üst benliğim olarak kendisini tanıdığım kadarıyla söyleyebilirim ki, bir takkesi eksiktir. beş vakıt namazını kılar, dekolte gördü mü kaşlarını çatıp tövbe tövbe der, içkiden bucak bucak kaçar, bayramda kuzusunu keser, sezonu geldiğinde 69760796079 yetale harcayarak hacca gider, sezon dışı avlanması yasal değildir.
nerde islamiyet ile kıyıdan köşeden ilgili bir başlık olsa, bütün cin fikirlerini ve engin felsefesini oracığa boşaltan bir yazar. tatmin oluyordur umarım.
hem ''aferin'' deyip takdir ettiğimiz hem de yapma bunu yapma bunu dediğimiz yazar.
bu tanım beğenilmediyse ; aşağıda kendisine ait entrylerden örnekler bulunan yazar.
hala anlamadım diyenler için ; nicki altına girdiğim entry ile fena hırslanmış, hakkımda döktürmüş, kendimi tanımamda kilometre taşı olmuş yazar.
niye takdir ettik şimdi bu yüce, birinci nesil, ayarcı arkadaşı?
-bi kere enazından okuyor entryleri, aklı fikri yettiği kadar. benzeri, seri halde eksi oy veren 3. türler gibi fikrine zikrine oy verenleri toptan eksileme yoluna gitmiyor. ya da şöyle diyelim; bana öyle davranmadı. ENTRYlerine gelince; içlerinden artı oy verdiğim bile oldu.
-ikincisi................................................................................................ valla nokta sayısının kaç katı düşündüm; takdir edilecek ikinci bi özelliğini bulamadım. ama tabi bu mutlaka benim yorgunluğumdan, yediklerime dikkat etmememden ve itusözluk'ten atılmamdan mütevellit içine düştüğüm bunalımdan kaynaklanmaktadır. di mi yani.
yapma bunu yapma bunu diyoruz. çünkü bu hakkında ufacık bir entry giren yazarı didik didik didikleyen sonra tam da benzeri olduğu magazin yazarları gibi cımbızla bir kaç cümle seçip, üstüne de yalan yanlış yorumlayıp hatta çarpıtıp reyting toplamaya çalışan, hırslı ve yaralı ceylanımız ; abdüllatif şener hakkındaki bir entryim nedeniyle :
ilgili "öğretim görevlisi" için,
"silik şahsiyet",
"eline oyuncak araba verilmiş çocuk" şeklinde cümleler kurduğum için ;
''......hakaret etme tutkusunu tatmin edip bir süre sonra silinecek entrysi ile kendi kendisine oyuncak elde etmeye çalışıyor. ne yazık, ne ironik...'' demiş. bense hiç araştırma yapmadan sadece kime ne dediğini tahmin ettiğimden rte hakkındaki entrylerine göz attım. sonuç hiç ilginç değil zira tam beklediğim gibiydi. bakınız kendisine ait entryler :
bunun dışında ve aslında daha önceki entrymde de belirttiğim üzere mezkur zât, herkesin kendisi gibi sabit fikirli, tekdüze olmasını isteyen; sevdiğinin herşeyini sevmekle birlikte sevmediğini külliyyen yerin dibine sokma mantığında bir yazardır. değilim derse açıklamasını ayrıca yaparız. sabahtan beri gelen giden derken bitiremedim zira şu entryyi.
şimdi bu abimiz, entry kralı, tüm çelişkilerine ve fikri yapısına uymayanlara çemkirme fütursuzluğunu göstermesine rağmen saygınlığını yitirmemiş şahane yazar, bu entryden sonra iyice hırslanıp, ona göre silinmesi gereken ''abdullatif şener'' entrymden sonra yine bir müneccimlik buyurup silinmesi gerekenler listesine bu entryyi de alabilir. hatta silinme sebebi aramasın diye biz verelim ona bir argüman : ''başka entryleri refere ediyor''
bir partiyi tutmanın (kendi deyimiyle), fikri açıdan bir partiye yakın olmanın, o partinin eğri-doğru herşeyini kabul etmek anlamına geldiğini, hatta kişinin her ortamda o partiyi savunmak zorunda olduğunu sanan yazar.
son fırtına entrylerinden sonra sokkalarda yaşadığını düşünmeme sebep olan yazar. muhtemelen sokak lambasının altında vayrılısı olan bir alışveriş merkezine yakın bir yerde şarjı bitene kadar entari girecek. sonra da rüzgarın az vurduğu sıcak bir köşe bulup elindeki köpek öldüren şerap şişesine sarılarak uyuyacak. yarın ola hayrola.
sözlüğün hava durumları hakkındaki tüm haberlerini elinde tutan 1. nesil yazardır. öyle bir fırtına tasviri vardır ki sanırsınız doğal afet. kendisine yattığım yerden sesleniyorum; "felaket tellalı olma, gel biraz daha insaflı yaz korkutma. bak çoluk çocuğumuz var o topraklarda gözümüzü arkada bırakma." *
seri eksi oy veren ibne'si olduğum yazar. ibnesi olmama rağmen moderator olsam bu adamı o hakaret sınırına yaklaşmayan yazısından dolayı çaylak yapmazdım.
bursa'da eski bir okul olan baran lisesi'nin kısaltması. özel okuldu, sattılar, yok oldu. ilkokulu orada okudum. kapitalizmin hatıralarıma oynadığı bir oyun işte.
şimdi "burada tanıdıkları görünce, acaba doğru yerde miyim?" diye sordum kendime.
