gözlerindeki buğuyla size bakıp ben sensiz ne yaparım dediği andır ki arkasından ağlamaya başlar, siz de annem ağlama bak göz açıp kapayıncaya kadar geçer zaman deyip ağlayarak onu avutmaya çalışırsınız*.
böyle bir başlığın sözlükte açılmış olduğunu gördüğünde, o güzel yüzünde o sinsi ve sevimli ama bir yandan da herşeyin farkında olduğunu hissetiren o tarifsiz gülümsemenin minik dudaklarında ve kocaman kirpikli ceylan gözlerinde belirdiği andır.
kucağında masum bir çocuk gibi uykuya dalmış erkeğinin o an gördüğü rüyayı sadece onun saçlarını okşayarak o erkeğin rüya sinemasının hemen arka koltuğundan sessizce ama bilegece gülümseyerek izlediği andır. hatta bazen öyle bir an gelir ki uyuyan erkek arka koltuktaki sevgilisi gördüğü rüyayı daha rahat izlesin diye başını iyice aşağıya çeker sevdiceğinin bacaklarının arasına doğru..
sabah yanı başınızda uyanıp size gülümsediği andır beynimiz bir fotoğraf makinesi kıvamında o anı görüntüler! ve size asla unutturmaz! gözlerinizi her kapattığınızda onu görürsünüz!
boynundan aşağı süzülen küçük ter damlacıklarının, önceki gece geçirdiğimiz azgınca ve vahşice geceyi bana hatırlattığı andır. evet evet kesinlikle o andır. şiirlere malzeme olacak kadar önemlidir bir kadının boynu, cemal abimin dediği gibi. "böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye" özne bu, yüklem ben. tüm kadınları hayranı yapmak, kucaklamak ve cinselliğin doruklarında gezdirmek çok dayanılmaz yahu benim için. biri beni durdursun lütfen. ne lütfeni ya, kendinize gelin hemen. önümde eğilmeniz an meselesi.