ekranda her gün izlediğimiz,kimi yönlerini beğendiğimiz için izlemeye devam ettiğimiz ya da bazen görüntü kalitesi,kostüm,sesler,müzikler,oyuncular,senaryo ve buna benzer bir çok özelliğiyle bizi ekrana kilitleyen,kendine hayran bırakan,izlemeye doyamadığımız,hiç ara vermesini,tatile girmesini istemediğimiz,keşke ben yaşadıkça o da devam etse dediğimiz ve adeta bizimle bütünleşen ve bu yüzden de bizim o bütünün bir parçasını oluşturduğumuz dizilerdir,ister maddi ister manevi anlamda bu dizileri sevenler onların birer parçası olmak isterler,orada rol almak o oyunculardan biri olmak o sahnenin tozunu yutmak isterler,fakat zaten o diziler hep gerçek hayattan alınmakta,olan şeyleri yansıtmaktadır,izlediğimiz imkansız ya da karşılıksız aşklar,birbirine aşık olan ve çok yakışan ama bir türlü mutlu olamayan ya da olan çiftler,türlü entrikalar,gizli düşmanlıklar,yaşanan iyi ya da kötü olaylar zaten varolan ,dizilerde somutlaştırılan herkese sunulan şeylerdir. insanlar zaten bu dünyada kendi dizilerinin başrolunde oynamaktadır aslında...hatta figuranlar bile vardır bu hayatta bir gelip bir giderler...
izlenildikçe kendinden bir parça bulduğunu hissettiren ve etki bırakan dizilerdir. karakterlerde bulursun kendini, özendiğinden değil seni yansıttığından olsa gerek. bazen yalnızlıktan usanmış sarhoş.. bazen aşkı avcuna almış şanslı insan .. hep birilerine benzetsende kendini, hissetsende onlar gibi, dizi biter uyku sona erer ..
korkusuzlur dizisi, bir parçası olsam 15 dakika içinde dizinin sonunu hazırlar ve hain planımın tıkır tıkır işleyişini izlerdim, benim için küçük, insanlık için büyük bir adım olurdu.
içinde rol alma arzusunda bulunulan dizilerdir. misal olarak;
-prison break
-hollyoaks (sırf o sarışın üniversiteliyle tanışmak için)
-two and a half men
-the oc(mümkünse kaitlin cooper'ın boyfriendi olarak)
-without a trace