Biriktirip sevmektir nasıl denir hani yıllarca sanki onu sevmek için birikmiştir içinizdeki her şey onun gülüşü için uyanırsınız onu uyutmak için beklersiniz falan sonrası malum malum olan zaten kaçınılmaz insan da pil misali boşalınca bir başkasının onu doldurması gerek aksi taktirde kötü günlerin habercisidir o sevginin son demleri.
tavsiye etmediğimdir. sonunda sen üzülüyorsun. aklına düşer üzülürsün, düşmez herşey bu kadar kolay mıydı der üzülürsün, yalnız kalırsın üzülürsün, başka kollarda o aklına gelir üzülürsün.
Bir zamanlar çok sevdiğim insanlar oldu, çok sevdiğim insanlar vardı.sizin de vardı biliyorum.o çok sevdiğim insanlar hâlâ var ve yaşıyorlar.ama ben çok sevmiyorum.ben az da sevmiyorum.yani aslında ben hâlâ çok seviyorum ama onları değil.galiba hatlar karıştı iyice.
birini sevmeye çalışmak diye bir şey yok bence.hop diye seversiniz, damdan düşer gibi.
Ama birini sevmemeye çalışmalı bazen insan, birini sevmemek gerek bazen.
öncelikle onunla ilgili hafızanda güzel bir temizlik yapmalı.dip köşe tıklım tıkış doldurmuşsun kafanın içini, bir de yetmezmiş gibi kalbini.oldu mu şimdi?ben anlamam pırıl pırıl olacak o kalp, o kafa.iyice süpüreceksin, en ufak bir toz bile kalmayacak.
Bunlar lazım mı bu kâğıtlar diyen anne o elinde tuttuğu bir tomar kağıdı nasıl atıyorsa sen de öyle toplayıp atacaksın.yorulacaksın elbet, ama zamanla geçecek.sabret.
çok güzel bi histir ama bir gün ayrıldığınız zaman pişman olamayacağınız, iyiliğini isteyeceğiniz, unutamayacağınız birini sevin. öyle birisini bulamadıysanız da bekleyin , boş arayışlara kapılmayın.
doğru değildir. insanın yaradılışına ters olduğunu düşündüğüm olaydır.
ben düşmedim hiç bu ateşe? düştüm, cayır cayır yandım, kül oldum. benimle bu yangını paylaşması için her şeyi yaptım, ama o kocaman bir buzdu. yanmazdı sadece erirdi. bense onun da yanmasını, küllerimizin birbirine karışmasını dilerdim. bu bizim aramızda daha da ayrılmaz bir bağ oluşturur diye hayal ederdim. birlikte yanmış olanlardan her kül tozunu ayırmak zordur haliyle. ama onun buzu parçalandı bir kısmı eridi, külümün tozlarını sırılsıklam etti, elverişsiz hale getirdi. bir kısmı billurlaştı ve o kısma ben bir daha ulaşamadım. sağ kalan küllerimle rüzgara bıraktım bende kendimi, uçtum gittim koynundan.
insan yaradılış itibariyle bencildir. bu yüzden en çok kendine değer verir. ne kadar geç olursa olsun sağlam kalan yarısını kurtarıyor. hayat başka türlü geçmiyor. kendini kaybedersen elinde ne kalır.
ilişki iyi iken aynı büyüklükte güzel olan ancak ilişkide sorun ya da ayrılık sonrası azap verici durumdur.
hemen kızı tuvalette iken düşününce kızdan soğursun azap geçer.
Çok seversem kendimden uzak tutarım bu ona yapabileceğim en iyi şey olur. Nefret edersem yine uzak tutarım bu da ona yapabileceğim en kötü şey olur. Kısacası her türlü benden uzak olun.
çoğu kişinin hayatı, çevresi, duyguları, heycanı, dünyaya bakış açısı değişir. çoğu zaman olumlu yönde tesir eder. bize kalan matemi. onlarınki düz kapı, benimkisi sivri kemer: süsleyecek, kişilik kazandıracak, müferreh olacak, içine aydınlık fenerinden ışık dolacak ve yüreğine sinecek. onlar rahatça girerler, yeni bir dünya kurarlar. benimkisi uzaktan bakmaktan ibaret, küçücük görmek evleri. bunun adı olsa olsa yok sevmek. saçımın sakalımın düzensizliğinden biliyorum.