Bitmeyen bir ön sevişmeydi aşkımız, bir gün seviştik, ve bitti;
Acıyaveda... Vakit tamam , acıya veda ediyorum. Acısının son haddinde celladına aşık olun bir mazlumdum ben, artık tamam, ölüyorum.
Bitmeyen bir ön sevişmeydi aşkımız, bir gün seviştik, ve bitti. Yaşayamadığımız düşüncelerimiz, yaşamak istediklerimiz, aslında aşkımızın kendisiymiş, yaşayınca ayrılığımız gelmiş. Seni beklemekmiş aşk, gelmen değil. Varlığın, bitmeyen bir yalan ve acı girdabının başlangıcıymış.
Acı, seninle, en gülümseyen yüzüyle geliyor insana. Hissettirmeden kalbine giriyor, sana aşık olurken aslında acıyı seviyor insan. Acı, son haddine varınca da celladına yani sana aşık oluyor insan. Artık tamam, yarabandıma aşık oluyor, yarasız bir mutluluğu seçiyorum, acıya veda ediyorum.
bir boslukta olmak, ne yaptigini bilememek -ozetle- okuzluktur. bunu yapan kisi empati yapip kendini elde edip biraktigi kisinin yerine koyup nasil bir got oldugunu anlamalidir. sonra kendine gelir zaten.
ilişkiye başladıktan sonra istemsiz sogumayla gercekleşn ve bu surede farkında olmadan karsındakini kendine bağlatan,gözünü kör eden geç de olsa anlaşılmasından sonraysa buyuk husrana yol açan mantıksız eylem.yapmayınız yaptırmayınız.
(bkz: ben bunu gordum)
gevşeyerek yapılan büyük bir hatadır. çünkü soğumaktan ziyade, rahat davranmaktır bu, kendinden emin olmaktır. karşıda soğuk duş etkisi yapıp, eskisinden on misli fazla geri gitmesine yol açabilirsiniz. "bu insan, artık, çantada keklik" diye düşünmeden önce, bir başkasının, kekliği düz ovada tekrar avlayabileceği asla akıldan çıkarılmamalıdır.
peşinde koşulan kızın diğer kızlardan farklı olduğunu sanıp bir sürü vakit harcanır, olmadık işler yapılır, birlikte biraz vakit geçirince diğerlerinden pek bir farkı olmadığı görülür, ve sonuç olarak tüm kızların aynı olduğu gerçeği anlaşılır ve artık cool bir insan olunulur.
aşk dediğin kovalamaç olayıdır. kavuşunca yüzündeki benini görürsün. aşk bitmiştir işte. zaten çıksan dahi o gezmeler, çağrı atmalar, mesajlaşman bile yük gelir o vakit.
aşk ile tutkuyu karıştırma durumudur.
tutku aşka göre çok daha güçlü ama saman alevi gibidir. zaman zaman ölümcül olabilir.elde etmek için uğrunda herşey yapılabilir ancak aşk farklıdır,platonik dahi olabilir.
aşk gibisi yoktur. sevgiliyi iyi ve kötü yönleriyle sevmektir aşk.
asla bitmez...
(bkz: oha)
- elde edilmek istenen kişiye, olduğundan farklı nitelikler yükleyip kendini gaza getirmek ve elde edildiğinde ise gerçekte durumun farklı olduğunu görmek,
- yalnızca, o kişiyi elde etmenin vereceği hazı yaşamaya odaklanmak.
elde etmek için gösterilen çabaya ilişkin bir durumdur. kolayca elde eden insan kolayca vazgeçebilir, çok uğraşıp da binbir güçlükle elde edense artık yorgundur, o süreçte sözkonusu şahıs artık "önemini" yitirmiştir. her zaman böyle değildir elbet anca çoğu zaman böyledir. ne yazık ki çoğu zaman insana da vitrinde gördüğümüz beğendiğimiz bir kıyafet muamelesi yapıyoruz. ya hemen elde edip paçavra muamelesi yapıyoruz, ya da çok bekleyip para biriktirip aldığımızda hevesimize değmezmiş diyoruz.**
elde ettikten sonra, elde edilen kişinin aslında zannedildiği gibi olmadığı, kafada canlandırılan kişiden çok daha farklı biri olduğunun anlaşıldığı an vuku bulabilecek durum. kafada, güzel kızların da tuvalete gittiğini düşünememek gibi bir önyargı oluşması gibi. hayallerde yaşamamak lazım.
kişi bilir elde ettiginde bıkacagını ama elde edemediği için henüz, sonunu düşünmez, sonra yorgunluk sigarası yaktıgında, sigara bitmeden ordan uzaklaşmayı, ya da elde ettigi kişiyi uzaklaştırmayı düşünür.
bu tam manasıyla:
boşalana kadar, geçici bir hevesten ibarettir, boşalınca, boşalıyor kişiyle alakalı içindeki tüm arzu da.
işte 'aşk' denen şeyin farkı burda ortaya çıkıyor, her bakışında bir daha bakmayı, her öpüşünde bir daha öpmeyi istiyorsun, ucu bucagı olmayan sevişmelerin temel kaynagı aşk oluyor, aşık olunan kişi, her geçen gün, her geçen saniye doyumsuzlaşıyor, siz ölümsüzleşiyorsunuz
ne kadar yanınızda olsa da, ne kadar size ait olsa da, aşk; hiç elde edememişsiniz hissi veriyor...
Aşık olduğunu sanarak o insanı elde etme girişimlerinde bulunurken, elde ettiğin anda hissettiklerinin tükendiği iddiasıdır. Bir nevi; doyumsuzluk göstergesidir.