deniz gezmişten nefret etmek için yobaz olunması mı gerek sorusunu akla getirmiş giridir. yobazlık ve deniz gezmişten nefret etmek çok ayrı konular olması münasebetiyle iş olsun diye girildiği hissi uyandırmaktadır. bugün bir sol görüşe mensup kişinin tasvip etmediği sağ görüşlü birini sevmediği kadar normal bir olaydır. bu duruş meselesidir en nihayetinde, duruşuna ters bir görüşe sahipse ağzınla kuş tutsan nafiledir. onun için bir yobaz, bir sağcı, bir solcu ve daha bir çok kombinasyonu üretilecek kişi deniz gezmişten pek ala nefret edebilir.
deniz gemiş insandır, ve kocaman yüreğinde tertemiz bir dünya taşır.yobaz, insanda olan kini, nefreti ve körlüğü kazanmıştır. bu yüzden hiç bir zaman deniz gibi gerçeğin peşinde koşanları anlayamaz, anlayamadığı içinde nefret eder.
yobaz ise buradan aşırı dinci olabileceği ortaya çıkar, adam ilk emri ''oku'' olan bir dine mensupken, kendisini ''ben insanım''dan önce,''ben müslümanım'' olarak tanımlıyorken bile, insanlıktan çıkmış, sen ne deniz'inden, ne mahir'inden bahsediyorsun anlar mı sence?
yobaz olması başlıca yeterli bir sebep olmakla beraber , bu arkadaşımızın hayatı boyunca ailesinin istekleri doğrultusunda objektif hiç bir karar veremeden , hayatını sürdürmesi kişide inceden bir 'ulan adam hedefleri doğrultusunda yaşamını bitirdi , biz kırk yaşına gelmişiz hala babamızın sözünden çıkamıyoruz ' sezenişiyle , onun yaptıklarını ve ülküsüne olan inancı kıskanan şahsiyetin nefreti ile birlikte kalıplaşan ezik düşüncesi. ama yine de geç degildir;
(bkz: daragacında üc fidan) , (bkz: hoşçakal yarın)
bir nevi kemalizm koşusudur aslında. biri sever, diğeri sevmez. ha bir de adnan menderes mevzusuna istinaden kelle arz edilmiştir. bunun da bir nevi katkısı olmalı. şeklinde yorumlar doğurması muhtemel, polemikasyon konusu.
yobazdır nefret duyar zaten herşeyden. varlığı bile bir nefret nedenidir. genelde din konusunda katıdır bunlar. deniz gezmiş'in ateistliği belki kızdırır diye düşünüp fikir atıyorum ortaya.
(bkz: deniz gezmiş)
(bkz: ateist)
(bkz: önyargi)