Kendi mutluluğundan çok onun mutluluğunu görmek istemektir.
Kendinden çok onu düşünmektir.
Kendinden çok onu önemsemektir.
Kendinden çok ona yaşamaktır hayatı...*
her kahrını çekmektir.onla gülmek onla ağlamak istemektir.o üzgün olduğunda ondan daha fazla üzülmektir.onun için dua etmektir.gözlerinize bakıp gülümsediği her anın bitmemesini dilemektir.gelecek hayali kurmaktır.bazen onsuzluğu düşünüp kalbi sıkıştırmak sonra hemen o düşünceden korkarak kaçıp uzaklaşmaktır.merak etmektir.durmadan telefona bakmaktır.bir msj bir çağrıya kalpten gülümsemektir.onun için endişelenmektir.seninle mutlu olup olmadığını anlamaya çalışmaktır.onlu hayaller kurmaktır.hiç gitmesin hiç bitmesin istemektir...
sevmektir işte.
bir illete bile bile bulaşmaktır.
bir zindana inip çıkmamaktır.
gözyaşı akıtılacak geceler kol açmaktır birini sevmek.
sevilen anne değilse eğer...
bol bol üzüntü demektir.
adamı seversin! öyle bir seversin ki için titrer.
ne isterse yaparsın. yaranamazsın.
çokun anlamını bilmeyen insan değer vermeyi de bilmez.
mutlu olmak istiyorsanız birini çok sevmeyin!
birini çok sevmek, sadece birini çok sevmektir.. üzerine eklemeye çıkarmaya ihtiyacın olmayandır.. sevdiğin zaman sanki karşılığını görmen şartmış, anca "o" yanında olursa sevebilirmişsin de, gerisi yalanmış gibi, "o" yanında yoksa bu dünya yıkılırmış ya da bütün sevgin sana hayatı dar edermiş gibi hissetmediğindir.. sadece sevdiğindir.. karşıdan bir şey beklemeyip bunu da ne kendinin ne de "o"nun gözüne sokmamayı becerebildiğindir..
kimseye ve bir şeye "gerek" duymadığındır.. ne "o"nu alıp göklere çıkartmaya, ne tüm bu hissettiklerini yere göğe yazmaya, ne de unutmaya çalışmaya.. "o"nun da sadece bir insan olduğunu göre göre, hatalarını, dengesizliklerini ya da ne varsa "o"na dair hepsini bir yere koymaya çalışmadan.. belki kabul ederek.. sakince..
bazen bu eylemi içinden yapmak en güzelidir, sevginiz incinmesin bitip tükenmesin istiyorsanız zor dahi olsa sükunetle içinizden sevin... rahmetli anneanneciğim derdi ki 'birini çok sever kimseye söylemezsen o sevgi içinde öldüğünde cennete gidersin' ben hiç başaramadım sevgimi susmayı ve şimdi sevgim sevilenin avuçlarında kanıyor ne kadar dayanır bilmiyorum sabrediyorum!
Birini çok sevmiş ve dünya gözüyle görüp tutamamışsanız ellerini, hep içinizde bir yerlerde durur, hiç gitmez. Oradan gönderebilmek için bir başkasını ondan daha çok sevmeniz gerekir.
çok sevmişsindir bir zamanlar ama bir şekilde olmamış bitmiştir fakat buna rağmen belki haftalar belki de aylar boyunca hala yalnız onu düşünmüş onu sevmişsindir kendi içinde. en sonunda sevgisini içinden söküp atamasan bile hayatını eski yaşanmışlıklardan, sürekli gözünün önünde dönüp duran hatıralardan kısacası onun çekim alanından kurtarmayı başarmışsındır. normal bir insan gibi yaşamaya, tekrar hayattan keyif almaya başladığın günlerden birinde ortak bir dostunuz gelir ve muhabbetin arasında geçenlerde falanca yerde xxxxx i gördüm iyiydi hoştu vs, siz görüştünüz mü hiç peki bunca zamandır gibi bir laf eder ve senin kendini toparlamak için harcadığın ayları, belki de yılları bir anda buruşturup çöpe atar. onun adının geçtiği an farkedersin ki aslında ne unutmuşsundur, ne de içindeki sevgi bir gram azalmıştır ve yokluğunun ardından kalansa kocaman bir boşluktur. işte bence bu çok sevmektir. belki mallığın dibine vurmaktır ama sevmektir işte.
not: insan bu kadar mal, bu kadar düşüncesiz olmamalı, hani bazen deriz ya insanlara hayatımı siktin diye, işte o ortak dost bugün hayatımı siktin attın, bravo kutluyorum seni.
insanı insan yapan duygulardan biridir. sevilen kişi annedir, babadır, kardeştir, sevgilidir, dosttur. sevmek sadece aşk değildir ki. sevgi çok daha büyüktür.
gece gülümseyerek yatmak, sabah gözlerini açınca aklına ilk onun gelmesiymiş. yanında olduğu her an için şükredebilmekmiş. sadece onunla mutlu bir hayat dilemekmiş. en yakın arkadaşlarının yanında bile sıkılmak, bir an önce onunla olmayı istemekmiş. sen makarna yapmaya bile üşenirken o sırf senin elinden çıkmış yemeği yemek istiyor diye köfte, dolma yapmak ve bunları yaparken sonsuz bir mutlulukla kaplanmakmış. 3.5 senede bu hislerin bir gram dahi azalmaması, hatta yeni başlangıçlar yapmaya hazırlanırken katbekat artmasıymış.
