hor görüleni. lanet olası bok.
fakat boku ne kadar dışlarsak dışlayalım bizim en yakınımızdır. her gün en yakın, en mahrem yerimizden çıkar. her gün görüştüğümüz bir arkadaştır bok. fakat bokla muhabbetimiz çok fazla sürmez "ımmgggg, hmmmmmmggggggg, znuhwahemmmmmwqeqwemmmnnnn ohhhhh" diyerek onu terkeder ve rahatlarız. bokun sesi bile çıkmaz. sadece kokar. hiç merak etmeyiz onun hangi kanalizayson suyunda kimin bokuyla beraber olduğunu...
çok katı ya da çok sıvı olmadığı sürece sağlıklı olduğumuzun göstergesidir bok. bok -nefes gibi- hayatımızın devam etmesini sağlar. bok bizdendir.
midede sindirilen gıdaların özelliklerine göre kah sulu kah katı halde kalınbağırsaktan dışarı atılan, katı halde dışarı çıkarken insanda zorlanma hissi uyandıran (ki biz bu duruma halk arasında kabız olmak diyoruz) bünyesinde çeşitli gazları da ihtiva eden atık , dışkı , vücut çöpü.
Çoğu zaman katı sıçmayanların ilgilendiği şey. cidden karıştırınca çok pis kokar. yediklerimizden çıkar. vücudun en iğrenç atığıdır. kalın olması halinde basur olunabilir.