Nikah yokss kismettir..nikah varsa adam degildir once insanligi ogren sonra evlen yari yolda birakicaksan mesgul etmiceksin azicik erkek azicik mert olun.
Çabalayinca birşey oluyor sanki amina koyim! Dedirtir. Sayfa sayfa yazilan meltuplar, bastirilip gonderilen resimler, siirler, iltifatlar, aglamalar zirlamalar bir boka yariyor sanki! Siz siz olun hiçkimse için kendinizden vazgeçip küçük düşmeyin. Hiçkimse için yalvarmayin. Kaçani kovalamayin siktirsin gitsin! Yoksa götü kalkar, yalvardikca daha da kaçar! Sen kendi acini yaşarken, yalniz gezerken sokakta el ele gorursun picin tekiyle hayatin kayar! Hiçkimseyi kendinizden fazla sevmeyin. Bunlar tecrübeyle sabittir. Gideni uğurla, geleni de hoşkarşıla.
bir de onu seven kadin icin cabalamayan erkek vardir o beter. kadin seviyodur, adam sevmek icin cabalamiyordur. bir denese belki mutlu olacaklardir. sevenleri sevmek gerek...
Bir kadın için çabalamayan erkek çabalamadığı için elinden kaçırdığı kadının yerine başka bir kadın ararken çabalamak ne kelime bir yerlerini yırtan erkektir.
hic kimse icin cabalamaya degmez.mesela araba alacksindir calisirsin alirsin bu bir maldir.ama insan icin cabalamak olmaz anca iliski baslar ondan sonra taraflar cabalar birbirinin hayatini guzellestirmek icin.
Tamam kadın olmak çok zor herkesin seni sikmeye çabaladığı bir ülkede yaşıyorsun falan ama ben niye çaba gösterecekmişim anlamıyorum. iki sıkım ateş ederim baktım çorba çıkmayacak, bekleme yapma devam et!
Not: bizi bu zihniyete sokanlar utansın.
sadece erkekler çabalayacak, ilk adımı onlar atacak, ilk mesaj, ilk davet hepsini ilk erkekler yapacak diye bir kural yok.
hem kadın hem erkek eğer birisi için çabalamıyorsa iki şeyden ötürüdür:
1. ya o birisi zerre sikinde değildir.
2. ya da o birisi zaten onun yerine de çabalıyordur.
bir kadın için çabalamayan erkeğin (eğer o kadın onun için önemliyse) sağlam bir nedeni vardır.
destan yazmaya gerek yok sevgisinden şüphe duymuyorsanız sırf sizin için kendini parçalamıyor, hayatından ödün vermiyor diye şüphe duymaya başlamayın. bu ülkede kadın olmak kolay değil biliyoruz ama bu ülkede erkek olmak da hiç kolay değil, cidden.
toplum belki de yüzyıllardır size sadece namusunuzu koruma misyonu yükledi lakin erkeğin durumu farklı, erkeğin olur olmaz tonla misyonu var bu ülkede. bir ailenin, ilişkinin sorumluluğu bile erkekte. neden böyle, niye ilişki denilen şeyin sorumluluğu sadece erkekte ve neden romantizminden geçim derdine kadar her şey erkeğin sırtına yükleniyor bilemem, mantıklı da bulmam ama durum bu. bir kadın çalışıp para kazanıyorsa lütuf gibi görülüyor lakin bir erkek para kazanamıyorsa, yahut kazandığı para ailesini rahatça geçindirebilecek düzeyde değilse bu erkeğin eksikliği, acizliği olarak görülüyor.
yani sizin için "+" olan şey bizim için zorunluluk. hiçbir kadın 2000 tl kazanıyorum acaba evlensem evimi geçindirebilir, çocuklarıma bakabilir miyim diye düşünmez. ama aynı parayı kazanan bir erkeğin götünde alev topları patlar, ne bok yiyeceğim bu parayla diye. sürekli ilerlemeye, bir şeyler yapıp o yeterlilik düzeyine gelmeye çalışır.
erkek olmak zor, hele de türkiye gibi diplomanın bile para etmediği, üniversite mezununun simit sattığı bir ülkede erkek olmak daha da zor.
erkekler evlilikten ve ciddi ilişkiden korkar. siz zaten erkeğin içinde var olan bu yeterlilik çabasını yeni istek ve beklentilerle zorlarsanız sizden kaçar, sevse de kaçar sevmese de. kaçmıyorsa da mutlu değildir yani.
biraz empati.
not: destan yazmaya gerek yok deyip epeyce de uzattık ama kusura bakmazsınız artık. buraya kadar üşenmeden okuyan varsa teşekkür ederiz. öptüm gözlerinden.
nedeni vardır.
kadına kaçma, erkeğe de kovalama görevini boşverin.
"çaba."
hep ama hep bundan bahsederiz.
emek.
önceleri kalbimizi şöyle avuturuz,
"hep denedin hep yenildin, olsun, yine dene yine yenil. daha iyi yenil."
sonra da şöyle,
"olmuyorsa, zorlamayacaksın."
bu ateşli kararlı duruşumuzdan, son derece kaderci ve de şiirsel felsefemize öyle kolay geçmiyoruz.
öncelikle şunu belirtmek gerek.
çabalamak iyi güzel ama nasıl çabalamak?
nasıl onun uğruna fedakarlıklar yapmak, nedir bunun kıstası?
şimdi bir kızı seviyoruz diye saatlerce yol tepmek mi, o seni gördüğüne mutlu bile değilken?
ya da boynunda dursun diye hediyen pahalı mı pahalı kolyeler almak mı, o senin yüzüne sahtece gülümserken?
onun için yemekler hazırlamak mı, her doğum gününde ve yıldonümlerinde aynı klişeleri düşünmek mi sizin şu 'çaba'nız?
sizi sevmeyen birine, sizi sevdirtmek için, onca yolu denemek mi emek?
sevgi zorla olur mu? aşkla bağlanmak taktiğe tekniğe bakar mı?
velhasılkelam, erkek sevdiği ve onun da kendisini sevdiğine inandığı kadın için çabalamalı. değmeyen ve kendisini sevmeyen, bahaneler üreten bir kadın için çabalamaz. çabalanmaz, yıpratır çünkü erkeği.
nasıl denir,
"keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. o senin için ne yaptı da sevdin sanki? akıl işi değil, gönül sevdi mi gerisi bahane..."
öyle işte.
zorla yenmemeli aş, çünkü ya karın ağrıtır ya baş...