derse geç kalma sonucu hocanın derse almaması ve ceza olarak tüm ders boyunca dışarda, sınıfın kapısının önünde durmak.*
olay bunla ibaret değil tabiki. dersi olmayıp koridorda volta atan hocalara yakalanmak, fırça yemek, dalga konusu olmak. okula hiç bir yabancı insanın gelmediği o gün, o ders (!) okula danimarkadan 40-50 kişilik bir öğretmen grubunun gelmesi * neredeyse hepsinin 'neden buradasın' sorusunu cevaplamak *. 'oww kııuuul' gibi nidalarına dövmeden gülerek karşılık vermek. bu sırada sınıf kapısının çizgili camından dersi takip etmeye çalışmak. bitti mi bitmedi. aynı hocanın öğleden sonraki dersine yine geç kalmak...
aynen şöyle oldu efendim;
sabah okula geldim gayette keyfim yerindeydi kız mız olayları iyiydi çünkü deli gönlüm sabah sevdiceğini de görünce pır pır atar haldeydi.neyse sınıfa girdim sonra kapının önüne çıktım arkadaşlarla sohbet halindeydik konu döndü dolaştı sınav notlarına geldi edebiyattan düşük aldığımı öğrendim ki en iyi olduğum derstir.bi hiddetlendim ulan bigün bu adamın ağzına ağzına vereceğim o olacak dedim. nasıl olacak o? sorusuyla karşılaştım sonra koridorun ortasına geçtim malum yeri tutaraktan "selooo gel bak vitamini kabuğundan al kendine gelirsin" diye bağırdım arkadaşların yüzü bir anda değişti kaş göz hareketleriyle arkana bak dediler.bir de ne göreyim o bahsettiğim hoca ne yapacağımı şaşırdım ne yapıyosun oğlum sen dedi hiiç hocam dedim tip tip suratıma baktı peki öyle olsun dedi.ardından arkadaşlara direk akşam bunu yazmalıyım dedim.hocayı da karşımda görünce hayatım bir film şeridi gibi gözümünün önünden geçti ve bu olay beni dumurlara gark etti işte böyle sevgili sözlük beni dinlediğin için teşekkür eder esenlikler dilerim.
bir sınıfın erkek öğrencilerinin yarı şaka yarı ciddi birbirine girmesi, sınıfın bazı kız öğrencilerinin feryat figan gidip sorumlu öğretmene haber vermesi; binbir telaş içinde gelen hocanın adına yaptırılan doğum günü pastasını görüp dumur olması. *
Laboratuarda işlenen bir fizik dersi esnasında monotonluktan sıkılmış iki öğrencinin sen bu camdan atlayabilirmisin diye iddalaşması, muhabbetin koyulaşması ve öğrencilerden birinin cama çıkmış olan diğerini hafiften iteklemesi. Aşağı düşen öğrencinin bir çay içtikten sonra makara olsun diye son 5 dakikada derse girip olaydan bi haber öğretmene herşeyi anlatması, öğretmenin 2 ders konuşmaması, ağzı ilk çözüldüğünde iten ve itilene birer sıfır verdiğini söylemesi gibi olaylardır.
konuşma özürlüsü okul müdürünün, "kavga yok. o kadar iyi anlaşacaksınız ki, birbirinizin ağızlarını öpeceksiniz." sözlerini sabah töreninde sarfetmesi. *
yatılı okulda sigara içerken, stratejide eksik davranışlarda bulunmakla gelişen olaylarda olabilir. gecenin belletmen hocasıyla aynı blokta kalıyorsan ve aynı blokta camda sigara içiyorsan, hocanın camı açık bırakma ihtimalini unutmayacaksın. çektiğin her bi fırt, rüzgarın etkisiyle hocanın camından girer akabinde kapıda hoca biter ve önünde gecenin tutanak tutulacak, hocanızın kalbi kadar temiz beyaz dosya kağıdı görürsüznüz.
cuma günü son zil çalar ve dışarda istiklal marşı için toplanılır. herkes sıraya geçer . lise son öğrencileri sırayla bayrak çeker tabi. sıra o hafta kime geldiyse saçlar jolelenir. traşlar olunur . ayakkabılar boyanır. o ğün maç dahi yapmaz üstüm kirlenmesin diye bizim bayraktar arkadaşlar. (sanki görücüye çıkyor adamalar neyse.)
olay şöyle olur ahanda.
tam istiklal marşının ortasında bir çocuk sesi ortalığı yıkar . ama şimdi istiklal marşıda kesilmez. devam edilir ama çocuk hiç susmaz ki. ha bire bağırır. ne söylediği marş bitince anlaşılır. ama çocuk hala abisine aynı kelimelerle bağırmaktadır.
--abi annem abin direk eve gelsin dedi. akşama lahmacun varmış.
ulan tüm okul yıkılır gülmekten 4 yaşındaki çocuğa. ama çocuk hala bağırıyordur . hani abisi kim diyorlar oralı olan da yok . ama çocukta inatçı illaki abisinin duyduğuna emin olacak şimdi. sonra okan dayanamaz oda bağırır.
++lan tamam be şu bayrağın ipini bağlayayım gelecem eşşoğlu eşşek . yeter artık .
ah o saçlar ayakkabılar . efendime söyleyeyim ütülü gömlekler . tüm karizmayı kürsüde bırakmıştır bizim okan .hemde bayrak çekerken vede kürsüde herkesin ortasında . dahası artık herkesin lise bitse dahi okan a soracağı bir soru vardır.
--okan akşama lahmacun varmı lan .
(ulan kız arkadaşı bile çocukla 2 hafta konuşmadı be)
tuvalete sigara içmeye gelen arkadaş ateş ister, bi hayır sever elindeki sigarayı verir onunla kendi sigarasını yakmak için. elemanın elinde iki sigara varken hoca cart die dalar helaya. iki sigaralı eleman valla içmiyodum deyu kendini savunmaya çalışır. haca da okulu mu bombalasaydın daha napacan götlek şeklinde veriri ayarı.
sağcı ve solcu geçinen iki grubun okulun ortasında birbirine ters ters bakması . sonrasında solcu grubun solcu şarkılar söylemeye başlaması. sağcı grubun da istiklal marşını söylemeye başlamaları. bu sırada olay yerine gelen müdür yardımcısının put gibi durarak istiklal marşı bitene kadar kıpırdamaması.
ilkokulda yazar ve çeşitli sınıflardan birkaç öğrenci okulun çok eski bir bina olduguna ve en alt katta müzik sınıfındaki bir delikten sürekli öğrencileri izleyen ve ara sıra yatakta dogrulup sonra tekrar uzanan ölü bir kadın olduguna inanmaktadırlar. bitişiğinde kalorifer dairesi bulunmaktadır müzik odasının. kalorifer dairesine yapılan gizli öğrenci keşifleri sonunda okul müdürlüğü tarafından bir şekilde öğrenilir. kalorifer dairesi de tehlikeli olabileceğinden müdür yardımcılarından biri bir çözüm bulur buna. genç kaşifleri toplayarak hep beraber kalorifer dairesine inilir ve müdür yardımcısı tarafından orada bir kadın degil sadece borular olduğu gösterilir öğrencilere. inanılır mı . hayır. bu sefer de gizli bir oda olduğu yönünde bilgiler sızar. fakat neden bilinmez bir daha kimse kalorifer dairesine inmez.
gerçektir. yüzde yüz.
edit: liseymiş ama olsun ilkokuldan liseye kadar hep aynı okuldaydım.
kızlar tuvaletinde birbirni islatmaca oynayan kanı kaynayan kızları uyarmak için tuvalat kapısından kafasını uzatan edebiyat öğretmenini arkadaşı sanan kız öğranci tarafından baştan aşağı kadar hortumla sulanması.
Bakkal önünde kavga eden kanı beynine vurmuş öğrenci güruhunun arasına asayiş sağlamak için giden 1.60 metrelik kel müdür yardımcısının arbedeye girişiyle çıkışının bir olması. Hemen ardından öğrencilere küfür ederken keline yediği şaplakların kızarıklığının farkedilmesi.
iq seviyesi 50'nin altında gezinen müdür yardımcısının okul açılışında konuşma yaparken sarfettiği cümlenin ortasında bir anda durması, belleğe reset atması ve 30 saniye kadar bir eli izah etme modunda ağzı açık bi şekilde karşısındaki 900 öğrenciye bakması. Öğrencilerin bu olaya şaşırmayacak kadar alışkın olması. Müdür yardımcısının tekrar konuşmasını kaldığı yerden sürdürmesi.
bir arkadaşımın boş koridorda etrafa el hareketi çeke çeke koşması ve tam sınıfa girerken koridorun öteki ucuna baktığında müdür yardımcısının ona bakması.
bir arkadaş okula %80 alkollü strohrom getirir. öğlen arasında okulun arkasında kendi çapında bir alkollü* eğlence ortamı oluşturulur daha sonra öğleden sonraki derslere girilir.
hoca da kafa dengi olduğundan arkadaş hocanın yanına gelip ceketin altına sakladığı stroh şişesini gösterir. hocaya çay içelim mi? der imalı imalı. hoca da sınıfa sorar aynı soruyu. soğuk kış gününde ısınmak isteyen sınıf bunu kabul eder tabi. stroh'lu arkadaş, başka bir arkadaş ve hoca kendi çaylarına ikişer kapak stroh dökerler. dersin başında t shirt+gömlek+kazak+palto ile kuşanmış bu üç kişi ders sonunda t shirtle kalır. terleme devam etmektedir.
hocaya yağ çeken öğrenci modelinin, işi abarttığı an da olabilir. örneğin benim bir gün okul bahçesinde gördüğüm manzara, lise deyince aklıma ilk gelenlerden biridir.
son yazılılar yapılırken... öğrencinin a*zına sıçmayı farzedinmiş hocalardan biri, yüzünde devasa bir sırıtışla bahçede yürüyor, yanında bir öğrenci sürekli birşeyler anlatıyor. hemen önlerinde iki öğrenci, hocanın yollarına çiçek yaprakları seriyor. hemen onların önündeki iki tanesi de, yoldaki taşları temizliyorlar.
sene sonu akıbetleri ne oldu bilmesem de, azimlerini tebrik etmek istediğim insanlar olmuşlardı kendileri.
o sabah erken kalkıp goriller gibi kahvaltımı yaptım yine, servis yetişmek için acele ile çıktım evden. durağa doğru giderken yolda bir sürü potansiyel gay götoğlanı olabilceğini düşündüğüm esnaf, öğrenci, sanayici, işadamı, muhtar, fırıncı gibi değişik yaş gruplarından, her kesimden insanla muhatap olmak zorunda kaldım.
durağa vardım sonunda, servisi beklemye başladım. kendimden küçük kızların bacaklarını kesmekten geri durmadım bir yandan. swervis geldi, bayanlara öncelik tanımadan atıldım, bu hayvani maço tavrım kızların çok hoşuna gitmiş olacak ki beni taciz ettiler. bastım yaygarayı. rezalet çıkardım. başlarda itiraz ettiler ancak haklıydım. baskın çıktım. servis şoförüne bu kaltak lezbiyen süprüntüler servisten inmezse para vermeyeceğim dedim, nah alırsınız gibisinden başmarmağımı şehadet ve orta parmağımın arasına alıp gösterdim.
ortalık biraz duruldu, yol yarım saat falandı. arka çaprazımda oturan, tiplerinden blog yazarı olduklarını tahmin ettiğim iki entel ayağı öğrenci başladılar lisede yaşaıkları en dumur olayları anlatmaya. nlattıkları hikayelerden potansiyelleri tahmin edilebiliyordu. aslında bunu benden başka kimse tahmin edemez. bayanlara yer verip sıkış tıkış otobüste ayakta gitmek istemeye bu kadar meyilli oluşları bir yandan kızlara yer veriyorum abazayım savunma mekanizması ile üzeri kapanmış zımni bir potansiyel gaylik emaresi idi.
derken okula geldim. arka çaprazımda oturan sapkın eğilimli erkek öğrencilerden, bana otobüste taciz edebilecek kadar erkeğe susamış lezbiyenlerden binlercesi vardı şimdi etrafımda. nereye baksam dumur bir olayla karlı karşıyaydım, kucağına oturmak için kıvranıyorum bakışlı kızlar mı dersiniz, bana sürttür abi diyen kafası güzel sabahın köründe at idrarı gibi birayı içmiş eşcinseller mi dersiniz... ne ararsan var koduğumun eğitim yuvasında. okul değil zührevi hastalıklar hastanesi sanki.
dumur dumur... normal insan benle birlikte bir elin tırnaklarını geçmeyecek kadar az. ben ise sürekli gözlem halndeyim, sadece tenefüslerde oturup olan biteni izlesem tuna kiremitçi'nin bütün edebiyat hayatı boyunca yazdıklarından en az on kat fazla malzeme çıkar, çıktı da. burada dumur bir olay anlatmak gereksiz o yüzden. benim karşılaştığım en dumur şahsiyet efendi gibi okuluna gidip gelen, terbiyeli, derslerinde, başarılı, potansiyel gay olmayan bir bir erkek görmemdi o sabah lise hayatımda ilk defa. okula yeni gelmişti. işte bu yani. baktım irdesi zayıf, yavşakcana, naif bir yapısı vardı seni de bozacaklar dedim acıyan gözlerle efendim ne dedin dedi? şu kibarlığa bak yarrağı yedin deyiverdim çaktırmadan. ne dediimi merak edip durdu gariban. sonradan o da vasati ortamdan nasibini aldı zaten. haklı çıktım.
bu dumur bir olaydı benim için. normal bir öğrenci ile karşılaşmak. yani dumur olmayan biri ile. tam bir şok! şoka bakar mısınız, oysa ne ibnelikler oluyordu. nereden çıktı şimdi bu hırt dedim.
tuvalette sigara içerken sınıfın az biraz zengin çocuğunun yeni aldığı kameralı cep telefonu ile bizi sigara içerken tek tek çekmesi. sonra ders de hoca nın telefonu görmesi ile ver bakam kameralımı bu diye karıştırıp resimlerden tek tek hepimizi odasına çağırıp fırçalaması.