ingilizce hocasının "what are your plans for the future? what do you want to do in the future?" sorusuna karşılık, iki öğrencinin ayağa kalkıp aynı anda "we want to lay for life, get naked for art!" diye cevap vermesi.
tercüme edelim. hocanın sorusu "gelecek için planlarınız nelerdir? ilerde ne yapmak istiyorsunuz?" şeklindedir. öğrencilerin aynı anda haykırdıkları cevap ise "hayat için uzanmak (yatıp göt büyütmek manasında) ve sanat için soyunmak istiyoruz" olur.
***
o iki öğrenciden biri bendim.
ama iyi oldu, göt gibi kaldı adam. eğlendik de hani. "just a joke!" diye haykırmamıza rağmen, adam hala bize pornocu gözüyle bakıyor.
Yer: Beykoz Şahinkaya Anadolu Teknik Lisesi.
zaman: 1998.
Kahramanlar: dönemin hz* ac sınıfı ve son derece asabi olan öğrencilerin karşısında titrediği baş müdür yardımcısı.
mekan: baş müdür yardımcısının odası.
okul beykozun tepesinde sınıf ise okulun en ücra köşesindedir. kahramanlarımız 24* kişilik sınıflarında donarak ders yapmaktadırlar. baş müdür yardımcısı kişi başı 60tl* toplayarak sınıfa bir bilgisayar alınacağını ve yerlerin minefloyla kaplayacağını söyler. sınıfın okulun 2. anadolu teknik sınıfı olması ve geneli itibarı ile beykoz dışından gelmesi sebebiyle müdür yardımcısının sınıfa ilgisi büyüktür.
para toplanır bilgisayar alınır ama sınıfın yerleri minefloyla kaplanmaz. hz.ac sınıfı bu olaya müdahale etmek amacı ile baş müdür yardımcısının odasına gidip hani bizim yerleri minefloyla kaplıcaktınız para topladınız diye sorarlar. ozamanlar okuldaki ilk dönemlerinde olan sınıfımız baş müdür yardımcısının ne kadar fantastik olabileceği konusunda cahildirler.
hzac: hocam bizim yerleri kaplamak için para topladınız ama kaplamadınız.
bmy: bilgisayar aldıkya evladım size.
hzac: ama hocam soğuk üşüyoruz koridorda bizden başka sınıf yok.
bmy: ulan daha napalım size koridor tahsis ettik, okulun bilg labı yok sizin sınıfınızın kendine ait bilgisayarı var daha napalım, domalalımmı lan size demesi ile ortamda iki saniye zaman durmuş, zamanın normale dönmesi ile ön saflarda gülmemel için zorduran arkadaşlarını siper alan arka saflardan gelen gülme sesleri neticesinde müdür yardımcısından siktiride yiyen genç bünyeler sınıflarına doğru yol almıştır.
o gün bu gündür aradan geçen 11 sene içerisindeki buluşmalarda halen daha o soruya evet diyen birisi çıksa olayın nasıl bir hal alacağının cevabı aranmaktadır.
bu entryi çaylaklık dönemimin ilk entrysi olarak girecektim fakat araya giren işler nedeni ile ilk entryim olamadı. ilk entry olmasını istememin sebebi ise sözlüğe ilk üye olduğum da karşıma çıkan başlık olmasıdır.
olay ilk dönemin sonlarında oldu.okula dangozun birinin kafası iyi halde gelmesi.(dediğine göre yarım litre viski dikmiş gece)hocanın halini sorduktan sonra "hocam hayatımda ağzıma içki sürmedim" demesi.bunu derken gözlerinin kaymış olması ve son olarak aynı öğrencinin aynı hocaya senenin başından beri yurtdışından gelen içki satmaya çalışması.
edebiyat dersinde öğretmenin verdiği ödev anlamlarıyla birlikte atasözleri bulmaktı ve bunlardan en çok beğendiğimiz 5 tanesini okumaktı. Tabi bunlarda az duyulmuş, bilinmeyenlerden olursa daha iyi olurdu. Herneyse sınıfta yabancı dil sınıfı olduğundan 14 kişinin 5 i almancıycı. Bunlardan bir tanesi beğendiklerini okuo. Tabi ne bilsin atasözünde ne denmek istenmiş anlamını beğendiklerini okurken bir tanesinde * büzük kelimesi geçiyordu. bizde tabi anlayınca hemen makaraya sardık işi. Başka bi almancıya dedik büzük ne biliomuusun die. Yoo ne demek falan dedi. Bizde bilmioruz hocaya sor dedik.
ardından hoca dumur.
ingilizce dersini yurdumuzun bir doğu ilinde doğup büyümüş ve şivesini terk edememiş bir öğretmenden almaktır. Bir de aynı derste çiğ köfte partisine maruz kalmaktır.
Lise son sınıfdayken ayyaş bi edebiyatçı derse geliyodu. Adam bana gıcıktı ilk zamanlar. Herkes sınıfta gülüyo, bana sen gülme diye ikaz ederdi. Yıllık ödev zamanı geldiğinde bu adam ben kesin bırakır düşüncesiyle edebiyattan yıllık ödevimi aldım. Zaman geçtikçe bu adamla anlaşmaya başladım. Beni sevmeye başladı. Nisan ayının ortalarında bunun dersinin olduğu zaman, benden yıllık ödev alanlar getirip masama bıraksın dedi. Ben her zamanki gibi sorumsuzluğum yüzünden ödevi yapmayı unutmuştum. 6 arkadaş götürdükten sonra beni çağırdı. erturk, senin nerde? diye sordu. O anda kafamın p*çliğe çalıştığını daha iyi anladım. "Hocam, ben geçen hafta siz ikinci katta nöbetçiyken getirmiştim. Kırmızı dosyanın içindeydi." Düşündü önce, tamam dedi. Arkadaşlarına 85 verdim, sen onlardan önce getirdiğinden sana 95. Bu anımı hiçbir zaman unutmam. Ve edebiyatım karneme 5 düşmüştü.
bir önceki tenefüs okul zili telefona kaydedilir sonra sınıfta kimsenin hazzetmediği analitik hocası sınıfa girer ki bu analitik hocası adeta safın önde gidenidir dersin 10 dakikası geçtikten sonra telefona kaydedilen zil sesi çalınmaya başlar sınıftaki herkes defteri kitabı kapatır ayağa kalkar hoca zil çaldı diye kalkar gider zulaya atılmış futbol topu çıkartılır okulun arkasına top oynanmaya gidilir. hoca bir kere daha takdir edilir sonra.
*müdür öldü diye sela verdirmek, para toplayıp "x erotik shop" yazılı bir çelengi bahçeye bıraktırmak, herkese müdürün bıyıksız resmini yakaya takılacak şekilde dağıtmak. sonrasında selayı veren adamın müdür tarafından okula getirilip, tek tek yüzümüze baktırılıp bizi tanıyınca ele vermemesi. en sonunda anonsla müdürün "bulucam o puştları" diye bağırması...
okul müdürü cumaları klasikleşmiş istiklal marşı öncesi konuşmasını yaparken okulun yanındaki sokakta bir kaza olur ve adam refleks olarak oraya bakar, bu sırada mikrofonu istemeden bel hizzasına indirir ama bu sıradada patır patır salmaktadır.* tüm okul kopar haliyle herkesin toparlanması ve marşa geçilmesi 15 dakika kadar sürer.*