lise 3 bi ay kalmış mezuniyete. pantolon ufalmis. ceket zaten emanet duruyor. aptal gri renginden nefret ettiğim için yeni pantolon almak yerine arada babamın gri iş pantolonlarini bazende siyah giyiyordum.
adanalı efsane müdürümüz beni o halde gördü ve çıldırdı bende ogünlerde solcu takıldığım için, kuralları koyan devlet bizleri mağdur ediyor biz halkiz vs edebiyatı yapınca müdür tarafından vatan hainligiyle suçlanıp disipline sevkedilmistim.
8. sınıftayken, benim bir sene sonra gideceğim lisenin rehberlik hocası okuluma gelmişti. baya kısa boylu çocuk gibi bir bayandı. tabi tanımıyorum kendilerini. tenefüste önümde yürürken " çekil lan çocuk" demiştim. arkadaşlarla gülüşmüştük falan çocuk değilmiş diye. 1 sene sonra liseye bir başladım ki o kadın lisemde öğretmenmiş. birgün beni tanıdı ve sen o çocuksun değil mi falan dedi. çok utanmıştım, hala da utanırım. hayatın bana bir oyunuydu.
okulun ilk gunundeki resmi torende size simit atilmasi ve saldirilmasi, daha insanin hicbirseyden haberi yokken gercekten dumur eden bir olay.
(bkz: kadikoy anadolu lisesi)
slytherindeki bir o.ç. ile koskoca profesörün birleşip müdürü öldürmesi.
Okulda sırlar odası diye bir yerde dinazor boyutlarındaki bir yılanın yaşaması.*
gelenekleri olan bir okulda daha dumur eder. 12. sınıflar son günlerinde alt dönemleri yakalar bacaklarını aralar poto digerine vururlardı, defalarca. izlemesi bile can yakar.
Okula giderken hocanın sizi yolda görüp alması üstüne sigara istemesi. Aynı hocayla tuvalette okul arkasında beraber kaçak sigara dönmek. Tuvalette kabinde 3 kişi sigara içerken yakalanınca hocanın ya sigara içiyosunuz ya gaysiniz ya da birbirinizin üstüne sıçıyorsunuzdan üste sıçılmayı tercih etmek. Alınan uzaklaştırmayı bir türlü uygulamaya koymayan müdür yardımcısının ben artık gelmiyim diye kapısını aşındırmak. Hocayı şekerle kandırıp derste tuvalete gidip sigara içmek. Derste c4 yapımı anlatan kitabı okuyan arkadaşa sahip olmak. Tüm okulu anarşi yuvasına döndürdüğü halde neredeyse tüm sınıfça iyi üniversitelere dağılmak. hocalarla görüşünce adamların gözlerinin parlaması özledik sizi lan diye.
lisedeyken 19 mayıs çalışması için stadyuma gidiyorduk, her provanın sonunda okullara dönerken öğrenciler dağıldığında bi izdiham olurdu çıkış kapısında, kızlara parmak atardık. neyse 4.gün okula dönücez, amına koyim bi baktım biri götü okşuyor sonrada parmağı bastı aq. kafayı bi çevirdim sınıf arkadaşım, lan dedim oç napıyorsun ? " pardon kanka götleri karıştırdım " dedi.
lisedeyken 19 mayıs çalışması için stadyuma gidiyorduk, her provanın sonunda okullara dönerken öğrenciler dağıldığında bi izdiham olurdu çıkış kapısında, kızlara parmak atardık. neyse 4.gün okula dönücez, amına koyim bi baktım biri götü okşuyor sonrada parmağı bastı aq. kafayı bi çevirdim sınıf arkadaşım, lan dedim oç napıyorsun ? " pardon kanka götleri karıştırdım " dedi.
lisede yaşanabilecek dumur olaylardır.
--spoiler--
okullar arası turnuva final maçıydı. ben forvetteydim. maç çok ortada geçiyor kaçan goller falan. beraberlik yetiyordu bize. o yüzden biraz geride oynuyorduk. derken son anlarda birden kontraatakla rakip savunmayı deldim. kaleciyle karşı karşıyaydım. öyle sert bir şut çektim ki neredeyse top patlıyordu. top direğe çarptı hiç yavaşlamadan kenarda duran kupaya çarptı. bildiğin teneke. topun gelmesiyle yere düştü ve üçe bölündü.
--spoiler--
- nerde oğlum senin resim kağıdın
+ almadım hocam
- zaten hiç umursamayin siz bu dersi. ikinci ders atacam seni
( ikinci ders)
- almadın mı yine
+ hocam atmayacak miydiniz
- sus terbiyessiz bir verdim sözlüne
( inanmayanlar için karnenin fotokopisini göstere bilirim) olay lisse ikide geçiyor.
lise 2, ergenliğin en alevli dönemlerinden biri ve lisenin en güzel zamanları.
sınıfımız, müdür yardımcısının odasının tam karşısındaki sınıftı. o adamı anlat deseniz anlatamam, hayatımda gördüğüm en komik insanlardan biriydi ama komiklik yapmak için değil, kendisi komikti hareketleriyle sözleriyle. yoksa inanılmaz otoriter biriydi.
her neyse, ender denk gelen boş derslerden biriydi. sınıfın yarısı yanındakiyle konuşmaya çalışıyo, bir kaç tanesi arkada batak oynuyo, geri kalanı kendisi de ne bok yediğini bilmiyor. ve akabinde birisinin telefonundan mezdeke sesi yayılır tüm sınıfa. biranda gaza gelip, sıranın üstüne çıkarsın, kravatı anlına çekersin ve göbek atmaya başlardın. tüm sınıf ayağa kalkmış sana tempo tutarken, sen sırtın kapıya dönük bir şekilde eğilmiş birisinin para takmasını beklerken, o müdür yardımcısı sınıfa girer. gerisi malum, hoca hiç bir şey demeden peşinden gidersin.
koridora çıkınca, anadolu şivesiyle;
-okulun orospusu sen misin la. ne gıvırtıyon öyle?
-hocam.. şey.. ders boştu da, eğleniyoduk işte.
-yarın çıkarlar fozbay şöyleymiş, böyleymiş derler evladım. yapma gözünü seviyim.
-hocam.. bişey ol.. bişey olmaz. eğleniyoduk.
-aha hüseyin, bah hele. öğrencin millete bayılmış, taktırıyodu.
o an derste olan tüm sınıflar konuşmayı duymuş ve 1 ay boyunca bunun geyiği dönmüştür.
Boş derste toplantı salonuna inip "alo alo aşkım susmaa" (adını bilmiyorum) şarkısına klip çekmek. 1 saim 4 dansçımız vardı. hayatımda yaptığım en ilginç şeydi. hala ilk günki heyecanla güldürüyor.
okul içinde bir öğrenciyi döven sivili döven öğretmen görmek.
o sivil sivil polismiş, sonra hocayı iyi bir sopalamış ama okulun içinde tesisatçı hocadan acayip dayak yemişti yani.
sınıfın öteki ucunda ki çok konuşan çocuğa atılan tebeşirin fizik kurallarına aykırı bir şekilde size gelmesi ve anlınızdan vurması.
edit: ulan hocaya mı söveyim, çok konuşan çocuğa mı, kendi şansıma mı bilemedim ikilemde kaldım hatta üçlem de kaldım.
bir örneği şöyledir:
beden eğitimi hocası trafik dersinize girmektedir ve yine dersinize girmiştir. suratından bellidir hocanın bir şeye sinirlendiği. hoca sınıfa:
+açın 56. sayfayı.
herkes açar.
+biriniz xx başlığını okusun.
sınıf sessizdir. hoca:
+hadi, biriniz okusun.
sınıf yine sessiz bir şekilde hocaya bakar. hoca sonra:
+kim okuyacak?
sınıfta yine parmak kaldıran ve okuyan yok. böyle olunca hoca sınıfa çeşitli küfürler savurarak "başçavuşun eşeği mi osuruyor burda!" diye bağırır. meb55 de ciddi ve gergin ortamlarda gülmeye pek meyilli olduğu için gülmemek için kendini zor tutar ve elini, parmağını ısırır gülmemek için. bu arada hoca hala hakaretler yağdırı ve en sonunda masayı kaldırarak tahtanın önüne fırlatır! herkes ürküyor hocadan. hoca resmen delirmiştir kısacası. bir çıt, gülme sesi duysa onu gebertecek. neyse, bir ders boyunca ateşi sönmedi ve bizi kitabın başından geldiğimiz yere kadar sınavda sorumlu tuttu. bir hafta sonra yine dersimize girdi ve:
+72'yi açın. kim okuyacak?
38 (sınıf mevcudu) parmak da havadadır ve "ben, ben!" diye adeta küçük bir çocuk heyecanıyla haykırmaktadır...
az kalsın lisenin ilk haftası okuldan atılma tehlikesi geçirmektir.efendim ben ortaokulda deyim yerindeyse popülerliğin amına koymuş birisi olarak aynı tayfayla liseye başlamış hepimiz aynı sınıfa düşmüştük hatta ilk haftada direktman başkan seçildim liderlik özelliğim olmasa bile popülerdik ortamda seviliyorduk benimde onlara onların bana en ufak bile yamuk yapmadık hala da görüşürüm bazılarıyla neyse olaya dönecek olursak takdir edersiniz ki lise 1 erkek çocukların libidosu tavan yaptığı zamandır liseye geçerken amerikan pastası havası bekliyorsunuz,pornolardan izlediğiniz seksi biyoloji öğretmeni tanımına denk gelen sarışın bir afet geliyordu derse hoca biraz idealist bir hocaydı ilk dersten herkese proje fikrini soruyordu benim de aklımda hiçbirşey yok derken bir iki gün önce cnbc-e de the simpson da bart simpson'ın iguanayla hamster'ı çiftleştirerek yeni bir tür yaratma düşüncesi geldi aklıma birden ama farkında olmadan birden sesli olarak düşündüğümden sonra hoca bembeyaz teni domates gibi kıpkırmızı olmuştu ve olay son dersin son dakikalarında olduğu için sen dersten sonra çıkma dedi ve benim aklımdan geçeni tahmin edebiliyorsunuzdur.senin yaşın kaç başın kaç konuşmasından sonra çık git hadi dedi sonrasında bende okuldan servise geçmiştim ki müdür yardımcısı yarın benim yanıma uğruyorsun dedi ben de dedim içimden hassiktir zıçtık lisenin ilk haftasından atılıyordum okuldan atılacam diyodum kendi kendime ertesi gün sınıf başkanı müdür yardımcısının odasından sınıf defterini alması lazımdı yani her türlü gidecektim odasına.arkadaşıma sordum ne çabuk iletti bu kadın bu olayı müdür yardımcısına diye arkadaşım dedi ki olm o hoca müdür yardımcısının nişanlısı işte o anda dumurun kralını yaşadım.neyse müdür yardımcısı önceden tanımışlığımız vardı hoca olduğu zamandan allahtan alttan aldı yoksa ilk haftadan okuldan atılan ilk kişi olurdum heralde.