Üç tekerlekli bisikletim vardı, Kardeşimle beraber kullanırdık. Sonra bir gün mahalleden bir çocuk bisikletimizle beraber kaybolmuştu. Neyseki akşamına çocuğu bulmuşlardı ama bisiklet kayıplara karışmıştı. Sonrasında bir daha bisikletim olmadı zaten. Gece gece hatırlattınız, hüzün doldu içim.
çok sevdiğim bir aktivite bisiklet sürmek. Güzelinden bir bisikletim var bolca biniyorum yaz kış. Fakat bisiklet deyince aklıma giant, merida, fuji ya da cube gelmiyor. hep bmx geliyor, gözümün önüne de hep kırmızı renk bi bmx geliyor. ilkokul ikinci sınıfta karne aldığım gün eve dönüşümde babamın alıp kapıda elinde tuttuğu bmx, benim için bisiklet odur. Çocukluk mutluluklarının yerini almıyor hiçbir şey.
evet cidden nextbike gibi bir uygulamayı bundan 8-10 yıl önce ülkeye getiren ve konya ovası sayesinde bisiklet sürmeyi zevklileştiren bir başka şehir de yok.
zaten 700.000 bisiklet ile en fazla bisiklet bu şehirdeymiş. belediye başkanı da önem veriyor belli ki.
Babam ilk bisikletimi aldığı gündü. Aylardan Mayıs ayı. ortabirdeyim. Öğle vakti. Öğlenciyim. Tam kıyafetimi giydim okula gidicem kapıya çıktım bi baktım, 26 cant bisan kaptan bisiklet. Arkadaşım da kapının önünden geçiyor o anda, dedi ki hadi gitmiyor muyuz okula ? Sevinçten dedim ki ne okulu ? bugün ben gelmicem. O gün okula bile gitmemiştim.
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olduğum bir günü hatırlamıyorum.
Az önce yüksek güvenlikli bir site içerisinde bisiklet süren bir çocuk gördüm, zavallı ancak site kapısına kadar gidebiliyordu. Pedal çevirmek değildi halbuki bisiklet. Yeni yerler Keşfetmekti. Mesela kışları üstün başın çamur eve girmekti; yazları toz toprak içinde.
Ben ilk bisikletimi hatırlıyorum da. Karne gününde babam atari ve bisiklet almıştı abimle bana. Benim karnem iyi olduğundan seçme hakkı da benimdi. Tabii bisikleti seçmiştim; özgürlüğü. Heryere gidiyordum onunla. Ayağımla fren yapmaktan dayanmıyordu terlik. Topraktı bizim orada yollar ve bisikleti asfaltta sürmek için canımızı verirdik. Mesela nüfus sayım günleri bayramımız olurdu, sokağa çıkma yasağını amansızca delerdik. Ana caddeler bizim olurdu.
bir keresinde pis bir derenin üstündeki tahta köprüden geçmeye çalışırken dereye düşmüştüm . Mahallenin kadınları kurtarmıştı beni, her tarafım çamurdu ve Ben yine bisikletime sarılıyordum.
Güzel zamanlardı. *
geçirilen kazalar akla gelmektedir. sol kalçamdaki dört dikiş ( konya yeniyolda) kafamın sol lobunda ufak çaplı delinme ( izmirde bizim mahallede abimin halt yemesi sonucu; sen iki elini bırakmış olan kardeşin önüne top sürüp çekmeye çalış , çekeme, sonra top bana ben topa sonra ben çöp varilinin altına kafamla sonra mahalledeki herkes bana. . off ne feci bir gündü. aynı olayda sol kolum da çatlamıştı. ama var ya konyada çarptığım kamyonun son halini görmeliydiniz sözlük ahalisi.
küçükken bisikletin tekerleğine taktığımız boncuklar akla gelir. kaybolmuşlar mı diye arada bir kontrol ederdik, tekerleğinde boncuk olanın havasından geçilmezdi. hey gidi günler.