Tablolarda, fotolarda, romanlarda, filmlerde görüp, iç geçirip gerçek sandığımız, sevgiyle gülümseten, göz yaşartandır.
Sahnede gözlerini yumup, avaz avaz haykıran şarkıcının dilinden dökülenler gibi...
Bana yalan söylediler
Bana yalan söylediler
Kaderden bahsetmediler...
aslında tek kişiyi sevmek gibi görünüyor ama, 19 yaşındaki kızıl saçlı yeni yetme bi öğrenciyi sevmek, 25 yaşındaki uzun saçlı; kendini kariyerine adamış bi kızı sevmek, 30 yaşındaki dünyanın en güzel annesini sevmek, 35 yaşındaki en olgun 'genç kız'ı sevmek, 40 yaşındaki oturaklı hanımefendiyi sevmek... böyle bir şeydir.
bonus olarak: aynı kişiyi deme corç aynı kişiyi deme. insanoğlu değişir, güzelleşir...
edit: aynı zamanda, yeri gelince ne pis bi romantik olduğumu da gösterdi bu başlık. ee, sezen cumhur önal izleyerek büyüdük, olacak o kadar.
sanırım, az önce sahilde oturmuş çaylarını yudumlayan, bir yandan da tatlı tatlı sohbet eden, saçları kırlaşmış çiften bahsediliyor.
eski moda şapkalı amcanın, hanımının yüzünü okşayışı aşkı tam manası ile anlatıyordu. *
birlikteyse sonsuza dek sürer, ama ayrıysan ayrılmışsan kopmuşsan iletişimin yoksa mazoşist değilsen süründürür.
hatta artık bu durumdan keyif bile almaya başlarsın, yokluğu aşkını daha da alevlendirir. acı dan keyif alıyor hale gelirsin.
sonuç olarak sana bi faydası olmaz. tavsiye edilmez, mazoşist değilsen.