öldürülmesi gereken insandır.
Hem bir şehirde yaşayıp hem o şehre bok atmak apartmanların, yolların, lağımların kalbini kırar.
Bu kadar gaddar insanları barındırmayınız.
Bunun bir versiyonu da bok attığı ülkede yaşamaya devam eden insandır.
Şükürsüzlük böyle bir şey işte. Burda yaşamak için can atanlar var.
sürekli olarak yaşadığı yere yok trafiği çile yok denizi bok kokuyor yok insanları fazla soğuk diyerek sürekli öyle ya da böyle yaşadığı şehre bok atan ama orda yaşamaktan da vazgeçmeyen samimiyetsiz insan modelidir.
adam gelmiş ankara bok gibi diyor mesela. ee neden burdasın diyorum, okulum burda mecburen kalıyorum diyor. demek ki seni bu şehre getiren bir şey var, okulunu tercih etmişsin, kendi isteğin ile gelmişsin imkanlarından da faydalanıyorsun daha neyin samimiyetsizliği bu? tutan mı var basar gidersin kimse seni zorla tutsak etmedi buraya.
ya da istanbul. trafiği berbat diye buraya bok atan ama burda ısrarla yaşamaya devam eden insanlar var. madem memnun değilsin al başını git. tutan mı var? böyle deyince de "işim gücüm hep burda" cevabını alıyoruz. e nerden geliyor o zaman bu samimiyetsizlik? imkanından faydalandığın şehre niye bok atarsın da yaşamaya devam edersin?
her insan her yeri sevecek diye bir kaide yok ama bir şehirde imkanlarından faydalanmak için yaşayıp da oraya bok atmak samimiyetsizliktir. o şehrin insanı alınganlık yapıp bu kişileri sikse yerden göğe de haklıdır.