gittiği her mekanda bütün dikkatleri üzerine toplayabilen, bir kadına bakması durumunda ''aa bana bakıyor, vallahi bana bakıyor'' diyerek sevinmesine vesile olan erkektir. Sevabına bakıyordur. Kendini iyi hissetsin diye.
Zira o uzun zamandır yalnızdır ve aradığı kadını hala bulamamıştır. Gecelik, geçici, öylesine ilişkilerin adamı değildir.
Ama çevresindeki ahmaklar, abazalar, bir kadın için kırk takla atan habeş maymunları bunu anlayamazlar. Onu gay olmakla itham ederler.
Çünkü asaletin, karizmanın, erdemin ne tür olgular olduğundan haberleri yoktur o kerestelerin.
nedeni vardır.
kadına kaçma, erkeğe de kovalama görevini boşverin.
"çaba."
hep ama hep bundan bahsederiz.
emek.
önceleri kalbimizi şöyle avuturuz,
"hep denedin hep yenildin, olsun, yine dene yine yenil. daha iyi yenil."
sonra da şöyle,
"olmuyorsa, zorlamayacaksın."
bu ateşli kararlı duruşumuzdan, son derece kaderci ve de şiirsel felsefemize öyle kolay geçmiyoruz.
öncelikle şunu belirtmek gerek.
çabalamak iyi güzel ama nasıl çabalamak?
nasıl onun uğruna fedakarlıklar yapmak, nedir bunun kıstası?
şimdi bir kızı seviyoruz diye saatlerce yol tepmek mi, o seni gördüğüne mutlu bile değilken?
ya da boynunda dursun diye hediyen pahalı mı pahalı kolyeler almak mı, o senin yüzüne sahtece gülümserken?
onun için yemekler hazırlamak mı, her doğum gününde ve yıldonümlerinde aynı klişeleri düşünmek mi sizin şu 'çaba'nız?
sizi sevmeyen birine, sizi sevdirtmek için, onca yolu denemek mi emek?
sevgi zorla olur mu? aşkla bağlanmak taktiğe tekniğe bakar mı?
velhasılkelam, erkek sevdiği ve onun da kendisini sevdiğine inandığı kadın için çabalamalı. değmeyen ve kendisini sevmeyen, bahaneler üreten bir kadın için çabalamaz. çabalanmaz, yıpratır çünkü erkeği.
nasıl denir,
"keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. o senin için ne yaptı da sevdin sanki? akıl işi değil, gönül sevdi mi gerisi bahane..."
öyle işte.
zorla yenmemeli aş, çünkü ya karın ağrıtır ya baş...
destan yazmaya gerek yok sevgisinden şüphe duymuyorsanız sırf sizin için kendini parçalamıyor, hayatından ödün vermiyor diye şüphe duymaya başlamayın. bu ülkede kadın olmak kolay değil biliyoruz ama bu ülkede erkek olmak da hiç kolay değil, cidden.
toplum belki de yüzyıllardır size sadece namusunuzu koruma misyonu yükledi lakin erkeğin durumu farklı, erkeğin olur olmaz tonla misyonu var bu ülkede. bir ailenin, ilişkinin sorumluluğu bile erkekte. neden böyle, niye ilişki denilen şeyin sorumluluğu sadece erkekte ve neden romantizminden geçim derdine kadar her şey erkeğin sırtına yükleniyor bilemem, mantıklı da bulmam ama durum bu. bir kadın çalışıp para kazanıyorsa lütuf gibi görülüyor lakin bir erkek para kazanamıyorsa, yahut kazandığı para ailesini rahatça geçindirebilecek düzeyde değilse bu erkeğin eksikliği, acizliği olarak görülüyor.
yani sizin için "+" olan şey bizim için zorunluluk. hiçbir kadın 2000 tl kazanıyorum acaba evlensem evimi geçindirebilir, çocuklarıma bakabilir miyim diye düşünmez. ama aynı parayı kazanan bir erkeğin götünde alev topları patlar, ne bok yiyeceğim bu parayla diye. sürekli ilerlemeye, bir şeyler yapıp o yeterlilik düzeyine gelmeye çalışır.
erkek olmak zor, hele de türkiye gibi diplomanın bile para etmediği, üniversite mezununun simit sattığı bir ülkede erkek olmak daha da zor.
erkekler evlilikten ve ciddi ilişkiden korkar. siz zaten erkeğin içinde var olan bu yeterlilik çabasını yeni istek ve beklentilerle zorlarsanız sizden kaçar, sevse de kaçar sevmese de. kaçmıyorsa da mutlu değildir yani.
biraz empati.
not: destan yazmaya gerek yok deyip epeyce de uzattık ama kusura bakmazsınız artık. buraya kadar üşenmeden okuyan varsa teşekkür ederiz. öptüm gözlerinden.
Ben bir türlü anlamıyorum bu çabalama işini. Neden bir erkek bir kadın için çabalasın lan? Kadın dediğiniz bi kupa mı? Ya da bir yarışma mı? Bir ödül mü? Bir başarı gereci mi? Neyin çabası bu? Bir erkek kadın için değil, o kadınla güzel bir ilişki ve güzel bir gelecek için çabalamalı eğer sevgi karşılıklıysa. Ha Yalnız erkek değil, kadın da çabalamalı bu arada. Ama dediğim gibi, sevgi karşılıklıysa. Yok eğer karşılıklı değilse sittin sene "çabala", ağzınla kuş tut ya da ne bileyim gözlerinden ateş çıkar, o kişi dönüp de bakmaya tenezzül etmez sana.
Bir de sırf kadın olduğu için veya güzel bir kadın olduğu için her şeyin en mükemmelini hak ettiğini, erkeklerin onu mutlu etmek için dünyaya geldiğini, kendisini emek verilip kazanılması gereken eşi benzeri olmayan bir ödül olduğunu sanan kezbanlar tuhaf bulur bu çabalamayan erkekleri. Yeri gelince de eşitiz demesini bilirler ama. eşitsek kendileri de çabalayacak. Erkek için değil ama, karşılıklı bir sevgi belediği kişiyle güzel bir gelecek için.
ne zamandır bu konuyla ilgili bir şeyler yazayım diyorum. fakat, taraftar giydirmeleri, bekaret dertleri ve hiçbir içeriği olmayan, kısır siyasi tartışmaların döndüğü başlıklardan fırsat bulamadım.
bu sosyal medya, yorgan altı gibi. herkes osuruğunu buraya salıyor. sosyal medya, değerli olduğunu hissedememiş, kırgın, hayatta istediğini elde edememiş, kendince iyi niyetten kaybetmiş, hep fazla değer vermiş, sevgisini hak edeni bulamamış, yalanı sevmeyen, dürüstlüğü yüzünden başına gelmeyen kalmamış insanlarla dolu. bizim iş yerindeki hayri abiden, annemin gün arkadaşı mücella teyzeye, okul arkadaşım timurdan, eski sevgilim hülyaya kadar herkes böyle. ama en çok kadınlar. en çok da kadınlar böyle.
bir kere olsun düşünüyor musunuz ey kadınlar, lan biz hayattan ne bekledik, neler yaptık da böyle bir muameleye layık olduk diye? yok, o düşünülür mü? siz sevgililer gününde şaşırtıcı hediyeler, her gün küçük sürprizler bekleyen, tek taşlı, ilginç temalı evlilik teklifleri alması gereken, ev işlerinde destek olan nazik kibar bir erkek ararken, aynı zamanda elinde küsküyle gezen adam hayali kuran insanlar değil misiniz? siz değil misiniz, cimri olmasın ama para saçmasın, yakışıklı olsun ama kadın gibi kendine bakmasın, ilgili olsun ama hep peşimde gezmesin, kıskansın ama sorun etmesin, zengin olsun ama para konuşmasın, nazik ve kibar olsun ama maço olsun, diyenler? lan o sizin için çabalayan adamlar var ya, ben onların hayatını sikeyim.
sizin yüzünüzden, o adamlar, o naif kadınları kırdı, görmedi. sizin sikimtrak dertlerinizle uğraşmaktan, onları fark edemedi. saçından bukle kesip veren kadınları, mendile isim işleyen kadınları, üşüme diye içlik alan kadınları, saatlerce bekledikten sonra, nrdsn uff bn gdyrm, demek için değil de, başına bir şey geldi mi diye meraktan telefona sarılan kadınları kırdılar.
şimdi facebook\'ta, twitter\'da, kadın güzellemeleri yapanlar, yok kadın rakı gibidir, muhabbet ister, yok kadın kristal vazodur, kırılırsa düzelmez, yok kadın bi giderse daha geri dönmez, giden kadın susar, sessizliği sağır edici olur, yok kadın seni defalarca sınar, ve sen pişman bile olamadan,farkına bile varmadan o kararını vermiş ve çoktan gitmiştir... yok ya! bunları ağzını büze büze profil fotosu çektiren, garantileyene kadar elinin altında on adamı tutup, işine gelmeyince arkadaşız diyen, tek bildiği koca götünü ertimek için diyet yapmak olan, pucca okuyup birbirine çok güzelsin cınım derken içinden saydıran kadınlar mı yapar? hasiktir diyorum.
önce bi kendinize bakın, sizin için çaba gösterilmesini istiyorsanız, sahiden çaba gösterilecek kadın mıyım diye düşünün. dağları delen ferhat bu toprakların çocuğudur. lan siz şirin olun da ferhat ortaya çıkar merak etmeyin...
çabalayamıyorum çünkü tipsizim. tipsiz değil de kızların çoğunlukla tercih etmeyeceği, bir fiziki kusur yüzünden diyelim. yoksa boy, pos ,fizik yerinde iyiyim de işte ne yapacaksın olmayınca olmuyor. artık, ütopik şeyler benim için kız düşüncesi.
tüm çabaları görmezden gelinip tüm gururu ezildikten sonra, sol yanında her geçen an büyüyen sancının etkisiyle yorgun, bitkin düşmüş, ot gibi bekleyen erkektir.
yorgundur, ama yorgunluğuna rağmen nefesini kesmemelidir yaşadığı hayattan.
kadınları çözmüş erkektir. akıllı adamdır. sonunda gerçek aşkı bulacak ve deli gibi sevilecek adamdır. kadınlar kendisinin peşinden koşan erkeklere aşık olmaz. bak sevmez demiyorum, birlikte olmaz, evlenmez demiyorum. aşık olmaz. arada çok büyük fark var. peşinden bir yıl veya daha fazla koştuğu kızla bir ilişki yaşayan erkek yok mu? elbette var, hem de çok. ama o ilişkilerde tüm yük erkeklerin üstündedir. zira elde etmeye çalışan erkek olmuştur, kadın zaten peşinden koşulan kişi olmanın verdiği özgüvenle erkeği parmağında oynatır...
"madem aşk yok, o kız niye onunla?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. bunun birçok sebebi var. kız ilgiden bıkmıştır, tıpkı çocuğu sussun diye istediğini alan anne gibi erkeği susturmak için onunla birlikte olur. kız, vicdanlı ve iyi niyetli bir kızdır, erkeğe ilgi duymadığı halde erkeğin bunca çabasının boşa gitmesini istemez ve birlikte olur. kız, ilgiden hoşlanıyordur, "belki tekrar bulamam böylesini" diyerek ego tatmin aracını kaybetmekten korkar ve erkeği yanında tutar. ama sebebi asla erkeğinki gibi kör kütük bir aşk olmaz. zira bize altın tepside sunulan şeylere pek aşık olmayız. allah böyle yaratmış işte nefsimizi.
şöyle bir örnek vericem, belki absürd olabilir ama konuyla bağlantısı var bence. yetenek sizsiniz'e gelen yarışmacıları düşünün. mesela kumla resim yapan bir abi vardı, adam işine öyle hakim ki yeteneğiyle jüriyi etkiledi ve tek kelime etmeden finale kadar çok rahat geldi. bir de saçma sapan arabesk rap şarkılarda dans edip jüriye yalakalık yapan yarışmacıları düşünün. evet bu yarışmacı da belki bi üst tura çıktı ama jürinin ve halkın acıma duygusunu kullanarak. ama birinci yarışmacı tamamen karşı tarafı etkileyerek çıkıyor üst tura. bazen de jüriye ne kadar yalvarsa da sonuç değişmiyor. işte erkek de böyle olmalı. arabesk rapçi gibi duygu sömürüsü, acındırma ile değil kendi karakterinizle kadınları etkilemelisiniz. kadınları sürekli onlar uğruna neler yapabileceğinizi göstererek elde edemezsiniz. sadece karşısına çıkacaksın, duruşunu ortaya koyup ilgini hissettireceksin (bak hissettir diyorum, söyle demiyorum!) ve çekilip kadının ne yapacağını izleyeceksin. o gelirse gelir. gelmezse de zaten ağzınla kuş tutsan o kadın ikna olmayacak. o yüzden "beni sevmen için daha ne yapayım?" gibi nafile sorular sormayı bırakın. seven gördüğü şeyle sever zaten.
kadının peşinden koşulmaz. kadının karşısına çıkılır, aşık edilir veya ret yenir. bu kadar. o peşinden koşma muhabbetleri tamamen amerikan romantik komedilerinin pompaladığı sahte aşk ritüelleri. öyle filmlerdeki gibi yıllarca peşinde koşan bir erkeğe aşık olan bir kız yok gerçek hayatta. kadınları onları sevdiğinize ikna etmeye çalışarak kendinize aşık edemezsiniz. asla! dolayısıyla bir kadının peşinden koşmak saçmadır, gereksizdir, kadının uzun vadede, size aşık olmak şöyle dursun, sizi yapışkan ve nefret edilesi bir erkek olarak görmesine neden olan bir durumdur. şahsi tecrübemle sabit.