ne nalet ne fena ne yaka bırakmaz bir sıvısın sen, sevilmeye gör yüz bulmaya gör, hele bir de senle başbaşa biraz zaman geçirince insan hep istiyo her gece her gece, soğuk sıcak gazlı gazsız peşimi bırakmayan tek şeydin sen.
*tek başına içmeye başlanmaması gereken bişey.
benim için araçtan çok amaç olmaya başlamıştır. örnek olarak çaylaklık biterse sevinçten, silinirse üzüntüden gider içerim. hayır bunu yapmam sadece içmek için içerim. sizde öyle yapın yanına çerez cips fln almadan sade için, adi içici olun en azından ben o şekil adlandırıyorum.
alırkende süpermarketten alıp akşam bittiğinde boş şişeleri tekele götürüp pis pis sırıtın ve son 1 biranızı oradan alın hemde kutu olsun.
dünyanın her tarafında bulabileceğiniz binbir çeşidi ile tüketebileceğiniz bir numaralı alkol çeşididir. bundan dolayıda yardımcı olması dileklerimle çeşitli dillerde bira kelimesinin karşılıklarını eklemeyi borç bilirim;
alus : litvanya beer : ingiltere bever : latince bier : almanya biére : fransa, belçika biiru : japonya bira : italya birre : arnavutluk bior : israil biyar : hindistan braga : eski tip romanya birası cerveja : portekiz cerveza : ispanya chiu : çin ol : danimarka, izlanda, norveç, isveç olut : finlandiya pivo : çek cumhuriyeti piwo : polonya, rusya sake : japon birası veya pirinç şarabı serbesa : filipinler sor : macaristan ubhiya : afrika, zulu zitos : yunanistan
ilginçtir ki şu zamana kadar yakınından dahi geçmediğim, kanaatimce iğrenç olan alkollü içecek. adam gibi içmeyi bilmeyen dallamalar yüzünden yüzlerce, binlerce, milyonlarca belanın sebebi olan; bakkaldan birkaç liraya alabileceğiniz eşek sidiği. sosyetiğim ben abi. ne bileyim, vodkası olur viskisi olur oturur efendi gibi içersin. ama böylesine alkollü içkinin bakkaldaki dolapta 2 liraya satılması da yanlış lan. boru değil bu, adamın hımısına koyuyor, bir denetim falan gerekmez miydi?
merak etmiyor değilim kendisini, fakat her mutsuzlukta kendisine koşacağımdan ötürü, uzak durmakta fayda vardır.