bitkilerin sinir sistemi bulunmaktadır, veganlar bunu kabul ediyorlar artık günümüzde konu veganlık ise veganların bitki yemekten vazgeçmeyecekleri de bir gerçektir. karbon salınımı, hayvan yetiştiriciliği için yem üretim fabrikalarında çalıştırılan insanların ve çevreye olan etkileri için yine vegan beslenmeye devam edeceklerdir.
“Bitkiler acıyı hisseder, bitkileri de yeme o zaman” önermesiyle hemen hemen bütün veganlar karşılaşmıştır. Genelde bu durum vegan olmayan kişinin az önce hayvanların acı çekmesine sebep olduğu gerçeğiyle yüzleştiği için kendisini suçlanmış hissetmesinden kaynaklanır.
Bitkiler insanlardan ve hissetme yeteneği bulunan hayvanlardan niteliksel olarak şu anlamda farklılar; bitkiler de canlılar ama duygu hissetmiyorlar. Bir bitki günışığına ve diğer uyarıcılara tepki verebilir; ama bu durum bitkinin hissetme yeteneği olduğu anlamına gelmez. Eğer zile bağlı bir tel aracılığıyla elektrik akımı yayarsak o zaman o zil çalar. Ama bu, zilin hissetme yeteneği olduğu anlamına gelmez. Bitkiler sinir sistemleri, benzodiazepin alıcılar veya hissetme yeteneği ile bağlantılı gördüğümüz diğer niteliklerin hiç birisine sahip değildir. Bitkiler kendilerine zarar veren bir eyleme tepki olarak hiç bir şey yapamazken neden hissetme yetenekleri geliştirsin ki? Eğer bir bitkiye alevi yaklaştırırsanız bitki kaçamaz; olduğu yerde kalır ve yanar. Eğer bu alevi köpeğe yaklaştırırsanız köpek siz ne yaparsanız aynen onu yapar, acıyla bağırır ve alevden uzaklaşmaya çalışır. Hissetme yeteneği rahatsız edici uyarıcılardan kaçarak hayatta kalmalarını sağlamak amacıyla sadece belirli canlılarda evrim geçirerek var olmuş bir niteliktir. Hissetme yetenği bir bitki için hiç bir amaç taşımaz; bitkiler “kaçamazlar”.
Bitkilerin tek bir duyusu (dokunma) olduğuna düşünen Jainler (Hinduizmin bir kolu) bile bitki ve hayvanların (böcekler dahil) niteliksel olarak birbirinden farklı olduğunu kabul ediyor ve bitkilerin yenmesini değil ama hayvanların yenmesini yasaklıyorlar.
ikinci olarak, eğer insanlar gerçekten bitkileri sömürme konusunu ciddiye alıyorsa o zaman hayvan ürünleri yiyerek aslında sadece bitki yiyerek yaşayanlara kıyasla çok daha fazla bitki tükettiğini idrak etmelidir. Çünkü bir kilo et üretmek adına kilolar dolusu bitki tüketilmesi gerekiyor.
Bu konuda Çok bir bilgim yok fakat hemen lise biyolojiden kalan bilgilerim ve düz mantıkla konuya atlıyım. Bitkilerde sinir sistemi yoktur yani acıyı algılayabilecek bir mekanizma yoktur. Yani acı çekmezler.
hayvanların üzerinde yapılan deneyler et tüketmek kadar vahşi olmasa da benim gözümde vahşettir. ayrıca sivrisinek öldürmüyorum. ki öldürsem bile bu bana zararı olduğu içindir. rakı-balık yapmak ile sivrisinek öldürmek farklı şeyler yani. söylediklerin o kadar mantıksız ki kendi içerisinde ben vahşeti onaylıyorum diye bağırıyor zaten. iki yüzlülüğün bu kadar.
kısacası birader biz et yemezsek çalışan onca fabrika, et ürünlerinde parayı götüren onca firmanın hali ne olur aq? bu sürekliliği sağlayan ve hiç bir şekikde et yemememiz konusunda en ufak bir adım atmayan sermayelere ne söylenmeli?
hadi inanan bir insan için dini konular ön plana çıkıyorda inanmayan adam bu konuda diretemez aq o kadar.yok lezzetli diyorsan benim gibi yapta bir pirzola yiyek aq.
bakın, insana hepçil demek bir çeşit algı yönetimidir. teknik olarak insanın hepçil olduğu doğru olabilir ancak günümüzde hepçil dendiğinde; ''yaşamak için ota ve ete mecburdur'' ana fikri çıkartılıyor. nitekim kullanılış biçimi de bu şekildedir. bir canlı etçilse, et yemeli, otçul ise ot yemeli gerçeği ile karıştırılmakta. insanın evrimsel süreçte hepçil olması, sadece bitkisel kaynaklı yaşayamayacağı manasına gelmiyor. yani bu, et yemeyi meşrulaştırmak adına öne sürülen mantıksız argümanlar kategorisine giriyor.
insanın et yiyebiliyor olması onu hepçil yapmaz. insan binlerce yıl önce vahşi doğadan kopup gelmiş, irade ve vicdan sahibi bir canlıdır günümüzde. et yemenin, modernite ile birlikte kabul edilemez olması ise empati tabanlıdır. bir olgu, özellikle de ölüm-kalım ile alakalı bir olgu gelenek, kültür ve dini etkiler baz alınarak meşrulaştırılamaz. dediğim gibi, gelişen zeka seviyemiz ile birlikte irade ve vicdan gibi nitelikler kazandık. bir şeyin doğru olup olmadığına karar vermek için öncelikle elimizi vicdanımıza koymalıyız. popülist bir hareket olduğunu da düşünmüyorum. popülist bir davranış görmek istiyorsak, elimizdeki dokunmatik telefonlara, kullandığımız sosyal medya mecralarına, starbucks ve selfie tarzı akımlara bakmamız yeterli. beyin gelişimi konusunda bir bilgim olmadığı için cevap veremiycem.
etten aldığın vitamini ottan alabildiğin bir gerçekliğin var.sindirim sistemin ve dişlerin etçil bir yapıya sahip değil yani senin öğütücü ve sindirim sistemin bir etçil gibi çalışmıyor.et yiyerek sağlığına verdiğin zararın hatti hesabıda yoktur bugun kalp krizinin en büyük sebeblerindendir hea ben et yemiyor muyum amına bile koyuyorum.
et yemek zaten meşru. insan hepçil bir varlıktır. vegan olmak modern çağın getirdiği popülist bir hareket bence. saygı duyuyorum tabi tercihlere. ama duygusallığı bir kenara bırakıp gerçekleri konuşmak gerekirse türümüz hem et hem otla beslenir . etle beslenmek de beynin gelişimi açısından önemlidir.
veganların yeni tespitidir.onlarda acı çekiyorsa siz ne yiyeceksiniz aq? benim gelenekseksel lezzettlerimi yok sayaamaz ve beni yadırgayamazsınız aq ben eti her türlü yerim.
neyse vegan biraderlerimi burada üzüp çok fazla yüksündürmek istemem sonuçta onlar naif bir ruha sahip burada yanlarındayım.yemeyin pezevenkler dünyada her canlının sizin kadar yaşam hakkı var hiç bir şey sizin için yaratılmadı!
var olan bir yaşam algısını sonlandırmak ile bilinci olmayan bir yaşamı yaşayabilmek amacıyla sonlandırmak arasında fark vardır. dağlar kadar fark. siz hiç gencecik çocuğuma nasıl kıydılar serzenişini duymadınız mı da hala et yemeyi meşrulaştırma çabasındasınız?
Ya bu nasıl entry Allah aşkına çekiyosa çeker yaz aq niye bu kadar uzatıyorsunuz sadece Sayfanın altına inmeye çalışırken şarjım %5 oldu manyak mısın gece gece çiçeğine sokayım.