koltukta uyuyakalmak ve ileri doğru düşen kafadan salyaların oluk oluk akması... ne hikmetse dünyanın en güzel kızlarından biri de yanınızda oturur böyle durumlarda.*
omuzda koca çanta, elde dosyalar kitaplar tıklım tıklım otobüste zar zor tutunurken burun akması ve çantanın derinliklerinde olan mendile ulaşma çabası esnasında yapılan frenle dengeyi kaybetmek.
fermuar'ın açık olduğunu, karşıda oturan yaşlı amcanın şener şen'in ilyas salman'a yaptığı gibi yapılan kaş-göz işaretleriyle anlamak. yahu yanındaki yaşlı kadınlarda çok güldü. rezillik valla.
şehiriçi otobüste elle yapılan cinsel tacize şahit olmak.
şerefsiz herif, benim önümde dikilen kızın bacaklarına yandan yandan elle yoklama çekiyordu. ben tekli koltukta oturuyordum. tam göz hizamda cereyan eden olayı kıza "siz orada rahatsız oldunuz buyrun oturun" diyip, üreme organımı tacizci şerefsizin kızı okşadığı eli hizasına getirip* yüzyüze bir şekilde seyahat edip bitirdim. bir durak sonra indi de olay daha da büyümemişti.
Otobüsün içinde gıcık tutmasıdır. Ne yazıkki bu olay benim başıma geldi. Ve eve gelinceye kadar o gıcığı durduramadım. Gözlerim alev topu gibi olmuştu ve herkes bana bakmıştı çok rezil bir durumdu.
bağrış çağrış son anda binmek (5 kişiyiz) bağrış çağrış yola devam etmek (ergeniz) arkadaşın tünele girerken düşmesi kalktığında tünelden çıkmamız ve bu olayı bizden başka kimsenin görmediği için gülmemesi ya da bunca gülünecek bir şey bulmaması (azgınız) bağrış çağrış gülmemiz (arsızız) gelen tepkilere dayanamayıp inmeye karar vermemiz (baskıya gelemeyizciyiz) inerken vanilyalı milkshake'yi teyzemin birinin siyah eteğini döküşümüz (sakarız) akabinde inip danalar gibi güldüğümüz yerin bir eczane önü olduğunu farketmeyip eczacı tarafından ordan da sürülmemiz (reziliz) *
- yer versene amcaya.
+ vermiycem hastayım ben! sen ver!
* aaa yer vermiyor ayol
/ nasıl vermez? ayıp ayıp bu gençliğin çivisi çıkmış vallahi.
? bunu yetiştiren anne babada kabahat!
) cık cık cık cık!
önünüzde duran kadının iett nin lanet olası dur kalklarıyla oluşan teması sapıklık zannederek "geri gidermisin biraz!" diye bağırması tüm otobüse rezil olmanız.
yahu kadın nereye gideyim daha, arkadakiyle tek vücut olduk zaten.
sosyal teyzelerin çemkirgenliğine malzeme olmak.
susmuyorlar efenim çem-çem.
apartman yengesi kıvamında hepsi.
ayrıca bunların her konu hakkında fikirleri,çözümleri olması ayrı bi kabus durumu.
sen parayı verirken arkadan gelenin senin göz koyduğun son boş koltuğa koşarak oturması ve sen ilerlerken sana parayı uzatıp -şunu verir misin? demesi.
şehir içi ve/veya şehirler arası otobüslerde başa gelebilecek rezil olaylardır .
yer : buca - tınaztepe arası sefer yapmakta olan 412 numaralı otobüs
beleş olduğu için aynı anda pek çok kişi tarafından tercih edilebilitesi yüksek (bkz: balık istifi) olan 412 nolu otobüse buca eğitim fakültesi önünde dahil oldum . içersi hayli kalabalık idi . fakat çok geçmeden dikkatimi en arkadaki iki koltuğun arkasındaki boşluk çekti . kimse ordaki boşluğa doğru ilerlemiyor aksine ordan kaçarcasına davranıyordu . içerdeki sıcağın ve sıkışıklığın verdiği şevkle kendimi ordaki boşluğa atmak istedim . o an benim için otobüsteki herkes nedenini bilemediğim bir inat içinde gibiydi . acaba niye geçmiyordu kimse oraya ? bu soruyu cevaplandırmak ve mümkünse ordaki boşlukta daha rahat bir yolculuk etmek için hızla ilerlemeye başladım . kalabalığı yararak arkaya ulaştım . tam boş kısma adım atmak üzereyken , orada kocaman bir delik olduğuna kanaat getirdim ve bu düşüncemden hemen vazgeçtim . otobüste 4 kişilik masa büyüklüğünde bir boşluk vardı . altta yol görünüyordu . kendimi eziklenmiş , küçük düşmüş hissettiğim anlardan biriydi . etraftaki insanların yüzlerinde '' oraya geçmiyosak bi bildiğimiz var herhalde yarram , bi sen mi akıllısın ?'' ifadesi vardı . hepsinin işaret parmaklarıya beni göstererek diğer elleri karınlarında yarıla yarıla gülmek istediklerini hissettim . beni birbirlerine gösteriyor gibiydiler . '' işte o çocuk , burayı boş zannedip taa körükten buraya kadar gelen çocuk .'' iyice utanmıştım . o anda aklıma dahice bir plan gelmişti . inmeliydim . evet . evet . inmeliydim az ilerki durakta . sanki zaten o durakta inecekmiş , o yüzden arkaya doğru hareketlenmiş ve o boşluğu görünce şaşırıp meraklı meraklı bakmış izlenimi verecektim . yaptım da . biraz daha ilerleyip düğmeye bastım . çok geçmeden otobüs durdu . kapıya doğru ilerlerken ''allah allah , otobüste boşluk var ya , iyi ki kimse düşmedi'' gibi şaşırmışçasına hayıflanmayı da ihmal etmedim . kurtulmuştum galiba . evet . bitmişti . gideceğim yere daha çok vardı . ama o rezil durumdan , o iğneleyici bakışlardan kurtulmuştum .
12 saat süren yolculukta bir kez bile tuvalete gitme girişiminde bulunamayıp, gazını içinde tutmak ve gideceğin yere yaklaştığında dayanamayıp, bütün otobüs camiasının kulaklarını çınlatırcasına gaz çıkarmaktır en büyük otobüs rezilliği. VE tüm o insanların surat ifadelerinin sanki yüzüne yağdığını görebilmek ve o an hiç birşey hissedememek...