biz o kadar fakirdik ki anlatayım size , cool adamın yanında ailecek hizmetcilik yapıyorduk. babam yemek yapıyor, annem de temizlik işlerinden sorumluydu ,bende o yıllarda cool adamın ayakkabılarını temizlemekle sorumluydum bazen ayakkabılarda leke gördüğü zaman beni kırbaçla dövüyordu , yemek olarak sadece kuru ekmek ve kurtlu darı çorbası veriyordu ,doymayınca bazen cool adam'ın ayakkabılarını kemiriyordum yine kızıyordu bana yine kırbaçlıyordu vurma vurma diye inleyen sesim köşkün salonları benim aciz ve yanlız sesimle yankılanıyordu....
ingilizcedeki tam karşılığı "we were so poor that.." olan cümle. devamı kişiye kalmış, misal: "I couldn't sit down at school because my pants was made of newspapers."
--spoiler--
arkadaşlar, öğretmen beni ben fakirim diye başkan yapmadı. ben çok istiyordum. istiyorsanız bırakabilirim, 2 nci dönem bırakabilirim. gösterebilirim bakın ayakkabılarım yırtık. derya nın botu ne kadar güzel. sizin bu yağtığınız insanlığa sığar mı ?
--spoiler--