Hukukun zayıf ve vurdumduymaz olduğu ülkelerde kişilerin kendilerinde gördükleri hak.
Yönetim iti, uğursuzu, hırsızı sokakta dolaştırırsa bireylerin silahlanmaktan başka çaresi yoktur. Hırsız balkona tırmanırken yatağın altında beyzbol sopasıyla uyumanın da bir manası yoktur.
Silahının sorumluluğunu taşıyamayan, şampiyonluklarda sağa - sola ateş edip masumların ölümüne sebep olanlar da en ağır şekillerde cezalandırılmalıdır. Yok öyle yanlışlık oldu, ışık gözümü aldı, karım erkekliğime lâf söyledi falan...
tabanca taşımaya neden izin verilmez anlamıyorum. terörist elinde kaleşnikofla geziyor, bari bırakın da denk gelirsek tabancayla sıkalım. herkeste tabanca olsa bak teröristlik yapabiliyor mu. bak mesela karadeniz'de niye terör yok, çünkü herkeste silah var. terörist silah gösterse zaten ondan herkeste olduğu için kimse sallamaz ki, ateş etse bir kaç saniyede kendisi delik deşik olur. bu yüzden karadenizde terör olmaz, olamaz. her yerde bu şekilde silah taşımak serbest olmalı. yasal olmalı.
bu ülkedeki* bilinçli silahseverlerin devletine karşı haykırması gereken bir isyandır evvela. mkek'in saçma sapan fiyat politikası yüzünden bu ülkenin silah piyasasında kaptırmatör denilen ve bol parası olan silah özürlülere yalandan ibaret bilgilerle oldukça basit silahları binlerce dolara yivleyen çakallara ve karaborsacılara gün doğmaktadır.
permi hakkını alan burada milleti kazıklıyor, iyi iş vallahi.
velhasıl şu ülkenin sözde silah sevdalısı olarak kabul edilen kesimin büyük bölümü "iyi ses çıkarıyor hacı" diyerek düğünde havaya doğru 5 şarjör boşaltıp "prestij"(!) yapmak için binlerce dolar bayılıp sig sauer p226 x-five gibi fantastik silahlar satın alan kara cahiller olduğundan bu ülkede bireysel silahlanmanın da gözden geçirilmesi şart evet.
yerli üreticiye destek dediniz, anladık. yivli tüfeklerin 3-4 katı fiyata satılmasına bile bir şey demedik de her gelen yeni parti silaha 200-250 dolar para bindirmek de neyin nesidir? bunun sadece kaptırmatör denen ipne kılıklıların ekmeğine yağ sürdüğü görülmemekte midir, yoksa işlerine öyle mi gelmektedir?
bu haykırış sadece bilinç sahibi gerçek silahseverler adına yapılmalıdır, ama aksi takdirde de "magnum 3 kilometreden adam öldürür hacı" diyen oksijen ziyanı kurtçukların eline güzelim aletlerin düşmesi ihtimali de pek korkunç.
uzun lafın kısası, devlet halkın silah sahibi olmasını engelleyemez, böyle saçma sapan politikalar yürütürse de bu ülkede bulunan silahların dörtte üçü ruhsatsız olur, millete bok atmanın da lüzumu yok.
bir devletin ceza hukuku toplumunun vicdani değerleriyle örtüşmüyorsa silahlanmayı engellemek suçu azaltmaz arkadaş. sen avrupa'da tecavüze 5 yıl veriliyor diye türkiye'de de 5 yıl verirsen bırak ateşli silahları istersen halkın elinden ekmek ve meyve bıçaklarını dahi al. varsın eliyle bölsün, eliyle soysun de. istersen kasapların bıçak kullanmasını dahi ruhsata bağla. senin suçluya verdiğin ceza mağduru ya da mağdurun yakınlarını tatmin etmiyorsa ve mağdur olan kişinin gücü varsa kendi hukukunu yaratır ve kendi adaletini uygular arkadaş. lan geri zekalılar demek lazım bunlara. avrupa'da tecavüze uğrayan kızı bekaretini kaybetti diye köre, topala, 3 çocuklu dula mı veriyorlar da sen onlardaki ceza hukukunu alıp türkiye'de uyguluyorsun. ne alakası var bu entry ile başlığın derseniz başlık altındaki yorumlarda karşı çıkanlar genellikle kişinin kendi adaletini uygular endişesini yansıtmış. ben de diyorum ki bunun bireysel silahlanmayla alakası yok bunun nedeni ceza hukukunun halkın genel vicdanına uymamasıdır.
şimdi peki bu bireysel silahlanmayı savunuyor muyum? tabiki hayır. siz o düğünde, maçtan sonra falan kurşun atan geri zekalıların aşırı sevindiği için mi bunu yaptığını sanıyorsunuz? alakası yok. adam heveslenip silahı alıyor. polis değil, asker değil, derin devlet değil, mafya değil bu adam. e haliyle silahı kullanacağı bir alan da yok. lan silahı aldık ama hiç de kullanamadık şöyle düğün, maç falan bir bahane olsa da sıksam diye bekliyor. çözümü basit. maganda cinayetlerini normal cinayet kapsamına alacaksın. hiçbir kaza bela çıkmasa dahi öyle magandalık yapanları tespit edip hem para cezasına çarptırıp hem de silahını alacaksın. bir daha da ruhsat vermeyeceksin.
en son olarak devletin silahlanmayı engellemesini savunur muyum? hayır. buna hevesi olan öyle ya da böyle bu silahı temin ediyor. silah kaçakçıları zengin oluyor. sonra o kaçak silahla bir suç işlenince de silah kayıtsız, mermi kayıtsız e balistik raporu bir işe yaramıyor. kimlik tespiti imkansız. suç oranı değişmezken faili meçhul suç oranı artıyor sadece. ha yine de insan belinde silah olunca saçma sapan bir güven gelir, silah olmasa asla yapmayacağı bir işe silah olunca cesaret edebilir bu olumsuz yönüdür ama yine de insanların silahlanmasını meşru müdafa hakkını devlet kısıtlayamaz. gerçi türkiye'de meşru müdafa durumu da tartışılır ama neyse. adam tam anlamıyla meşru müdafa ile birini öldürse bile hakim sırf karşı tarafın öfkesi dinsin diye yine en az 1 yıl hapis cezası veriyor. adam da ondan sonra ne nitelikli memur olabiliyor ne ne adam gibi bir öel sektörde çalışabiliyor. kısacası adamın zaten hayatı bitiyor. meşru müdafa yapıp da onu öldüreceğime bıraksaydım da o beni öldürseydi keşke dedirtiyor türkiye'nin hukuk sistemi adama. sonra da adalete bırakın. sen bırak kardeşim ben gücüm yettiği kadar kendim çözerim işimi. madem devlet beni savunma ve koruma işlemini gerek güvenlik gerekse hukuksal olarak tam yerine getiremiyor bari bıraksın da ben kendimi savunabiliyim.
bir devletin, sırf suç oranı yüzünden halkının silahlanmasına engel olmaya çalışması tamamen saçmalıktır. cezaların ağırlaştırılıp, caydırıcılığın artırılmasıyla da pek tabi ateşli silahlarla işlenen suçlara engel olunabilir. türkiye'de havaya ateş açıp, balkonlardaki çocukları vuran adamlar 5 sene yatıp çıkarsa, suçun önüne tabi ki geçilemez.
gerçekte, bir devletin, halkın silahlanmasına engel olmaya çalışmasının asıl amacı, devletin olağanüstü durumlarda halka uygulayacağı baskıya karşı olası bir halk direnişini engellemektir. işte bu yüzden, tüm sağ ve sol totaliter rejimlerde bireysel silahlanma yasaklanmıştır. bugün ABD'de, 18. yüzyılda ülkenin ilk kurulduğu günlerdeki özgürlükçü anlayışla halka verilen anayasal hakkın (bkz: 2nd amendment) kaldırılmasının hesabı yapılmaktadır. amaç halkı devlet terörüne karşı korumasız bırakmaktır.
türkiye'de şu anda bireysel silahlanmanın engellenmesi gibi bir girişim yoktur. ancak eğer olursa, ben de dahil hiç bir silah sahibi insan buna öyle kuzu kuzu boyun eğmeyecektir.
Güvenlik ve savunma hakkının bir gereği olan bireysel silahlanmanın , engellenemeyeceğini ifade eder.
Engellemeye çalıştığınızda , 75 milyonluk bir ülkede (bkz: Türkiye) 7500000 ruhsatsız silah sorunuyla karşı karşıya kalırsınız.
devletin denetiminden uzak ve taliban'ın kol gezdiği abotabat şehri'nin halk pazarı... patates ve soğan sergileriyle iç-içe tezgahlarda kalaşnikoflar satılıyor. bunlar oyuncak değil gerçek silahlar. yanlarında dolu şarjörleri ayrıca sergilenmiş. yeniler 200, temiz kullanılmışlar 150 dolar. dolu şarjörler ise 50 dolar. bırakınız ruhsatı, silah satıcıları ne yaş soruyor, ne de kimlik.
- bastır! 200 doları; kullanıma hazır silah şarjörü ile birlikte senin.
yer almanya;
ruhsat silahlara değil 21 yaşını aşmış kişilere veriliyor. silah bulundurma ruhsatı sahibi olan kişi, silahlarının kayıtlarını yaptırmak koşulu ile istediği sayıda silaha sahip olabiliyor.
ama nasıl?
silah ruhsatı alabilmek için öncelikle bir atıcılık kulübüne üye olmanız gerek.
silah bulundurma ruhsatını, müracaattan en az bir yıl sonra kulübünüzden alabiliyorsunuz. bu sürenin ilk üç ayı, sertifikalı eğitmenlerin silah üzerine verdikleri teorik ve pratik eğitimlerle geçtikten sonra kalan dokuz ayda, dününüz ve bugününüz didik didik ediliyor.
belirli aralıklarla yapılan atış talimleri sırasında psikologlar, gizli kameralar yardımı ile isabetli ve karavana atışlarınızdaki yüz ifadelerinizi ve tavırlarınızı inceliyor ve kayıt altına alıyorlar. olası falsolu bir davranışınızda 'silahlara veda' diyorsunuz.
iş ruhsat alma aşamasına geldiğinde de işiniz bitmiyor;
evinizde, standartları önceden belirlenmiş iki gözlü sabit bir kasa bulunmalı. kasanın bir gözünde boş tabanca ve diğerinde mermileri ayrı ayrı kilit altında tutmalı ve anahtarlarını sürekli yanınızda taşımak zorundasınız. güvenlik görevlilerinin, çat-kapı gelip o anda silahınızın uygun koşullarda saklanıp saklanmadığını denetleme olasılığı her zaman var. koşullar uygun görülmezse silahınıza el konulduğu gibi çok yüksek cezalar ödemek zorunda da kalabiliyorsunuz.
silahı taşıyacaksanız, önceden kulübünüze bilgi vermek ve gerekli belgeleri doldurmak zorundasınız. bu prosedür tamamlandıktan sonra silahınızı yanınıza alıp kulübünüzün atış alanına gidebiliyor ve burada atış talimleri yapabiliyorsunuz. talim dönüşü silah yine kasaya kilitleniyor. zira, alman yasaları özel izinli güvenlik elemanları dışında, sivil şahısların, silahı beline takıp afralı-tafralı sokaklarda dolaşmasına izin vermiyor.
tüm bu önlemlere rağmen istenmeyen olaylar yine de olabiliyor. mesela, iki yıl kadar önce hamburg'da bir çocuk, babasının silahı ile oynarken kendisini yaraladı. silahını standartlara uygun bulundurmayan ruhsat sahibi babaya yönelik mahkeme kararı ise gerçekten ibret vericiydi; 3 yıl hapis ve 1 milyon euro para cezası.
sonuç itibarı ile her iki ülkede de silah edinmek bir hak olarak görülüyor;
- almanya'da silah bulundurmayı hak eden, pakistan'da ise 200 doları bastıran! için...