bazen bir anneyi, bazen bir evladı, bazen bir dostu, bazen bir sevgiliyi, bazen bir arkadaşı, bazen de bir yabancıyı ağlatmaktır.
allah göz yaşlarını saymakta mıdır bilemem ama vicdanlarımız saymalıdır. kadını da erkeği de ağlatmamalıdır.
o zaman (bkz: bir kadını gülümsetmek) (bkz: bir kadını güldürmek)
bağlantısı verilen yılmaz erdoğan yazısı da şöyle:
Bir kadını ağlatmak
''Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye
ağlayabilir; bir filme bir şarkıya bir yazıya... En az erkekler kadar
yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten
ağlıyorsa ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak
ki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz
nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır
kadının sonra. Ağlamayacağım der içinden. Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne
kadar karşı koyabilir ki bir kadın. ince ince süzülür yaşlar gözünden; önce
birkaç damla sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu
ağlatan orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını kapansa
bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz
ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla daha çok kadın yapar kadınları.
Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan ağlama
niye ağlıyorsun ki değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar
ağlamazlarsa ölürler. içlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar o irini temizlerler yaralarındaki!
Çünkü bilirler o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra.
Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler yoksa
ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da
yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar o yüzden eninde sonunda
öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her
damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları
aşk gerçeği onların gözünde küçülür.. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o
zaman kendilerine sarılıp yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü yenilmez mağrur ve aşka inanmayan...
insanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki o kadar çok ağladılar
ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar o yüzden
kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları
hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları
adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki artık aşkın
olmadığına inanmıştır. Bilin ki sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da
kim ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar eninde sonunda
kendilerine sarılırlar çünkü!''
Yılmaz Erdoğan
ps: facebook bağlantısındaki ses can dündar'a ait değil gibi geldi bana.
--spoiler--
bir kadını ağlatırken çok dikkat edin...
Çünkü Allah gözyaşlarını sayar...
kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,
ayaklarından yaratılmadı.
öyle olsaydı ezilirdi.
üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.
AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI,
Eşit olsun diye.
kolun biraz altında,
Korunsun diye.
KALP HiZASINDA
SEViLSiN DiYE!!!
--spoiler--
bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. kadınlar her şeye
ağlayabilir; bir filme bir şarkıya bir yazıya... en az erkekler kadar
yani! ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. eğer bir kadın yürekten
ağlıyorsa ağlatan
onun yüreğine ulaşmış demektir. ama o yüreğin değerini bilememiş olacak
ki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
birbirimizi inciltmemek; başkalarını kötüleyip kara çalmamak; herkesi sevip saymak; öfkelenmemek, sabırlı olmak; bayanları ağlatmayalım, iyi yanlarını ortaya çıkartalım, ki
(bkz: o na ziyan verip buğulandırma)
eğer bahsedilen timsah göz yaşları değilse oldukça zor bir hadisedir. kadınlar güçlüdür kolay kolay ağlamazlar en fazla yüzlerindeki gülümseme silinir o kadar.
evet kadınlar erkekleri kandırmak için gözlerinden tuzlu su akıtabilecek yetenekte canlılardır ama onlar çok güçlülerdir sırtlarında 4 oklava birleştirilip kırılır da gıklarını çıkartmazlar yine dim dik dururlar.
bu kadar güçlü olmasalardı herhalde doğum işini allah bu insanlara yaptırtmazdı.
kolaydır. kadın milleti ota boka ağlar çünkü. bunu da bir güzel erkeğe karşı silah olarak kullanırlar. tabi yersen. ağlak kadın çirkindir, ağlak kadın antipatiktir, ağlak kadın güçsüzdür, ağlak kadın kendini zeki zannediyordur. yemeyin bu numaraları, sömürtmeyin kendinizi a benim saftiriklerim. ar edep haya poşete girmiş bile ağlayan yok.
önemsiz bir şey değildir. ama erkek perspektifinden görüldüğü kadar önemli bir şey de değildir. yaşamı kendi perspektifinden algılayan her canlı gibi erkek de, kendinden bilir işi. erkek, çok uç noktalarda bir şeyler yaşamadıkça ağlamaz. erkekler ağlamaz geyiğinden bahsetmiyorum. erkekler kolay kolay ağlayamaz. yıllarca bunu yaşamış, bunu görmüş erkek, ağlamayı yıkımın işareti olarak görür.
kadınlardaysa ağlamaya bakış epey bir farklıdır. kadın, ağlamayı bir tür ritüel olarak görür. sevinince, üzülünce, coşunca, korkunca, heyecanlanınca ağlayabilir. kadınlar için, ağlamak bir tür kendini ifade etme yoludur. ağlayan bir erkek gördüğünüzde o erkeğin yıkıma çok yakın olduğunu söylerseniz çok yüksek bir ihtimalle haklısınızdır. ama ağlayan bir kadın için aynı şey geçerli değildir. o yüzden, her ağlayan kadın görüntüsünde eyvah dememek lazım.
tabii, tüm bu ukalalıklar, karşınızda bir kadın ağladığında pek aklınıza gelmez. o an kötü hissedersiniz, hatta size de ağlarsınız. olur böyle şeyler.
kadınlar yaratılıştan dolayı olsa gerek duysaldırlar. hemen hemen herşeye ağlarlar belki ama, ağladıkları şeyler basit şeyler değildir. dediğim gibi kadınlar duygusaldır, ince düşünürler belki de o yüzdendir ağlayışları. bir filmdeki çocuğun annesine sarılışında yüreği yanar, hemen merhamet hissine kapılır, kendi evladı aklına gelir ve gözyaşları istemsizce dökülür yanaklarından. kadınlar aşkın geçtiği her şeyde hüzünlenirler. dinledikleri şarkıların mutlaka anlamı vardır. ya eskiyi hatırlarlar ya da içinde geçen bir cümleden bir sürü anlam çıkartır, ağlarlar. kimi zaman kadınlar haksızlık karşısında ağlarlar. çünkü kadın takdir görmek ister, horlanmak istemez. evet kadınlar ağlar, ama bu güçsüz oldukları için değildir. sadece içinden geçenleri aktarmanın rahatlama yoludur. onlar konu ne olursa olsun gözyaşlarını silip, dimdik gene hayata tutunmasını da bilirler.
kolay kolay ağlamayan sabırlı bir kadınsa eğer yapılacak en büyük hatadır. sabrının sonuna gelmiştir çünkü. siz, dökülenlerin sadece gözyaşı olduğunu zannederken, içindeki tüm sevgi sapır sapır dökülüyordur. bitmiştir.
az ağlayan bir kadını ağlata bilmişsen demekki onun için değerin çok.hep ağlayan kadını ağlatmışsan üzerinden 2 dakika gectimi niye ağladığını ve seni unutur.
kadınların ağlaması çok kolay...
ama ağlatan sizseniz ve suçlu olduğunuzu da köpekler gibi biliyorsanız içinize oturan, yüreğinizi burkan bir cürüm işlediğinizi tüm ağırlığıyla duyarsınız.
nedense ağlayamazsınız.*