evin mutfağında atılmayı bekleyen birikmiş çöpler. sırası gelen o çöpleri atmaz sırası olmayanlar inat yaparlar. bu çöplerden solucan gibi fırlayan çubuk makarnalarda bu sahneyi bonuslar.
sabah uyandıgında, gece ev arkadasın tarafından eve alınmıs tanımadıgın kişilerin banyonun her tarafına kusmus olmaları ve evin bilumum yerlerinde sızmaları.
üç arkadaş* evde otururken; içlerinden birinin, karnının acıkması ve tost yapmak için mutfağa gitmesi. akabinde herkesin mutfakta toplandığı esnada henüz ocağın altını açalı on onbeş saniye olmadan tost makinesinden garip çızırtı şeklinde seslerin gelmesi. makinenin kapağı açmamızla birlikte iki adet yarısı yanmış hamam böceğinin acı içinde mutfak tezgahından kaçmaları. bizim midemiz kalkmışken, karnı acıkan arkadaşın hiç bir şey olmamış gibi aynı tost makinasında* yaptığı tostu afiyetle yemesi.
mide bulandırmak için googleearth'ten bakılması kafi olan bizim evin halleridir.
fakat çevre esnafının ve komşuların tavırları kadar mide bulandırıcı olma ihtimali yoktur.
ev sahibi ile üç öğrenci dialoğu(500 ytl olan kiranın arttırılması ile ilgili);
öğr: kira 550 ytl ossun.
Ev sahibi: olmaz.hem zaten 3 e bölünmez..575 ytl ossun.
öğr: 575 ytl de 3 e bölünmez.
Ev sahibi: tamam o zaman düz 600 ytl ossun.
Öğr: olsun tabi olsun.biz de baştan 600 dicektik zaten.
Ev sahibi: O zaman 625 ytl olsun.
Öğr: Haydaa.(ne alaka ise) Vesaire yani...
öğrenci evinde, arkadışınızın odasına girdiğinizde, akşamdan kalma yaptığı soykırımın izlerini taşıyan, yoğun bir apış arası kokusu ile karşılaşmak. diğer fonksiyonlar bunların dışında kalır. *
eğer ev sahibiniz entel biri ise ve atakoy gibi bir yerde oturuyorsanız yandınız.. her ay durum raporu gibi makale yazan bir ev sahibiniz varsa zat_i haliniz hiç de kolay değildir.
Balkonda biriken çöp poşetlerinin resmini çeker ve makale başlığına 'ne umduk ne bulduk' başlıklı yazısı ile sizi yerin dibine sokar. her ne kadar makalenin kapak resmini beğenmeseniz de sanırım görebileceğiniz en iğrenç sahne bu olur.**