6-7 yaşındayım. mahallede çiçek diye bi kız var. biz fakiriz gene. onun üç tekerlekli bisikleti var. 5 yasinda galiba.
bisiklete dokunmak bile iyi hissetiriyor o zamanlar çocukluk işte.
dedim gel çiçek seni yokuştan aşağı süreyim tamam dedi. o zamanlar ankaranin gecekondu semti, bu kadar araba yok.
çıktık yokuşun tepesine, cicek bisiklette, ben arkasında yokuş aşağı itiyorum.
bi ara çok hizlanan bsiklet elimden fırladı. o panikle eve kaçtım. sonra duydum ki kafasına dikiş atılmış....
ben orta okula giderken 165 boylarında 90+ kilo dombili bir çocuktum. bulgar göçmeni bir öğretmenimiz ismi lazım değil bir arkadaşın soy adını yanlış telafuz etti ( çocuğun soy adı bekar'dı, hoca berber dedi) bütün sınıf güldü pek tabi ben de güldüm ama bu ismi lazım değil ben gülünce uyuz oldu...bu sebepten ötürü orta ikinci sınıfta her allahın günü salak saçma sebepler yüzünden beni dövmeye başladı...dayak yememek için okula gitmemeye başladım ve sınıfta kaldım...sınıfta kalınca aileme durumu anlatamadım ve okul değiştirmek istediğimi söyledim, ailem bu isteğimi olumlu karşıladı ve okulumu değiştirdik.
aradan yıllar geçti, liseyi bitridiğimde 190 boyunda 85 kiloluk hafif bir çam yarması olmuştum. bir gün okulun bahçesinde takılırken arkadaşlarım geldi ve "berfo halı saha maçı var gelsene" dedi. ben futboldan zerre anlamam ve sevmemde bu sebeple tekliflerini red ettim, "karşı takımda ismi lazım değil de var" dediler. "kavga çıkar haberiniz olsun" dedim ve çocuklar kabul etti, serde delikanlılık var kanımız kaynıyor, heyecan lazım herkese.
neyse halı sahaya gittik, o ismi lazım değil kişi hala ortaokuldaki boyutlarındaydı, büyüyememiş lavuk...neyse ben kalıptan dolayı defansa geçtim, top geçer adam geçmez kafası takılıyorum. bu ismi lazım değille 1-2 omuz omuza mücadelemiz oldu, artık bana gücü yetmiyordu şerefsizin. işte o mücadele anlarından birinde, demirlere sıkıştırdım bu şerefsizi, tam bir sene boyunca yediğim onlarca dayağın hıncıyla nasıl bir daldıysam köprücük kemiğini kırdım...kemikten gelen ses ve inim inim inlemesi hala kulaklarımda...
bir insana verdiğim ilk ve tek fiziksel zarardır...pişman değilim...
hikaye serin gelebilir ama malesef gerçektir. ilkokulda çocuk aklımla tuvalet için sıradan kalkan ve geri gelen arkadaşım tam otururken kalem tutmuştum ilgili yerlerine. çok sancılı bir süreç oldu onun için tatsız olaylar yaşadık. barkın'dı adı, aramız da iyiydi neden öyle bir şaka yaptım bilmiyorum.
Küçükken ettiğimiz kardeş kavgalarını saymıyorum. Lisedeyken bir ara önümdeki kıza piçlik olsun diye tek tek saçlarını koparıyordum. Bir de bir arkadaşımla şakasına güreşirken yanlışlıkla yumruk atıp dudağını patlatmıştım. ikisinden de pişman değilim. Yine olsa yine yapmam. Ne diye birisine zarar vereyim ki. Efendi bir çocuk olduğumdan dolayı mecbur da kalmadım. Evet. Teşekkürler.
orta okulda canımı sıkan bir oğlanın saçından tutup kafasını eğdirdim, yere yatırıp tekmeledim falan bir daha bana yaklaşamadı.bunu seçmeli derslerin olduğu gün yapmıştım yani hepimiz farklı sınıflardaydık, teneffüste boş olduğunu sandığım bir sınıfta yapmıştım ama benden nefret eden ve sinirimi bozan inek egolu kız soru çözüyormuş o da korkmuş. baya işime gelmişti iyiki yapmışım.
-kardesin ve annenin kafasını tasla yarmak.
-lisede arkadasın suratına yumruk atıp gozlugunu kırmak.
-izmir'de calıstıgım donemde is arkadasımla kavga ederken elime gecen sopayla sag omuz kemigini kırmak.
-insan olmasa bile bir kecimizi kazara tasla oldurmek
-ve yine insan olmasa bile avcılıgı tamamen bırakmadan once sayısız keklik, tavsan, karatavuk ve ardıc kusunun canını almak.
Küçükken ağaçta benim bulunduğum tarafa gelmeye çalışan arkadaşımı itmiştim. Dalı kırabilirdi o yüzden yani. Dal kırılmasın diye oğlanın kolu çatlamıştı orasını pek düşünememişim.
Kardeşimin suratına dizimle vurmuştum, dişi dilini deldi ağzından oluk oluk kan aktı.
Bir kere de çocuğun birine elimden tut beni ağaca çek demiştim, çocuk beni çekemeyip ağaçtan düşüp kolunu kırmıştı.
Bi kere deee kavga ederken çocuğun birinin üzerine okuldaki dolabı düşürmüştüm.
Ha bi kere de kavga ederken boşa tekme savurup kolumun üzerine düşüp kendi kolumu kırmıştım.
Hep yarak kürek. Şöyle bi “yırmığı kodum adam yerinden kalkamadı, kaşıkla beslediler bir ay” diyecek anım yok. Olmayınca olmuyo demek ki, zorlamamak lazım.
Kafasını kayayla yardığım bir arkadaşımdı. Yokuştan kaya yuvarlamıştım ve tam kafasını ikiye ayırmıştı. 10 gün komada kaldı, çocuktuk, gebermedi ibine, ceza da almaZdık zaten.
Şimdi her gördüğümde makarasını yaparız, boyun benim yüzümden kısa kaldı diye.
lisede arkadaşımınla iddalaşma üzerine bira şişesini kırıp sırayla elimizin üstüne havadan bırakıyorduk.o benim elimin üstüne bıraktı çizdi geçti sıra bana geldi şişeyi bıraktım elinin üstü şey gibi yarıldı şap şap kandamlamaya başladı. bana kikirkikir gülerken iyiydi. ama üzüldüm sende benim elimi kes dedim kabul etmedi. Ha daha sonra onu korumak isterken yüksekten düştüm onun yerine benim ayağım kırıldı diyetimi ödemiş oldum.