bir galatasaraylı olarak beşiktaşlı yaratıcı kardeşlerimi can-ı gönülden tebrik ettiğim slogandır..
gerçek olmasını dört gözle beklemekteyiz.
ayrıca belirtmek isterim ki buna tepki gösterenleri anlamak mümkün değildir. yıllardır pkk yandaşları türkiyenin sınırları belirli haritası üzerinde küstahça oynamalar yaparken, hayali kürdistan haritası çizerken nerdeydiniz efenim? o zaman sesiniz çıkmadı da şimdi bir pankart mı battı içinize?
81 düzce, 82 musul, 83 kerkük... misak-ı milli'ye bir atıf mı var yoksa kanı kaynayan insanların fethetme duygusu içinde mi bunu söylüyoruz. eğer işin şakası yapılıyorsa buna göz yumulur, hani hepimiz zenciyiz demek gibi, bazı kesimlere laf atmaksa amaç pankartı tartışmak gereksiz. fakat işte burada gördükçe anlıyoruzki böyle düşünenlerin sayısı çok az. son günlerde yaşanan histerik duyguların kabarmasından peydahlanan bazı kansızlar bunu savunacak kadar aşağılara iniyor. macaristan steplerinden, orta asya bozkırlarına kadar türkiye'nin olmasını talep edecek kadar ütopikleşiyor.
abd ırak'ı bundan bir kaç yıl önce işgal etti. insani duygular içinde birlik ve mücadeleyi savunanlar neden bu işgale karşı çıktılar? çünkü abd buraya özgürlük getiremezdi, tek isteği emperyal fetih, sömürüydü. zaten gerçek anlamda bir özgürlük gelecekse bunu abd değil halkın kendisi yapar. yani her koşulda bu işgal bir suçtur. abd'nin ırak'ı, vietnam'ı, bosna'yı, somali'yi işgalleri, ölen sscb'nin orta avrupa'yı, afganistan'ı işgalleri, fransa'nın, hollanda'nın ve daha nicelerinin işgalleri her koşulda suçtur ve karşı çıkılmak zorundadır. kimsenin panik olmasına gerek yok fakat bu tür bir işgali savunanlar tarih önünde her şekilde suçlu olacaktır.
musul ve kerkük konusuna gelicek olursak, türkiye talep ettiği gibi buraları 1926 musul antlaşması ile bu hakkında vazgeçmiştir. eğer mustafa kemal atatürk yurtta sulh cihanda sulh ilkesini gerçekleştiren bir lider omasaydı buraları sonradan işgal etmeye kalkabilirdi. ama yapmadı çünkü "cihanda sulh" isteyen ve tüm devletlere eşit seviyede bir politika izlemek istiyordu. fakat onun izinden gittiğini iddia edenler mustafa kemal'in arkasından ahkam kesicek cüreti kendilerinde görerek orayı burayı işgal planları yapıyor.
diğer yandan bizim topraklarımızda hak iddia eden devletlere tepki gösterip kendilerine gelince onların yaptıklarına benzer şekilde davrananlar bunu nasıl yapabiliyor? onların iğrenç planlar yapıyorsa biz de mi aynı şekilde davranmak zorundayız, açıkçası orası muğlak.
bir başka ülkenin bizim topraklarımızı böldüğünü gösteren haritalara ilk karşı çıkanlar bugün vatan millet diyenler miydi yoksa bir başkaları mıydı? bunu tarihin tozlu sayflarını karıştırarak öğrenebiliriz. o kadar geç deği.
ne istedik ?
askerimizin katillerini
ne cevap aldık?
size kedi bile vermeyiz
ite çakala malzeme olan türk milletinin bir kaç ferdi ne dedi?
bir gece ansizin 81 duzce 82 musul 83 kerkuk
ne yaptı?
alkış tuttu , gol atılınca mutlu oldu
günün anlam ve önemini çok iyi anlatmış süper bir pankarttır. evet ırak'ın bütünlüğü, yurtta sulh cihanda sulh bizim inancımız ama öncelikle yurtta sulh gerekir ve bunun olması için bu köpeklerin (barzani dahil) tepesine binmemiz gereklidir, ayrıca ırak diye bir yer, bütünlük falan kalmamıştır; ırak'ın bütünlüğü, çabalarımıza karşın artık tarih olmuştur.
sonuçta boş laf edilmemeli, bu itlerin tepelerine binilmelidir. abd bize karşı çıkamaz, çıkarsa ortadoğu bataklığına gömülür, bunu çok iyi bilir; yani önce karşı çıkacak ama biz kararlı olarak girince kesinlikle bizim yanımızda yer almak zorunda kalacaktır.
Bölünmez bir Türk yurdunun sınırlarını tespit Eden ve 28 Ocak 1920 tarihli gizli oturumda son Osmanlı Meclis-I Mebusan'ı tarafından kararlaştırılan Misak-ı Milli'nin birinci maddesi, Türkiye'nin güney sınırlarını tesbit etmektedir.
Misak'ın birinci maddesinde; "Osmanlı Devleti'nin özellikle Arap çoğunluğunun yerleşmiş olduğu (30 Ekim 1918 günkü Mütareke yapıldığı sırada) düşman ordularının işgali altında kalan bölgelerin geleceğinin, haklarını serbestçe açıklayacakları rey sonucu belirlenmesi gerekir; söz konusu mütareke çizgisi içinde din, soy ve amaç birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı-islam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü ister bir eylem, ister bir hükümle olsun, hiçbir nedenle birbirinden ayrılamayacak bir bütündür" şeklindeki yaklaşım açıktır.
Buna göre mütareke hattı esas alındığında Musul, Kerkük ve Süleymaniye'nin ve diğer tarafta Hatay bölgesinin Anadolu'nun ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır. alıntı
ingiliz ve fransız oyunlarıyla ve pek tabi orada bulunan halkın ingilizlerin kışkırtmasıyla kendi devletlerine isyan etmeleri lanet olsun dedirtecek şekilde yorumlanmakta şimdi. tabi dönemin çetin şartları petrol kaynaklarının ne denli önemli olduğunu düşünmeye fırsat tanımamıştır.
zaten bildiğimiz (umduğum) kadarıyla misak-ı milli ye göre kerkük Türkiye cumhuriyeti nin dir. fakat verilen hani o meşhur tavizler varya onlardan biridir.
seksen senedir misak ı milli diye geveleyenler seksen sene önceki dünyanın vaziyetini ve koşullarını da aklıllarının bir köşesine yazsınlar. türkiye cumhuriyeti devleti ırak'ı resmi olarak tanıdığı andan itibaren musul ve kerkük ile alakalı hayalleri bitmiştir, bitmek zorundadır. bu satten sonra misak ı milli derseniz götleriyle gülerler size. ayrıca misak ı milli dediğiniz şey de kendi tasarrufunuzla belirlediğiniz bir dizi sınırdır. ona bakarsanız ermenistan'ın kendi tahayyülündeki sınırlarda ağrı veya yunanistaN'ın hayallerindekinde istanbul olabilir. biz zamanında buraları istedik, çok arzu ettik ama olmadı diye şimdi hak iddia etmek hakkını nerden buluyorsunuz. uluslarası hukuk'a göre bunun adı işgaldir. misak ı milli'nin günümüzde bir geçerliliği yoktur. atatürk'ün gönlünde yatan topraklar sırf onun gönlünde yatıyor diye sizin olamaz, bu anlamda eylemlerinize meşruiyet kazandırmaz.
nasıl da hoşuna gitmiş kendilerini olduğundan yükseğe konulamak için tek argümanları milliyetleri olanların, tek övünç kaynağı ırkları, tek müspet özellikleri tesadüfi soyları olanların. iyi, güzel, doğru, haklı, üstün olmaları bir dizi rastlantı ile burada doğmuş olmaları, hayatta kendilerine eklemleyebildikleri tek bir şey olmadan bu rastlantılar silsilesine delicesine bağlı olanların nasıl da göğsünü kabartmış. ya az solunuzda yunan olarak doğsaydınız aman ne feci. ya sağa kaçıp azcık ermeni olsaydınız off off, peki biraz aşşağı inip arap olsaydınız ıyy ne iğrenç değil mi. ağızlarsa bir sakız türk'üz, aynı sakız çiğnedikçe formunu kaybediyor şöyle üstünüz, böyle iyiyiz, şu kadar kuvvetli, bu kadar asilize kadar gidiyor. nasıl da tek bir santimetrekaresini vermeyiz bu toprakların derken işgalci olma sevdalıları dökülüyor bir bir. musul ve kerkük'ü istiyorsanız sizden daha kuvvetlisi gelip güneydoğu anadolu'yu alırsa elinizden uluslarası antlaşmalar vs. diye inlemeyin. işgalci yayılma devri ikinci empertyalist savaş ile tarihe karıştı. birazcık uyanın.
faşizmle alakası olmayan, M.Kemal Atatürk'ün günümüz şartlarını bizim şu anda dahi okuyamadığımız kadar iyi okuması sonucu; lozana eklettiği "Irak dağılırsa türkiye musul ve kerkük üzerinde hak iddia edebilir" mahiyetindeki detayla, şu anki duruma bakıldığında(doğru bi politika sonucu) gerçekleşmesi gayet mümkün bi durum.
dipnot: bu maddeyi o zamanın şartlarında lozana ekletmesi kendi kanaatimce atatürk e eklenmesi gereken artı bir puandır, eksi değil.