birini elde ettikten sonra ondan soğumak

entry183 galeri0
    33.
  1. ele geçirdikten sonra kişi için anlamını kaybetmektir ki sorunlu insanların yapabilmesi olası bir eylemdir.
    0 ...
  2. 32.
  3. ilgi çekecek yeni birini bulduklarında, erkeklerin çoğunun başına gelen duygu.
    2 ...
  4. 31.
  5. bi kere başta "elde edilecek " kişiyse onun sizde ki tanımı , tanımındaki görev tamamlanılmıştır terketmek doğaldır. olay öyle görmemekte bilerek ya da bilmeyerek.
    2 ...
  6. 30.
  7. 29.
  8. 28.
  9. arkadaşlığı ya da dostluğu elde edilen kişinin, yeni tanıştığı bir yabancı yüzünden sizden kopmak için her yolu denemesinden kaynaklanandır. kalbinizi ezip gider, ne yaparsanız yapın.
    3 ...
  10. 27.
  11. elde edılmesi zor insanlarla uğraşan tiplerdir. önce tavlayana kadar her şeyi denerler, elde edilincede soğurlar sihiri kaçıyormuş nedense... bir anlık heves olsa gerek.
    3 ...
  12. 26.
  13. birini evlenerek elde ettikten sonra aldatma olayının ilk basamağıdır bu his.
    2 ...
  14. 25.
  15. 24.
  16. murathan mungan demiş ki her kazanan gibi sende çekip gittin... ayrılmadan önce son birkez sevgilinin yüzüne bakıp mırıldanır bu cümle... anlayamadığım ama hep kendimi de içinde bulduğum durumdur... zor durumdur. kabullenmek istemesende soğuman, kabullenmek istemesende senden soğuması... çok zor.
    1 ...
  17. 23.
  18. ne istediğini bilen kişinin yaptığı durumdur...

    arkadaşken çok iyi vakit geçirilir, lan bu hatun sevgilim olsa ne güzel olur denir... ama arkadaşlık başka sevgililik başka olur(muş), öğrenirsiniz...

    ya da, birine çok benzetmişsinizdir... belki bir çocuk gibi, bir oyuncağınız kırılmıştır, çok üzülmüşsünüzdür... sonra anneniz-babanız size ona benzer bir oyuncak alır, ama birkaç gün sonra bakarsınız ki yeni oyuncak, tutmaz eskisinin yerini... daha iyi olsa da, daha güzel olsa da eskisini ararsınız... sonra onu da kırıp atarsınız, yeni gelecek oyuncağı beklersiniz, eskisinin yerini tutacak diye...
    olan oyuncaklara olur tabi ama çocuk gözüyle anlamazsınız...
    5 ...
  19. 22.
  20. "heyecanımı kaybettim", "duygularımı yitirdim" gibi daha dün yerinde olan şeyleri kaybettiğini söyleyerek kaçarlar... "neden" diye sorduğunuzda ise "bilmiyorum" derler... sonra da bir "hoşçakal" ile sizi bir "piç" gibi ortada bırakırlar...

    siz kucağınız da hayalleriniz, umutlarınız ve o andan itibaren artık acınızla donup kalırsınız...

    öyle ya giden zaten önüne bakıyor siz gidenin arkasına...

    ve değersizleşiveriyor bakılan herşey o andan itibaren... zaten "o"nla değerlenmişti ya "o" sogudu donan ise siz oldunuz...
    10 ...
  21. 21.
  22. bu kişinin mazisine baktığımızda büyük ihtimalle şunu görürüz:
    aşık olmuştur, karşılık bulamamıştır. aşık olduğu kişinin hayali ile bir müddet yaşamıştır. sonrasında ona karşı bir kin. ve hırs.
    bu hayali de çöpe attıktan bir süre sonra, hırs ile yola çıkar, artık elde edeceğim der. kaleyi fethettikten sonra a.k. ne yani olay bu mu der. tat yok birşey yok sonucuna varılır.
    3 ...
  23. 20.
  24. sevdicek eğer gerçekten o olduğu için sevilmiyorsa ,yani zihinde yaratılmış bir siluetten ibaretse rastlanabilecek durumdur.

    ilk başta herşey çok güzeldir, dikkat çekmeye çalışır, ilgilidir,sevecendir.
    zamanla bir bakarsınız siz onunla ilgilenmezken harikalar yaratan adam, siz de ona karşı boş olmadığınızı hissettirdiğinizden beri buz dağına dönüşmüş.

    olası durumlarda kişinin üstüne gitmemek ve ne hali varsa görsün yaklaşımı uygundur.
    2 ...
  25. 19.
  26. neden olaraktan şunlar sıralanabilir:
    -yanlış gözlemleme,
    (teklif eden kişi karşısındaki kişiyi iyi tanımadan teklif etmiş olabilir.)
    -çıkmaya başladıktan sonra karşıdan gelen şımarık tavırlar,
    -okuduğu dergi kitap ya da gazetelerden, aşkın ulaşılmaz olduğunu anlamak ve aşkı yakalamak adına koşmak koşmak ve sevdiğinden gayrı soğumak..
    0 ...
  27. 18.
  28. 17.
  29. bir arkadaşımın başına gelmesi vesilesiyle beni hayretler içinde bırakan durumdur. bu esas oğlanımız bir kıza çok aşıktı. geceleri balkonda içer içer ağlardı onun için. bütün hayallerini onun üzerine kurmuştu. ve en sonunda aşık olduğu kızla çıkmaya başladı. ama şimdi "çok mutsuzum be abi" diyor. çok enteresan bir vaka-yı vakvakiye durumu.

    (bkz: fantezi)
    4 ...
  30. 16.
  31. amacı sadece elde etmek olan, gerçekten mutlu olmak istemeyen, doyumsuz, ego tatmini içindeki insanın içinde bulunduğu eylem.
    3 ...
  32. 15.
  33. en insanın gözünün içine sokan formu türk filmlerinde geçmektedir.
    (bkz: sen her gün domates yesen bıkmaz mısın?)
    (bkz: zübük)
    1 ...
  34. 14.
  35. çocukken bir oyuncak alırsınız. çok istemişsinizdir onu, bir kaç gün oynarsınız sonra bir köşeye unutulmak üzere bırakırsınız, sıkılmışsınızdır. ama bazıları vardır daha geç sıkılırsınız bir iki hafta sürer belki ama sıkılırsınız işte elde etmek böyle bir şeydir.
    2 ...
  36. 13.
  37. korkuyorum sana ulaşmaktan;
    sakarya gibi karedeniz'e ulaşıp durulmaktan.
    6 ...
  38. 12.
  39. pesinde kostugun zaman diliminde gözünde büyütürsün onu. onun için yaptıgın, verdiğin her emek onun degerini sende defalarca katlar. tanısmamısındır onceden yada o anlamda tanımamasındır bile. ama elde ettiginde senin hayalini kurdugun kişi yoktur, dersin kendi kendine ben bunun için mi savas verdim kendimde.. * *
    3 ...
  40. 11.
  41. ne istediğini bilmemekle pek alakası olduğunu sanmamakla beraber insanın doğasında olduğunu düşündüğüm davranış biçimi. kadın erkek farketmez, insan hep zor olanın, ulaşılamaz olanın hayalini kurar. istediği şey aslında o kişinin kendisi değil ulaşılamazlığıdır ve elde ettikten sonra beraber olmak için bir sebep bulamaz. sonuç olarak genele karşı soğukluk, sevgiliye karşı ise cinsel soğukluk görülebilir yadırganmamalıdır.
    4 ...
  42. 10.
  43. 9.
  44. gerçekten ne istediğini bilmeyen bir bünyedir.
    ya da istediklerinin sadece elde ettiklerinden ibaret olduğunu düşünen, "biri gelir biri gider" zihniyetine sahip kişidir. (aşk demiyorum, cinsellik baabında)

    yukarıda vermiş olduğumuz örnek her ne kadar sert olduysa da, maalesef elde edilmek için beklenilen birşey elde edildikten sonra o kadar da gizemli ve mutluluk verici olmayabiliyor.

    çocukken, bir arkadaşınızın atarisi vardır ve her gün bir şekilde o atariyi oynamak için onunla samimi muhabbetler kurarsınız..
    lâkin, bir zaman sonra o atari sizin elinizde olduğunda, bir zaman sonra ondan sıkılır, oynamak bile istemezsiniz.
    ilk etapta atari sahibi olan arkadaşınızla aranızda geçecek muhtemel diyaloglar;
    -abi size gidelim hadi.
    -ne yapacağız bizim evde?
    -ya otururuz, atari oynarız...
    -bıktım valla atari oynamaktan hiç oynayasım bile gelmiyor.
    -ya bıkılır mı? ne güzel işte.. mario oynarız.
    -yok, yok. gel parkta salıncak binelim.
    -off ya! bi atari alayım evden dışarı çıkmıcam valla.

    bu diyalogların sonunda atari sahibi olduğunuz zaman, aynı sıkıntıyı sizde yaşıyorsuuz ve "demek ki gerçekten de sıkılıyormuş insan" diyorsunuz.
    tabii bu sıradan bir örnek. aşk ilişkilerini buna benzetmek saçmalık olur.
    lâkin insan bünyesinin asla kurtulamadığı bir hastalıktır bu.

    yukarıda verilmiş olan örneği çeşitli şeylerle çoğaltmak mümkündür.

    nesnelerin ya da maddelerin belirli bir sınırı vardır. bir yerden daha ileriye gidemezler. insan her zaman yenilikçidir, yenilenendir.
    elde edilen birşeyle yetindirmez bizi, öyle ki;
    her geçen zaman bizi şaşırtır, değişik gizemleri meydana çıkar...
    onu elde etmek istersiniz, o da size sunmak ister...
    ama bunu akıllı, zevkli, eğlenceli bir şekilde yapar ki, her defasında aynı şeyi defalarca kez elde etseniz bile, tekrar tekrar elde etmek istersiniz.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük