bir öğretmenin yapabileceği en büyük kötülük

    7.
  1. sırf çocuğun velisi saygın bir meslekte diye ona torpil geçerken, yeri geldiğinde kopya çekmesine bile göz yumarken, en ufak bir olayda garibanın çocuğuna aslan kesilmesidir.
    (bkz: gel de devrimci olma)
    5 ...
  2. 8.
  3. sınıfın ortasında tek tek sınav kağıtlarını okuyup ''kaç bekliyorsun?'' diye sorup, öğrenci aldığı puandan yüksek söylerse onu tüm sınıfa rezil etmek, düşük söylerse de ''sen sınavda ne yaptığını bilmiyor musun?'' diye çemkirmek.

    ve tabii ki tüm sınıfın önünde ''baban ne iş yapıyor?'' diye sormak.
    6 ...
  4. 18.
  5. Ben dersimi anlatırım. ister anlar ister anlamazsınız. Ben maaşımı alır giderim demesi.
    4 ...
  6. 5.
  7. matematik sınavından 31 vermektir. sınav sonuçları okunurken cümle aleme rezil olunur. 31 ne yahu git 30 ver 32 ver.
    4 ...
  8. 15.
  9. öğrenciyi Herkesin içinde rezil - rencide etmesi.
    3 ...
  10. 18.
  11. sınava itiraz eden öğrenciyi fazla vermişsem notunu kırarım diyerek korkutması ve topluma sorgulamayan ve sorgulamanın yanlış olduğu algısı etkisinden kalmış bireyler yetiştirmesi...
    3 ...
  12. 17.
  13. sınıfın ortasında annen baban ayrı mı senin diye sormasıdır bazen.
    bazen de (özellikle erkek öğrenciler için) kulağın nasıl bir sinirle çekiyorsa diğer kulağında farklı bir fizyolojik yapiya bürünmesi büyümesi.
    2 ...
  14. 10.
  15. Annem baban ne iş yapıyor diye sormaktır.
    2 ...
  16. 11.
  17. (bkz: baban ne iş yapıyor evladım) gibi saçma bi soru sormasıdır bunun dışında bugünki olayı yazayım biyolojiciye soru sordum dersle ilgili sorcagıma binbir pişman ettim bilmiyoruz bilmemek degil ögrenmemek ayıp sordugumuz soruyla küçük düşürüyo sınıfın ortasında rencide ediyo ögretmen olmuş ama adam olamamış neyse sevgiler saygılar.
    2 ...
  18. 22.
  19. beni zamanında aynı okuldaki bir öğretmenin oğlunu, haklı yere hırpalamam sonucu, sen gel bakiyim biraz yürüyelim diyip laf arasında aşşağıdaki depoya kapatıp yumruk atarak dövmesidir. Akabinde üst katta sinir krizi geçirdim. Müdüre şikayet giderken ağlayarak "bitiricem ulan seni" bağırdım ve bir yumruk daha yedim. canım yanmıyordu, hatırladığım teş şey hava kompresörü gibi nefes alıp veriyodum. Odada biraz oturduktan sonra, babamı gördüm. gözlerinin altı şişmişti beni gördüğünde, ağlamaktan değil, overcharged olduğundan. Daha sonra müdürün yanına geçti ve şöyle konuşmalar yaşandı;

    m: müdür
    b: babam

    m: izzet bey, oğlunuzu disiplin işlemine tabi tutacağız.
    b: benim oğlumu hem öğretmen dövecek -sırf öğretmen çocuğuna haklı olarak bağırdığı için- hemde disiplin işlemi uygulayacaksınız he. delikanlıysanız benim çocuğumda bir disiplin dosyası açın. götü yiyen varsa yapsın.

    m: beyfendi ama çocuğu ağlat-

    b: kes lan sesini, bana bak müdür falab dinlemem geleceğini alırım elinden. O öğretmen bozuntusunada söyle, 2 hafta oğlumu ben alıcam okuldan, nefesini hissedersem onu öldürürüm, bakın öldürürüm diyorum gidin savcılığa verin beni. Ben babası olarak çocuğumu bu hale getirmeye utanırım, o kim ulan !

    alıp götürdü eve. Dediği gibide 2 hafta beni aldı ve o 2 hafta içerisinde hocadan eser yoktu. Nispeten içinizi rahatlatacak birşey daha anlatıyım, bu olaylar ben 7. sınıftayken vuku bulmuştu.

    liseyi bitirdikten 1 sene evvel sonra üniversite hazırlığı aşamalarında eski öğretmenleri ziyaret amacıyla okula gittim. arabayı park edip içeri girdim.hatıralar anılar derken biri benim arabaya bakıp kimin lan bu diye bağırmaya başlamıştı. o hocaydı. gün intikam günüdür diyip "benim arabam hoca hayırdır ne bağırıyosun" dedim. "aaaa uncompromised'cim sen miydin ? kusura bakma acelem varda ondan şey ettim." "acelen olabilir ama öğretmenlik hayatın boyunca hiç edebin olmamış hatırlatırım." dedim ve arabayı uygun bi yere çektim. ve yıllar sonra olsa bile intikamın soğuk yenebileceğini tekrar anladım.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük