dünyaynın tepe taklak olduğu andır. sen o kadar değer ver o sana ne yapsın... birinin sana verdiği değerden daha fazlasını haketme durumu vardır ki o da ayrı bir sorundur.
başkasına bir şeyler katıp kendinden fedakarlık etmektir. genelde sevgi adı altında yer alsa da zaman zaman ahmaklık olarak kafaya dank edendir. sonunda değerin bilinmemesinin seriye bağlanması ile insanı yıpratandır. salak yerine konduğunun hissedilmesi ama beynin sevgili sevgili diye kendi kendini sikip bir bok yapamaması sonucu ahmaklığa devam etmekle vuku bulandır.
boğulacağını bile bile suya girmek gibidir. zaten en kötüsüde hak etmediğini bildiğin halde ona değer vermen *ve bunun için kendine karşı koyamaman. malesef çok kırar insanı, üzer.
eğer bir dış etken seni üzerse,
duyduğun acı o şeyin kendisinden değil,
senin ona verdiğin değerden geliyordur...
onu da her an ortadan kaldırma gücün vardır... marcus aurelius
o 'biri' nin asla suçlanamayacağı eylemdir. aslında siz hafif ezik ve özgüvensiz bir yapıdasınızdır. iletişiminiz zayıftır, kendinizi, tepkilerinizi sürekli bastırırsınız. haliyle her girdiğiniz ortamda insanlar tepenize çıkar, siz ise savunma mekanizmalarını devreye sokup suçu başkalarına atarsınız.
veya kendi sınırlarınızın, kapasitenizin, yapınızın dışında bir rol biçersiniz kendinize (kelebek ve at şeysi uyumu),bu rolun hakkını verdiğini düşünürsünüz, oysa ki kimsenin gözünden kaçmaz. ve her seferinde aynı olay tekrarlanır; insanlara fazla yüz vermeyeceksin mirim adamı olursunuz.
rahat olun canlar, başkasını oynamayın, tepki vermeniz gerekiyorsa en başta verin kasmayın. yoksa kronikleşir her ilişkinin sonunda aynı sözleri söylersiniz. o birine bok atmayın, suç sizin.
ya kendini ya onu kaybetmenle sonuçlanır. sonuçta değer verdiğinide olduğundan daha farklı görmesine vesile olduğun için hataya sürüklersin. kabahatin büyüğünü icra etmiş olduğun durumdur.
(bkz: yaradandan ötürü yaradılanı sevmek) insana değer vermek sevmek, saygı duymak, onun acılarını, mutluluklarını paylaşmak, insana insan olduğu için görmek değerlerin en güzeli. özellikle toplumsal değer yargılarıyla bireysel değer yargıları çatıştığında ortaya çıkar... bireysellik ve özgüven belki en büyük ilacıdır ama bu hastalık çok salgındır.