sanat eserlerine bakmak ** , vatandaşlarının genelinin hareketlerine bakmak , yurt dışında bizim paramızla 5 tl ye satılan bir giysinin - giyenlere acınılır o ülkelerde*- ülkemizdeki satış fiyatına bakmak gibi ' bakmak ' lar gözlem olarak yardımcı olurken nesnel değerler için çeşitli pramitlere bakılması gerekir *. zira gelişmiş bir ülkede tarımla geçim sağlayan insan çok azdır *.
ülkesinden ve yaşayan halktan nefret eden , kendisini üst kademe zanneden ve ülkeyi saçma sapan kriterlerle değerlendirip yerden yere vuran kitlenin reelde ne ürettiğini ölçmektir. hiçbir üretimi olmayıp , evrensel anlamda bir hiç olup edirneden öte göt olan kendini aydın ve üst tabaka sanarak halkı köle gibi gören ve bu köleliğin devamı için de askerin silahına güvenen yata yata göt büyütmüş kitlenin katma değerli üretim kapasitesine bakılır.
hiç bir çağrı merkezinde çağrınıza kulak asılmaması. örneğin ptt'yi ararsınız bir gönderim vardı diye sizi 10 yere bağlarlar en sonunda telefon kapanır. gelde yiyorsa yeniden ara.
- eğitim seviyesi
- çalışanların sektöre oranı (sanayi, hizmet, tarım)
- nüfusu (genç nüfusu) *
- işsizlik
- nüfusun kentsel - kırsal oranı
- kültürel seviyesi
- ithalat-ihracat oranı
....
1-eğitim sisteminin gelişmişlik seviyesi.
2-haklara ve düşüncelere karşı gösterilen saygı.
3-ekonominin gelişmişlik düzeyi, işsizlik oranı.
4-başka ülkelere karşı peşkeş çekip çekmeme durumu.
aklıma gelenler bunlar da türkiye için hiç biri olumlu değil bunların.
1-milyonlarca üniversite mezunu işsiz deniyor. doğru da. peki ihtiyaç yoksa o bölümlere hali hazırda neden öğrenciler alınıyor? o bölümlere ihtiyaç duyuldukça açılsa ve kapansa daha güzel olmaz mı? o bölümler yerine yeni iş sahaları doğurabilecek bölümler açılsa mesela?
2-dini inanışlar, siyasi görüşler ve bir çok kişisel haklara olan saygısızlık had safhada. müslümana laf eden, kişinin inandığı peygambere laf söyleyen, savunduğu siyasi düşünceye hiç irdelemeden ismi yüzünden karşı çıkan, hakların kişisel olduğunun farkında olmayıp sorgusuz sualsiz kişiye karşı değişik etkilerde bulunanlar...
3-ekonomi gelişiyor deniyor deniyorda parite denen olay neden artıyor sürekli? ekonominin gelişmesi paranın değerinin yükselmesine dolayısıyla dolar/lira, euro/lira paritelerinin düşmesini gerektirmez mi? ben kendimi bildim bileli yükseliyor bu pariteler. işsizlik olayıda malum. bu kadar genç nüfusa sahip olup bu kadar işsiz olan başka bir ülke varmıdır merak konusu.
4-burada fazla birşey yazmaya gerek yok. amerika birleşik devletleri diyelim ve geçelimn. anlayan anlar nasılsa.
çatılarına ve gece ışıklandırmalarına bakmak yeterlidir, misal son 1 senedir ankaraya bakınız, eskişehir yolu hariç neredeyse hiç bir ana yolda sokak lambası yanmıyor.
hapishanelerin doluluğundan af yasası çıkıp, suçlular erkenden serbest bırakılıyorsa yenilerine yer açılsın diye,
hayvan öldürmenin, hayvana işkencenin, tecavüzün cezası yoksa - he pardon izmirde bir adam 100 tl ödemişti sanırım -
bir kadın yolda taciz edilmeden * evine dönemiyorsa,
kadına günde 3 öğün dayak ülkenin bir bölümünde hala adet gibi yerine getirilip, kızını dövmeyen dizini döver tarzı bir atasözü kullanılıyorsa,
insanların banyo yapmaktan aciz olması ve en iğrenç kokular insanlar için maalesef ki gurur kaynağıysa **
içinde 1 adımlık yer olmayan metrobüse, arkada bekleyen metrobüsü boşverip binmek için uğraşan, böyle sıkış sıkış ter içinde yolculuğu kendine reva gören insanlar varsa...