ben bir film eleştirmeni değilim. ve bu filmden felsefik çıkarımlar bulunacak da değilim. ancak şunu söylemek istiyorum. adından anlaşılacağı üzere, herhangi bir anadolu kentinde yaşanabilecek tüm diyaloglara ve kırsalda görebileceğiniz tüm detaylara yer vermiş bir nuri bilge ceylan filmi. bu film, sinemada çok izlenmese de kanımca türk sinemasının en nadide eserlerinden biri olarak kalacaktır.
ercan kesal ve fırat tanış'ın oyunculuklarıyla göz doldurduğu;çok sıradan,alışageldiğimiz mekanların usta yönetmenin elinde işlendiğinde nasıl kıymetlendiğini düşündürten filmdir.uzun uzadıya çekilen sahnelerde bile sıkmadan izletmiştir.
güzel fotoğrafları olan film. zaten ceylan fotoğraf kökenli bit yönetmen.
ben daha nuri bile ceylan'ın beğenmediğim bir filmine rastlamadım, ama merak ettiğim bir konu var. o da:
neden türkiye'nin hep karanlık yüzünü çekiyorsunuz. filme bakıyoruz doğan, toros arabalar. ilçeye bakıyoruz 80 model üstü araba yok. sayın ceylan olanı olduğu gibi çekin ortaya meze yapmayın. tamam aklınızda çökmüş bir şark profili var ama bu kadar olmaz. artık köylerde bile 2012 arabadan aşağısı yok.
yani birazda mutlu renkli bir anadolu çekin. 1. dünya savaşında çekilen osmanlı ordusu gibi bir hava var filmlerinizde.
Klasik nbc yapımı filmlerden farklı olarak daha fazla olay vardı ve daha hızlı akıyordu. Yine bir çok ders imgesel biçimde seyirciye iletilmiş. Eğer sonunu merak edip de şaşırmak için izleyecekseniz böyle bir filmi kesinlikle açtığınız gibi kapatın. Her sahnede ayrı bir dram ayrı bir yaşanmışlık ayrı bir giz barındırıyor. izlemeden önce eğer aranız sanat filmleri ile pek iyi değilse muhakkak eleştirmenlerin ve izleyicilerin çözümlemelerini okuyup öyle izleyin, sonra ben boşa izlemişim 2 saat bunlara neden dikkat edemedim diye pişman olursunuz.
filmin konusuna gelecek olursak belirsiz bir vakitte anadolunun ücra bir kasabasında bir doktor ve bir savcının yasak aşk cinayetini çözümlerken aynı zamanda kendi hayatlarına ve iç hesaplaşmalarına da yer verilmiş. Film daha çok doktorun penceresinden işlenmiş bu açıdan tüm hekim ve hekim adayları muhakkak izlemeli özel hastane hayalleri kurmadan evvel.
nuri bilge ceylan'ın küçük, güzel ve yalnız ülkesine armağanı. savcının dramı, kenanın dramı, komserin çaresizliği, çay getiren kızın kaderi ve o eşsiz anadolu manzarası. adını sonuna kadar hak ermiştir "bir zamanlar anadolu da".
değişik bir film. upuzun yollar, bozkır havası, muhtarın güzel kızı, neset ertaş, komutanın kimse tarafından siklenmemesi, domuz bağına kızan savcının fikri, savcının kendisini eski artiste benzetmesi, doktorun abaza bakışları, arapın birşeyler araklaması.. aklımda bunlar gibi birçok sahnesini bırakan vakti olana izlemesini tavsiye ettiğim film.
hemen bitiveren en uzun nbc filmi. hikayesinin peşinden elli kilometre yol tepiyorsunuz. muazzam bir görseli var. iç anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bozkırında çoğu gece vakti geçen bir film yapmak bir tür delilik olsa gerek. bir nbc filmine en az benzeyen nbc filmi. öyküye kaptırıp gittiği için adeta bir 'tür filmi' izliyorsunuz. afiş bile tür filmi afişi gibi. bu nedenle kafamı en çok karıştıran nbc filmi. acaba diyorum kendi kendime film klasik nbc filmlerindeki gizemli derinlikten yoksun mu kalıyor?
--- spoiler ---
tıpkı 'klasik otopsi' (bunu kendileri diyor) sekansında olduğu gibi her şey açık seçik ortaya seriliyor, karakterlerin iç dünyalarına otopsiler yapılıyor. güzel bir kurgu manevrasıyla estetize edilmiş, doktorla arap'ın hislenip içlerini döktükleri, doktorun 'şairin dediği gibi' diye başlayıp alıntı döktürdüğü sahnelere hiç alışkın değiliz.
--- spoiler ---
oyunculuğunu beğenmemekle birlikte asker temsili (bu akademik kelimeye nbc kızabilir) tıpkı komiserin yemekteki ete yaptığı yorum gibi: on numara. asker de bir memur.sinemada mahsuncu asker yalakalığına kapak olsun.
nuri bilge ceylan'ın arada bırakan filmidir. sevsem mi sevmesem mi? incelemesem mi incelemesem mi? işte o noktada bu filmden ödev veren hoca devreye girer. gelsin ödevler:
konusu, içinde barındırdığı yan öyküleri, oyunculukları ve muhteşem görselliği ile türk sinemasının en iyi filmlerinden biri. Sürrealist sahneleri vardır.
yine kadrajını ayrıntılara çeviren yönenetmenin sinema alanındaki göstermiş olduğu ilerlemeni resmidir. Her filminde kendini bir adım daha öne taşıyarak izleyicilerin beklentisini karşılıyor.
gecenin şu saatinde izleme merakı duyduğum ve bundan pişman olmadığım filmdir. amerikan filmlerinin hızına kapılanlar bu filmin güzelliğini göremezler. onlara göre sıkıcıdır. ama bozkırın saf halini, bir anadolu kasabasının basit hayatını, samimi diyalogları ile gerçeğe en yakın polisiye soruşturmayı anlatan bir filmdir. sanat filmi bu ben izlemem diyenler için recep ivedik tercihi ise her zaman açıktır. keyif alarak, amerikan filmlerindeki gibi aksiyon sahnelerinin olmayacağını bilerek izlerseniz, bir başyapıtla karşı karşıyasınızdır.
para, vizyonsuzluk, şan/şöhret, toplumsal baskı ya da egemen olanların baskısı gibi nedenlerle her isteyenin her istediğini yapmadığı/yapamadığı bir hayat akıp giderken; taviz vermez duruşuna ve hayallerinin peşinden gitme çabasına saygı duyduğum yönetmenin takdiri hak eden filmi.
Katil kimdi sorusunu sonradan akıllara getiren film. Yönetmen biraz seyircinin aklıyla oynuyor. Filme kapılıp giderken katilin kim olduğunu kaçırıyorsunuz. Bu noktada 2. Kez izlemek daha doğru ve eğlenceli olacaktır.
iran sinemalarının klasik örneklerinin bir kopyası. nuri bilge ceylan'ın bir filmi olduğunu bilmesem bir iranlı yönetmen çekmiş derdim.
filmde kurgu olmadığı gibi ne bir akıcılık, ne bir heyecan; ne de bir umut ışığı görebiliyorsunuz. sürekli aranılan; zorda olsa bulunan, otopsi yapılan bir ceset ve kasvet. bazı entel arkadaşlar ister kabul etsin; ister etmesin nuri bilge ceylan'ın her filmi gibi bu da beş para etmez. bir izleyici olarak beni "sanat sanat içindir." ilgilendirmiyor. bir sigara içmek için bile filmin başından kalkamıyorsam; nefesimi tutarak izliyorsam güzel filmdir. yok oyuncular harikaymış, yok her sahnede ayrı bir fotoğraf sanatçılığı örneği veriliyormuş burası beni ilgilendirmez.
evrensel'in tanımıyla, Dalından düşüp yuvarlana yuvarlana çoktan çürümüşlerin arasına giden elmanın uzun yolculuğunu manasız bulanlar için 2.5 saatlik bir işkence Bir Zamanlar Anadoluda.
modern çağın vurdumduymazlığını, bürokratik tepeden bakışlarını, erk üstünlüğünü toprağın altına gömen filmdir bu film.
Faruk Nafiz' in Han Duvarları' nın tadı vardır bu filmde.
insan yaşadığı yerdir, yaşadığı yer neresi ise o insan da orasıdır der bu film.
bozkır yıllardır anadolu insanına bakmış ve kaderine razı olup sararmış, anadolu insanı da bozkıra bakıp terkedilmişliği içselleştirmiştir. insan-toprak ilişkisi ve insan-devlet ilişkisi insanın yüzüne vurur bu filmde.
gerçekçiliğin yeniden yazılması kendini teşhir eder yeniden, savcı filmin sonuna doğru öldürülüşü zabıta yazdırırken.
filmin sonunda, toplumsal ve mesleki kirlenmeyi nbc o kadar çarpıcı şekilde verir ki utandırır onları. filmin son sahnesini anlamayan, küçük gören zevat görsünler ki son sahne şudur :
doktor otopside adamın mezara diri diri gömülüp öldürüldüğünü anlar, gerçek budur ama adamın çocuğu kendi çocukluğu gibi babasız büyümesin diye, bu gerçeği gizler ve otopsiyi değiştirip, adalete raporu gönderir, ve cesedden sıçrayan kan doktorun yüzüne sıçrar, artık doktor gibi idealist bir adam bile toplum tarafından kirletilmiş, filmdeki çürük elmaların yerini almıştır. işte pencere açık mıydı kapalı mıydı gibi saçma analiz yapan arkadaşlarım pencereye alık alık bakacağına kana baksaydın durumu anlardın.
tartışmasız minimalist akımın tüm zamanlarda en büyüğü türkiye' de nbc' dir. gelmiş geçmiş en büyüklerden.
salt türk sinemasının günümüzde en iyi yönetmeni değil türk sinema tarihinin en iyi yönetmenlerindendir, ve sade türk değil dünya sinema tarihinin en büyükleri arasına girecektir bu adam eminim buna.
filmi izleyin ama aksiyon izler gibi değil, holywood veya bolywood izler gibi de değil, gerçek bir cinayet olsaydı ortada nasıl gelişirdi bunu düşünün ve izleyin bakın bakalım hala kötü gelecek mi film. nuri filmde gerçekçiliği hiç bir şeyin bozmasına izin vermedi, hayal kahramanlarına ihtiyaç duymadı çünkü gerçek yeterince hayal kahramanlarını öldürebilirdi, o sonu olmayan gibi gözüken yollar, kıvrımlı yılan yolları hele bir de ışık yok, ses yok, insan yok ve gece karanlık, bir an önce sabah olmasını istiyorsunuz, nuri size bunu veriyor. ve filmde müzik yok, sinemayı yeterince iyi yapan yönetmenlerin yan sanat dallarına ihtiyaç duymamasından kaynaklanıyor olabilir sebebi. yani anlatmak istediğini sade sinema ile anlatmaya çalışmak nuri' nin bu filmde yaptığı ve başardığı olay budur.