esnafının neredeyse karaborsa mantığıyla hareket ettiği
çok pahalı, yaşaması güç bir yer.
genel kanının aksine aslında normal insanların o kadar da eğlenemeyecekleri bir yer.
uzun ve geniş plajları olmayan ama bir tekneniz varsa muhteşem koylara denizden çok yakın bir yer.
yakınındaki yerlere kıyasla orman diyebileceğiniz bir alanı olmayan bir yer.
rutin Türk ailesinin yaşamadığı, buna karşın ikoncanların yazları 200 metrelik bir yerde toplanarak
ismini her gün gazetelerin magazin sayfalarına taşıdıkları mecbur kalmazsam gelmeyeceğim yer.
bence fazla şişirilmiş bir balon.
ege insaninin tum sicakligini ve rahatligini icinde barindiran kemer ,side gibi ihtisamli oteller yerine kucuk otellerin daha cok oldugu.yesilligi ile cennet,kalidirmlariyla arabasiz insana zindan olan,ama gidilince bi kere hakikaten tutku olan bir belde.
bir kere asik oldun mu bodruma hic birsey vazgeciremez seni oradan.oturursun dedeman resorthttp://www.dedeman.com/us/hotels-resorts/photo-gallery/dedeman-bodrum.html'un acik barina elinde bir kadeh jack* manzaran yunan adalari,hafif ruzgar ve yaz aksami ne stres kalir ne yorgunluk ne de gun icinde yasadigin herhangi bir aksilik...dalip gidersin manzara goruntusunden turlu turlu hayallere,bir bakarsin gec olmus ama senin manzaran hala isil isil.dinginlik icin ne tibet 'e giderim ne nepal 'e her gittigimde asik oldugum bodruma giderim.
güzel hatıralarıyla ve unutulmaz yaşanmışlıklarıyla kalplerde derin yerler etmiş ve iz bırakmış apartman bölümü.
bodrum unutulmazdır. bir kez bodruma kız atan biri için artık sonsuz bir tutkudur. böcek tıkırtılarının bir an bile durmadığı zeminiyle, seks yapmak için en ideal yer olmasıyla, 2 metrekarelik odalarıyla ve daha nice zenginliğiyle türk abazalarının komşu kızları attığı/atacağı en müthiş yerdir.
an itibariyle barlar susmuş; üzerlerine pal fm logoları yapıştırılmış sarı taksi şoförleri durak kulübelerinin içinde ağır ağır çaylarını yudumlamakta; işletme sahipleri çekmiş kocaman hesap makinelerini önlerine hesap özetlerini toplayıp, kasayı tutturmaya çalışmakta; birkaç geçkin alman turist birasını yudumlamakta ve ben* söylene söylene, nabokov'un göz adlı romanını bilmem kaçıncı kez okumak için otele doğru gitmekteyim. kızgınım, yorgunum, kırılmışım.
içinde çok güzel anıların yaşandığı ve çok güzel insanlar tanıyabileceğiniz harika yer....
sahilde akşam üstü güneşin batışını izlemek
çok dinlendiricidir... ama bazen kötü anılarınız da olur. ablamla kavga etmiştik. ben de tam deniz kenarı kısmında oturdum. ayaklarımı denize uzattım. tam o sırada yanıma küçük bir çocuk geldi. mavi gözlü sarı saçlı dünya tatlısı bir şey. belli ki türk değil... çünkü galiba almanca konuşuyordu... biraz oynadım onunla. sonra arkamda bir ses duydum "dastin!" diyordu... dedim ki noluyoz lan? dastin ne ola ki? arkama baktım. karşımda mavi gözlü, küçük çocuğun akrabası olduğunu tahmin ettiğim kelimenin tek anlamıyla erkek güzeli muhteşem bir çocuk... dastin küçük kardeşinin ismiymiş. yanıma geldi. gülümsedi. türkçe bilmiyordu... çıkarabildiğime göre alman'dı. ama ingilizcesi iyiydi. benim de yarım yamalak ingilizcem vardı... orada biraz konuştuk. ama randevu almamıştım. sonra sahilde gördüm onu ama yanına gitmedim... ne bileyim... acaba ondan hoşlandığımı anlar mı? diye korktum ve kaçtım ondan...
poşet ile birlikte, bu yazın en çok dinlediğimiz şarkı idi maalesef. gerçi esstanbul kısmına bayıldım, itiraf ediyorum. o nasıl bir esstanbul demek hande, çılgınsın! bodrum mu çeşme mi sorunsalını çeşme olarak çözmüş birisi olarak, koy gezilerinde hep poşet şarkısı geldi kulaklarımıza, şu gezici teknelerden. koyda sakin sakin güneşlenip denize girerken, böyle eller havaya havaya modunda, teknemizin yanına yaklaşan ve poşet ile çoşmuş çılgın bir kalabalık...çok güzel hareketler bunlar'daki gibi gemi batsa, poşet şarkısını söyleye söyleye batacaklar yani, o derece kendilerinden geçmiş durumdalar. iyi ki dedim bodrum'da değiliz. düşünsenize, bodrum'da olsak, çoşma şarkısı belli ki hande yener'den bodrum olacak ve bir gemi dolusu çılgın bodrum'a da gittik beraber diyerek üzerimize gelecek. beynim bu kadar ironiyi kaldıramazdı sanırım, ucuz kurtulmuşuz.
Hande Yener'in bakkal müziği altı şarkısı . özellikle şu dikkat çekiyor ; Bodrum'a da gittik berbaer istanbul'da da yaşadık sorun şehirlerde değildi biz tam yalandık . Bodrum ne zamandan beri şehir be hande !? Bodrum benim bildiğim Muğlanın kapı gibi ilçesidir . oldu mu şimdi handeciğim?