özellikle birleşik devletlerdeki tuvaletlerde suyun kıça yakın olması sonucu sıçmadan önce öngörülen durumdur, ancak sıçtıktan sonra anlarsınız ki bok ivmelenmeden suya girer böylece ne ses, ne koku ne de sıçrama durumu oluşur.
Bok parcasinin ebati ile orantili olarak kica carpan suyun kicta islattigi alan ve hissettirdigi o garip his neticesinde caresiz ikinmaya devam edilen bir olaydir.
bundan yıllar yıllar önce rüstem batum show da dinlediğim anekdota göre (altıncı nesilim emme yaş ilerledi be haci);
rüstem batum bir benzinlikte inmiştir. sıkışmıştır tuvalete doğru koşar adım gider. alafranga tuvalettir ve oturmaya gönlü el vermemektedir. alafranga tuvaletin üzerine çıkıp alaturka hala getirmek durumunda kalmıştır. ancak biraz sonra olacakların önüne geçmek için peçeteleri güzelce tuvaletin içine yerleştirir. evet su çarpmamıştır ancak hem tuvaletin tepesine tünemiştir hem de bir eliyle kapıyı tutma durumunda kalmıştır. işini zor halletmiştir yani.
sonuç: eger kıça su çarpmasını engellemek istiyorsak tuvaletin deliğine peçete veya tuvalet kağıdı yerleştirmek gereklidir. denenmiştir, işe yarar.
kıçtan çıkan sıcak dışkının ardından, aşağıda yaratılan dalgalanmayla birlikte oluşan minik soğuk damlacıkların kıça değmesi olayı. tahribat bırakmaz. hava mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğinde pek de soğuk gelmez.
olmaması için lağım deliğinin hemen yanına sıçılır ve tuvalet ihtiyacı bittikten sonra bize küfür etmemeleri için kenara sıçtığımız boku temizlememizi gerektiren olaydır.