size kendi çocukluğumda işe yarayacağını düşündüğüm ancak yaramadığını anlayınca en kolay yola başvurup bisikletime sahip olduğum anımı anlatayım.
efendim çocukluğumda hayalini kurduğum bisiklet işyerimizin tam karşısında bir bisikletçi dükkanının önünde duruyordu. ben o bisikletçinin önünden her geçişte heyecanlanıyor ve bisikletlerin lastik kokusunda hayallere dalıyordum. hayalini kurduğum o bisikleti almalıydım. kendimce babamı ikna edebilmek için ona bisikleti almak istediğimi hissettirecek bir taktik geliştirdim. her gün işyerine gidecek, bisikletçiyi tam karşıdan gören dükkan camının önünde oturacak, o bisikleti saatlerce dikizleyecektim. bu dahiyane fikri hayata geçirmiştim bile.
her gün okul çıkışı dükkana gidiyor akşama kadar koltukta oturup bisikleti dikizliyordum. beş gün, on gün, on beş gün, lan! kimse beni sallamıyor. arkadaşlar iştahtan kesildim, kilo vermeye başladım, içim içimi yiyor ama babam bir türlü o bisikleti dikizlediğimi anlamıyordu. yaklaşık bir ay geçtikten sonra çocukluk içgüdüsü devreye girdi ve sorun beş dakikada halloldu. tam iş çıkışı babamın gözü önünde bir ağlama patlatıp bir de "ben bisiklet istiyoruuuum" diye zırlayınca yaklaşık 10 dakika içinde bisiklet sahibi oldum. "lan ne zormuş bu iş arkadaş" deyip bisikletimle etiketini çıkartmadan eve doğru pedal çevirmeye başlamıştım bile.
sonuç: bisiklet alacak çocuklara tavsiye olarak şunu söylemeliyim ki önce ağlayıp zırlıyorsunuz sonra pedallara asılıyorsunuz. hadi bakalım...
1. asla ucuz bisiklet almayın. bisiklet, ruhu olan bir canlıdır, soba borusunu birleştirip bisiklet diye satan kansızlardan bisiklet asla almayın!!! verdiğiniz her fazla kuruş karşılığında çok daha fazla kalite ve sürüş zevki olarak geri dönecektir.
2. şu markalardan bakın:
sedona, salcano, kron, merida, ghost, trek, focus, cube, ridley, specialized, cannondale, colnago, pinarello, giant, cervelo, felt ve bu markalarla muadil markalar. aklıma bu markalar geldiğinden bu kadar yazabildim.
3. bisikletinizle coşacağınız zemin hakkında iyi düşünün.
araziden çıkmam, çamur benim işim diyorsanız dağ bisikleti,
hem arazi hem asfalt yaparım, performanstan çok turcuyum diyorsanız tur/ hibrit bisiklet,
asfaltta rüzgar gibi eserim, hız olmazsa olmazım diyorsanız yol bisikleti( ki tüm bisiklet türlerini deneyimlemiş biri olarak yol bisikletinin tadı diğerlerinden fersah fersah ötedir benim için).
en önemlisi de, bisiklet sevgili gibidir, elektrik aldığınız bisikleti seçin. rengi, dizaynı, tipi vs çok önemlidir. çünkü onunla uzun yıllar aşk yaşayacaksınız.
4. kadro boyu. yani bisikletin ana gövdesini boyunuza göre belirleyin. boyunuza ideal bisikleti bulmanızda yukarıda adı geçen markaların yetkili satıcıları gerekli bilgiyi vereceklerdir. ama unutabilirler mutlaka bu konuyu söyleyin.
5. bakımlar ve temizlik. bisikleti aldıktan sonra onu sevin. güzel davranın. hele karbon kadroysa, çok fazla zorlamayın. bakımlarını ihmal etmeyin, her tur sonrası temizleyin.
**verebileceğim ilk tavsiye her önüne gelenden tavsiye alma. (istersen bu tavsiyeyi de dikkate almayabilirsin)
1-bisikleti hangi amaçla ve ne şartlarda kullanacağına karar ver.
*ben her şartta sürmek istiyorum, dağ tepe fark etmez dersen dağ bisikleti
*ben genelde yolda sürerim ama haftasonları araziye kaçarım dersen yine dağ bisikleti
*ben çoğunlukla yolda giderim araziye girmem ama yollar hafif çukurlu dersen amotisörlü şehir bisikleti
*ben sahil yolu, şehir içi yaparım öyle arazide işim yok dersen düz maşa şehir bisikleti
*abi ben yarışçıyım, hız yaparım, kaymak gibi yolda sürerim dersen yol bisikleti almanı tavsiye ederim.
2-hangi kategori bisiklet alacağına karar verdikten sonra araştırmalara başla.
*ama google a \"dağ bisikleti çeşitleri\" yazarak komik olma.
*belirlediğin fiyat aralığına göre modelleri belirle.
*bisikletforum.com bunun için büyük bir kaynak.
*mümkün olduğu kadar fazla model incele.
*ekipmanlar hakkında az çok bilgi sahibi ol.
*bisiklet hakkında bir şey bilmiyorken mahalle bisikletçisine sakın uğrama. sana elindeki en dandik malı satar.
*eğer bu işin ehlinden tavsiye almak istiyorsan delta bisiklet, aktif pedal, kaçkar bisiklet gibi bilinen bisikletçilere uğra.
3-bir markanın her modeli iyi değildir, x markası çok iyi kesin onu al abi diyenleri dinleme, marka model dengesine göre karar ver.
*fakat uğur, cenix, bisan, ümit gibi saçma sapan markaları sakın tercih etme. paranı çöpe at daha iyi.
*alacağın markanın internet sitesine gir bak. siteden ne kadar organize ve sistemli marka olduğu anlaşılır zaten. bazı markaların internet sitesi bile yok.
4-bisikleti basit bir alet olarak gördüğün için fiyatlar sana uçuk geliyor olabilir. ancak bisiklet karmaşık bir alettir ve üstündeyken sana güven hissi veriyor olması gerekir. buna dikkat et.
5-ilk defa bisiklet alacaksan bütçeni zorlama. almışken iyi bir şey olsun diyerek kesenin ağzını açma.(yoksa o kese kapanmaz)
*kötü bisiklet al demiyorum ama o bisiklete bir şey olursa verdiğin paraya yazık olmasın.
*ayrıca aldığın ürün verdiğin parayı hak etsin.
*onun dışında bisiklete verdiğin para kadar ekipmana da para veriyorsun bunu unutma.
*ikinci el alma, zaten ilk bisikletin bırak da gıcır gıcır olsun.
6-bisiklet alırken yanında kask, gözlük, eldiven de al. biraz daha rahat kullanım için tişört ve tayt da alabilirsin.
7- şahsi tavsiye ettiğin markalar var mı diye sorarsan; trek, scott, giant, merida.
8- bunları okudum ama hala karar veremedim dersen -ki çok kötü bir histir- vazgeçme, mutlaka istediğin bisiklete bir gün sahip olursun.
Öncelikle dağ bisikleti, bmx veya yarış bisikleti gibi ne alacağımızı belirleyin. Ben hiçbir zaman internetten almam. Her zaman mağazaya giderim. Fren ve viteslerini kontrol edin. Ve lütfen bisiklet alırken yoksa bir de pompa alın. Ha unutmadan çalınmaması için de zincir. Başıma geldi oradan biliyorum.
kadro boyuna dikkat edin. büyük iyidir, ama eğer bacaklarınıza iyi değilse, o kadar da iyi değildir.
başka, eğer mtb yapacaksanız -ki, çoğunluk mtb yapar- shimano deore'den veya sram x7'den aşağıya düşmeyin. bisikletiniz yağ gibi gider.
başka, çok fazla aksesuara gerek yok. çünkü fazla aksesuar = ağırlık. ağırlık = ivme kaybı.
bir de, paranız 5000TL yukarısıysa, en az 4 kglık karbon kadro alın(aşağısı çok güzel çatlıyor inanın.) o kadar paranız yoksa, alüminyumda da çok uygun ağırlıkta bisikletler bulunur. paranız çoksa, kalkıp da ben triatlon bisikleti alıcam demeyin, gereksiz para kaybı ve amacı dışında kullanmak olur.
eğer bisikleti biraz daha farklı kullanıyorsanız, (gitar çalma teknikleri gibi biniş teknikleri vardır) mesela, direksiyonun üstünde amuda kalkabiliyorsanız(denedim ama bir daha yapacak cesaretim yok.) veya en azından kendinize has, sokakta başka kimsede görmediğiniz hareketleriniz var ve biraz tehlikeliyse, o hareketleri yapmaktan vazgeçin, çünkü bisiklet, aksiyonlu bir spor olmasına rağmen, bu tip aşırılıklara kaçmanız, ölüme veya kalıcı sakatlanmalara sebep olabilir.
ayrıca, alacağınız bisikletin ömür boyu kadro garantili olmasına da dikkat ediniz. 3 gün sonra kadronuz kırıldığında, yaptıracak tamirci, servis ararsınız maazallah.