lise 2, ergenliğin en alevli dönemlerinden biri ve lisenin en güzel zamanları.
sınıfımız, müdür yardımcısının odasının tam karşısındaki sınıftı. o adamı anlat deseniz anlatamam, hayatımda gördüğüm en komik insanlardan biriydi ama komiklik yapmak için değil, kendisi komikti hareketleriyle sözleriyle. yoksa inanılmaz otoriter biriydi.
her neyse, ender denk gelen boş derslerden biriydi. sınıfın yarısı yanındakiyle konuşmaya çalışıyo, bir kaç tanesi arkada batak oynuyo, geri kalanı kendisi de ne bok yediğini bilmiyor. ve akabinde birisinin telefonundan mezdeke sesi yayılır tüm sınıfa. biranda gaza gelip, sıranın üstüne çıkarsın, kravatı anlına çekersin ve göbek atmaya başlardın. tüm sınıf ayağa kalkmış sana tempo tutarken, sen sırtın kapıya dönük bir şekilde eğilmiş birisinin para takmasını beklerken, o müdür yardımcısı sınıfa girer. gerisi malum, hoca hiç bir şey demeden peşinden gidersin.
koridora çıkınca, anadolu şivesiyle;
-okulun orospusu sen misin la. ne gıvırtıyon öyle?
-hocam.. şey.. ders boştu da, eğleniyoduk işte.
-yarın çıkarlar fozbay şöyleymiş, böyleymiş derler evladım. yapma gözünü seviyim.
-hocam.. bişey ol.. bişey olmaz. eğleniyoduk.
-aha hüseyin, bah hele. öğrencin millete bayılmış, taktırıyodu.
o an derste olan tüm sınıflar konuşmayı duymuş ve 1 ay boyunca bunun geyiği dönmüştür.
- nerde oğlum senin resim kağıdın
+ almadım hocam
- zaten hiç umursamayin siz bu dersi. ikinci ders atacam seni
( ikinci ders)
- almadın mı yine
+ hocam atmayacak miydiniz
- sus terbiyessiz bir verdim sözlüne
( inanmayanlar için karnenin fotokopisini göstere bilirim) olay lisse ikide geçiyor.
lisede yaşanabilecek dumur olaylardır.
--spoiler--
okullar arası turnuva final maçıydı. ben forvetteydim. maç çok ortada geçiyor kaçan goller falan. beraberlik yetiyordu bize. o yüzden biraz geride oynuyorduk. derken son anlarda birden kontraatakla rakip savunmayı deldim. kaleciyle karşı karşıyaydım. öyle sert bir şut çektim ki neredeyse top patlıyordu. top direğe çarptı hiç yavaşlamadan kenarda duran kupaya çarptı. bildiğin teneke. topun gelmesiyle yere düştü ve üçe bölündü.
--spoiler--
lisedeyken 19 mayıs çalışması için stadyuma gidiyorduk, her provanın sonunda okullara dönerken öğrenciler dağıldığında bi izdiham olurdu çıkış kapısında, kızlara parmak atardık. neyse 4.gün okula dönücez, amına koyim bi baktım biri götü okşuyor sonrada parmağı bastı aq. kafayı bi çevirdim sınıf arkadaşım, lan dedim oç napıyorsun ? " pardon kanka götleri karıştırdım " dedi.
lisedeyken 19 mayıs çalışması için stadyuma gidiyorduk, her provanın sonunda okullara dönerken öğrenciler dağıldığında bi izdiham olurdu çıkış kapısında, kızlara parmak atardık. neyse 4.gün okula dönücez, amına koyim bi baktım biri götü okşuyor sonrada parmağı bastı aq. kafayı bi çevirdim sınıf arkadaşım, lan dedim oç napıyorsun ? " pardon kanka götleri karıştırdım " dedi.
Okula giderken hocanın sizi yolda görüp alması üstüne sigara istemesi. Aynı hocayla tuvalette okul arkasında beraber kaçak sigara dönmek. Tuvalette kabinde 3 kişi sigara içerken yakalanınca hocanın ya sigara içiyosunuz ya gaysiniz ya da birbirinizin üstüne sıçıyorsunuzdan üste sıçılmayı tercih etmek. Alınan uzaklaştırmayı bir türlü uygulamaya koymayan müdür yardımcısının ben artık gelmiyim diye kapısını aşındırmak. Hocayı şekerle kandırıp derste tuvalete gidip sigara içmek. Derste c4 yapımı anlatan kitabı okuyan arkadaşa sahip olmak. Tüm okulu anarşi yuvasına döndürdüğü halde neredeyse tüm sınıfça iyi üniversitelere dağılmak. hocalarla görüşünce adamların gözlerinin parlaması özledik sizi lan diye.
gelenekleri olan bir okulda daha dumur eder. 12. sınıflar son günlerinde alt dönemleri yakalar bacaklarını aralar poto digerine vururlardı, defalarca. izlemesi bile can yakar.
slytherindeki bir o.ç. ile koskoca profesörün birleşip müdürü öldürmesi.
Okulda sırlar odası diye bir yerde dinazor boyutlarındaki bir yılanın yaşaması.*
okulun ilk gunundeki resmi torende size simit atilmasi ve saldirilmasi, daha insanin hicbirseyden haberi yokken gercekten dumur eden bir olay.
(bkz: kadikoy anadolu lisesi)
8. sınıftayken, benim bir sene sonra gideceğim lisenin rehberlik hocası okuluma gelmişti. baya kısa boylu çocuk gibi bir bayandı. tabi tanımıyorum kendilerini. tenefüste önümde yürürken " çekil lan çocuk" demiştim. arkadaşlarla gülüşmüştük falan çocuk değilmiş diye. 1 sene sonra liseye bir başladım ki o kadın lisemde öğretmenmiş. birgün beni tanıdı ve sen o çocuksun değil mi falan dedi. çok utanmıştım, hala da utanırım. hayatın bana bir oyunuydu.
lise 3 bi ay kalmış mezuniyete. pantolon ufalmis. ceket zaten emanet duruyor. aptal gri renginden nefret ettiğim için yeni pantolon almak yerine arada babamın gri iş pantolonlarini bazende siyah giyiyordum.
adanalı efsane müdürümüz beni o halde gördü ve çıldırdı bende ogünlerde solcu takıldığım için, kuralları koyan devlet bizleri mağdur ediyor biz halkiz vs edebiyatı yapınca müdür tarafından vatan hainligiyle suçlanıp disipline sevkedilmistim.
hoca derse girdikten hemen sonra çin malı telefondan böğüre böğüre 50 cent(elli sent) çalması. Uzun uğraşlara rağmen şarkı kapatılamaz. En sonunda telefonun bataryası çıkarılır. Hoca da küfür yediğiyle kalır.
matematik dersindeyiz benim yerim en arkadaydı önde ç. diye bir hatun vardı onun yanına gittim oturdum en öne kulaklıkları taktık müzik dinliyorduk sonra sınıfın sessizliği fark edilir. arkamıza döndüğümüzde bütün sınıf uyuyordu ve uyuyan sınıfa ders anlatan öğretmen ayakta alkışlanır.
üç arkadaş kantinin arkasında sigara içmeye başladık bir anda bir iki hoca ve yanlarında müfettişle okul bahçesine indiler normalde sigaralar söndürülür ceplere konur ama wikings ve b. nin sigaraları sönmez avuç içi dediğimiz şekilde okulun ortasında hocaların geçmesi beklenir.
edit: matematik dersin uyunurken hocanın sen uyu uyu sadece uyu demesi üzerine fazla gürültü yapma demem.
dershanede arkada oturan hocaya rağmen wikings ve s. nin sigara sarması.
30 kişilik sınıfta sınav olunmaktadır, 2 öğretmende gözetmen olarak başımızda.
neyse süre 45 dakika zaten, yaklaşık bir 10-15 dakika geçtikten sonra sınavın en önemli zamanlarında sınıfta bir ses duyulur, tabi yaza yakın bir zaman olduğundan camlar kapılar açık ve sesin dışardan gelme olasılığı yüksek.
öğrenciler pek aldırış etmez ancak ses bir türlü susmamaktadır ve okula cep telefonu getirmek yasak.hocanın biri:
- eğer ses birinizin telefonundan geliyosa hemen kapatsın,der.
herkes ceplerine çantalarına bakınır ancak kimse çözemez olayı.ta ki orta sıranın en önündeki arkadaş sesin kendi çantasının içinden geldiğini anlayana kadar. hoca telefonu ister öğrenci çantadan çıkardığı an , ses artar doğal olarak , telefonda porno olduğu görülür ve duyulur, hoca çaresizce telefonu kapatmaya çalışır nihayetinde öğrenci bataryayı çıkarıp hocaya verir, sınıf kopar , bu arada geçen süre sınav sonuna eklenir.