otobüs tıkış tıkışken ayakta eller doluyken bir yandan tutunmaya çalışırsınız ve aniden telefon çalar ya elinizdekileri yere bırakıp birşekilde dolu çantada telefonu ararsınız 1 saat ciyak ciyak öter sonra ani bir frenle yanınızdakine yüklenirsiniz ya işte o andır.
cool bir kardeşimizin en karizmatik haliyle dayandığı sarı direkten (aynı direk tutunmaya ve iniş bölümünü ayırmaya yarar) kısa bir süreliğine ayrılıp sağındaki kıza bakmak için en karizmatik bakışını hazırlarken, her şeyden bihaber otobüs şoförünün öndeki araca çarpmamak için caaaaaaaaayyykkkkk sesi çıkaran o frene yüklenmesi ve o karizmatik kardeşimizin otobüsün en arkasından en önüne kadar zaten yağmurlu ayaklardan ıslanmış yerde sürterek vites kutusuna kadar dayanmasıdır.
tıkış tıkış otobüste kapı kenarında küçücük bir yere sıvışmak. durağa gelindiğinde inecek yolculara yer vermek için otobüsten inmek. insanlar indikten sonra şoförün kapıyı kapatması ve dışarda kalmak. otobüsün hareket etmesi. bir kaç metre otobüsü takip etmek. "gapıyı aaaçç hoouuvvv gaptan" diyerek en sonunda otobüsü durdurup binmek.
ağzına kadar dolu otobüste muavinin önündeki para, bilet vb. şeylere artı olarak muavinin yüzüne gözüne ağız dolusu kusmuk patlaması yaşamaktır*.
aman ağır bi kahvaltı yapıp çıkmayın sokağa sabahları.
otobüsten normal insanlar gibi inmek yerine uçmak suretiyle inmek. hele ki mevsim yaz ise ve ayağından fırlayan terliği sana getiren insanın yüzündeki kendini gülmemek için zor tutma ifadesini gördüysen..
meleksi bir yüze sahip bir kızın kırmızı ojeli tırnakları açıkta bırakan terliğimsi topuklu ayakkabılı ayağına basmak. Akabinde yeşil gözlerin acıyla ayaklarına yönelmesi ve sanki gözlerinden çıkıyormuş gibi gelen bir sesle "ahh" demesi. O sesle ve yeşil gözlerle yaralanmak, yerin 7 kat altına girmek.
denk geldiğim olay, orta kapıda ki iki kişi kavga ediyordu, durup dururken en arkada ki adamın biri atarlanıp otobüsün tavanına vurdu, yeter lan dedi, sonra daha arkadan bambaşak bir adam gelip bunu dövdü, neden vuruyorsun diye, bildiğin bir otobüs dayak gördüm. Adamın yerinde olduğunu düşün, atarlanıyorsun biri geliyor seni dövüyor. Suçun filan da yok..
en kötüden nispeten daha az kötüye doğru
1-) Avukat arkadaşımın çok güzel bir müvekkilinin başına gelen olay: muavinin gecenin bir saatinde kasıtlı olarak masturbasyon yapıp kızın omuzuna boşalması: firmadan dava açılmamak ve basına verilmemek karşısında yüklü bir tazminat aldılar, yurtdışı tatili de kopardılar, arkadaşım da gitti hatunla, bir güzel de götürdü kızı valla.
2-) Moladan sonra yanımda oturan şahısla aldığımı zannettiğim bisküviyi sonuncusuna kadar paylaşmak, daha fazla yemek için hızlı hızlı götürmek, elemanın her sohbet açmaya çalıştığında lafı ağzına tıkmak, adamdan 2 saat sonra indiğinde kendi bisküvimin baş üstündeki bölmede bulunan montun cebinde olduğunu fark etmek: başıma gelen bir olaydır.
3-) Üniversiteye giderken okulun en güzel kızlarından biri olan ve sadece üç beş kelime sohbetten ibaret olan samimiyet varken ani frende iki elle birlikte kızın göğsüne girmek: başıma gelen olay, yanda duran amcanın müstehzi gülümsemesini unutamıyorum.