bir gece anisizin degil de yavas yavas, milli servet ve degerlerimizi, bagimsizligimizi teker teker kaybederek, elli atmis yilda olani: "48 texas, 49 alaska, 50 hawaii, 51 turkiye".. (bkz: kucuk amerika)
Kürt milliyetçiliği yanında az bile yapılan propoganda.
Tüm dünyada pkk yanlıları Türkiyeyi bölen haritalar gösteriyor onlar için faşişt pankartı denmiyorda bu pankartmı faşistçe oluyor.
(bkz: Taraflı düşünmek)
dünün en beğenilen entrylerine de giren "savaş karşıtlığıyla bilinen bir tribünün aynı zamanda gerekli durumlarda vatan için savaşılabileceğini de normal gördüğünü gösteren pankart" mantığına deminden beri boş gözlerle bakıyorum. hayır bir kişi bu mantıksızlığa düşebilir, böyle oksimoronu içselleştirip tutarlı zannedebilir. ama buna gülüp geçmek yerine bir sürü insanın artı oy verdiği düşünülürse hakikaten uludağ sözlüğün hali vahimdir. savaş karşıtlığı tek ve yalın bir anlama gelir ve "savaş karşıtlığı"dır. yeri gelince, işine gelince, gerek olunca savaşılır tarzı bir yaklaşım savaş karşıtlığı falan değil tamamen ikircikli ve tutarsız bir duruştur. zaten tüm savaşlar o kutsadığınız ve haddinden öte manevi payeler biçtiğiniz "vatan" fetişiniz sebebiyle vuku bulmuyor mu. eğer vatan için savaşı destekliyorsanız zaten savaş karşıtı olamazsınız, ben dünya üzerinde başka bir geçerli savaş sebebi bilmiyorum. savaş karşıtıyız ama gerekirse savaşırız tutumu marazidir, savaşı ne sebeple olursa olsun onamak bu duruş ile bağdaşmaz. eyvallah savaş karşıtı olmayabilirsiniz bu başka bir tartışma konusu lakin bari bunu şu şekilde bulanık bir tutumla ifade etmeyin ve net olun.
110 washington, 111 los angeles, 112 new orleans diye gitmesini istediğimiz pankart.
anaların yürekleri yanarken hala barışcıl olalım v.s. tarzı geyiklere karşıda iyi bir pankart olmuştur.
tıpkı "delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış" deyimine cuk diye oturan pankart..
kardeşim bizim türkiye cumhuriyeti olarak kimsenin toprağında gözümüz yok. bizim tüm mücadelemiz kendi toprağımızı, sivil ve askerimizi korumak. esir düşen askerlerimizi kurtarmak.
o pankart maç esnasında açılan alelade bir pankart. hiçbir devlet kurumundan böyle bir cümle duydunuz mu? hayır.. bizim derdimiz ayaklar altına alınan itibarımızı geri kazanmak.
ancak o da bu şartlarda zor gözüküyor. neden mi? öncelik başbakanımız(!) pushttan izin alması gerekir. ondan sonra belki itibarımızı ayaklar altından kaldırabileceğiz. pusht izin vermezse bu olayın akıbeti de aynı askerimizin başına geçirilen çuval gibi olacak. yani kapanacak gidecek.
pankart esprisinden anlamayan ve ardında faşistlik ve ırkçılık arayan kıt beyinlilerin bilmesi gereken bir durum daha vardır.
türkiye, ırak devleti dağıldığı andan itibaren uluslararası hukuka uygun şekilde tarihi bağlarından dolayı işgal yada ilhak isteme hakkına sahiptir.
sen istesende, istemesende taşlar yerine oturucaktır.
hemde hukuka, hakka uygun şekilde.
orada devletçilik oynayanlara buradan şakşak tutan cahil cühelanın kuru gürültüsü kimsenin umrunda dahi değildir.
ayrıca o pankartı hazırlayanların eline ve zihnine sağlık.
emperyal niteliğin sadece sömürmek olmadığını ve hatta sömürmenin imparatorluğun değil kapitalizmin ölçütü olduğunu düşündüğümüzde bunun yanı sıra bir de türklerin çoğu ulustan farklı olarak emperyal nitelikli bir ulus olduğunu hesaba katarsak türklerden böyle bir önerme çıkmasının gayet normal olduğunu anlatan pankart.
ayrıca:
edit: (#2518763) --> 67 zonguldak'tan sonra alfabe sırası olmadığı düşünüldüğünde gayet gereksiz bir önerme.
(#2518763)çarşıya göre musul un kerkük ten önce gelmesinin nedeni önce musulun sonra da kerkükün vatan toprağına katılması olasılığında bu şekilde plaka numaralandırması yapılacağıdır. yoksa vardır onlarında okuma yazmaları
bilirler sizler kadar.
düzce nin 81 olmasına akıl sır erdiliyor da buna mı erdirilemiyor. *
Özellikle ingilizlerin iyi bildigi bir istanbul türküsüdür...Türkler dirayetle sabırla beklerler karşıdaki köpegin adam olmasını,sonra bir gece ansızn adam olmayanı adam etme girişimidir.iyide olur..kahpe bizansın cesur güseli teodorayıda böle müslüman yapmamışmıydık..
zannımca açılan pankart bir temenni olmaktan ziyade, duyulan öfkenin yaratıcı bir espiri şeklinde tezahür etme durumudur. kızmanın, alınmanın gereği yok kimsenin kimsenin toprağında gözü olmadığı gibi...
22 milyon metrekare'lik bir coğrafya'da yaşayamamış olmamızdan mütevellit garipsediğimiz bir pankart sanırım. halbuki fazla değil daha 90 yıl evvel musul, kerkük elimizden çıktığında, tıpkı sofya'nın, üsküp'ün, kahire'nin elimizden çıktığında olduğu gibi, yürekleri yanmıştı dedelerimizin, nenelerimizin. bugün erzurum neyse, musul da aynıdır. kerkük'ün bayburt'tan farkı ne allah aşkına ? hatta araştırsak oralara anadolu'nun pek çok vilayetinden daha evvel yerleştiğimizi bile görebiliriz belki.