final cut versiyonunu izlemiş birisi olarak; insanların neden bu kadar sevdiğine anlam veremediğim, yavaş ve sıkıcı- ki harrison ford un yorumudur bu- , aynı zamanda da klişe film. yok dekard insan mıymış, değil miymiş? ne farkeder?**... aman efendim felsefe derslerinde felsefesi, mimarlık derslerinde karanlık şehir tasviri ders konusu oluyormuş. sonuç olarak sıkıcı bir film mi değil mi? ve izlenmemiş olması bir şey kaybettiriyor mu insana?
izlerken hep sonunda bir surpriz olacak diye bekledim, mesela film hep gece geciyor ya, birisi dekard'a en son ne zaman gunduzu gordugunu hatırlıyor musun demesini bekledim. emin olun daha felsefik bir son olurdu. ancak sonunda buldugum hayal kırıklıgı oldu; polis sucluları yakalıyor ve bitiyor.
ha bu olumsuz yorumlarım 2009 yılının konjonktüründen kaynaklanıyor olabilir. bu gune kadar gerçekten güzel bilimkurgular izledik, beklentimiz yukselmiş olabilir, belki 1982 yılı için bir çıgır açan filmdi, o zamanlarda gelecek için karanlık bir tasvir ciziyordu ve bu ilkti, battlestar'a da ilham veren replicant olayına ilk kez değinen filmdi vesaire vesaire... bilimkurgu tarihine verdiği katkılardan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz; ancak 2009'da yasıyoruz, 1982'de değil.. o zamanlarda kült olmuş olabilir, ancak bu zamanlarda çok daha iyilerini de goren insanlar olarak yorum yapıyoruz.
replicant dizayncısı tyrell'ın; "'more human than human' is our motto" yani, "sloganımız 'insandan daha fazla insan'", sözü robotlar ile ilgili projeksiyonlara (terminator) güzel bir yollama yapar.
westwood studios imzası taşıyan 1997 yapımı bir de oyunu bulunan filmdir. oyunun ara demoları çok güzeldir, zaten 4 cd şeklinde gelmektedir, 3 cd'si komple demodur.
ilk modern kara film örneklerinden biridir. konu olarak, yapay zekanın ve robotların tehlike teşkil ettiği kayıp ve kaotik bir geleceğe el atan film bir külttür.
harrison ford un popülaritesinin tavanda olduğu dönemlerdeki güzel eser. ridley scott da yönetmiş ki bu iki referans yere de artar. maalesef hâlâ izleyemedim ama en kısa sürede sözlük, en kısa sürede.
kişisel olarak Terminator 2: Judgment Day favori bilimkurgu filmim olsada bunun birincisinin bile 1984 de çekildiğini düşünürsek zamanı için blade runner'ın değeri daha iyi anlaşılabilir. barındırdığı orjinal fikirler bilimkurgu dünyasına yeni köprüler oluşturmuştur. o güne değin kullanılan ve sınırları keşfedilmiş uzay ve metafizik gibi yüzeysel ancak sürükleyici konulara sahip filmlerden kesin çizgilerle ayrılır. insan elinden çıkabilicek ve geleceği değiştirebilecek bir temayı eşsiz detaylarla izleyicilere sunar. oluşturulan los angeles geleceğin mekanlarında ki kaosu yakalayan ve zamanın ötesine geçen bir tasvirdir. bunun yanında üstünde uzun uzun düşünülebilicek dumur diyaloglarla kafa kırmıştır. bunların hiç biri kendi zamanında ve çok sonraları bile bir araya getirilememiş bilim kurgu dünyasına ait olmayan özelliklerdir. şimdi bu filmi 80 lerde izlediğinizi düşünün karşılaştırabiliceğiniz startrek serisi ve terminator
haricinde yanına yaklaşan yapıtlar olmadan. bilimkurguya felsefenin katılması ve insanın sorgulanmasının en iyi örneğidir. sanırım sevenlerinin bu filme bağlılığının en büyük sebebi de budur.**
sağlam bir filmdir, tek solukta izlenesidir ama bahsedildiği kadar sarsıcı değildir. (okurun öyle bir beklentiye girebilme ihtimaline karşı yapılmış bir açıklama.)
Film alması gereken yorumları görmesi gereken saygıyı yeterince gördü bence.Söylicek pek bir şeyim yok. Ridley Scott ın en iyi filmidir ve Do Androids Dream of Electronic Sheep? / Androidler Rüyalarında Elektronik Koyun Görür mü? Romanından uyarlanmıştır
Ridley Scott'ın yönetmenliğini yaptığı, içinde sağlam bir felsefe barındıran ve film içinde karakterler arasında geçen diyaloglar sonucunda hayata dair ciddi sorgulamalar yaptırabilen Harrison Ford'un başrol oynadığı 1982 yapımı kült bilimkurgu filmi.